WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HD 21/10/2019 tarih ve 2016/11617 E 2019/6817 K) Somut olayımızda; Davacı vekili; kamulaştırma davasında mahkemece ara karar verildiğini, murisin iki farklı mirasçılık belgesinin bulunduğunu, hatalı mirasçılık belgesinin iptali gerektiğini beyan ederek mirasçılık belgesinin iptalini istemiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararındaki gerekçeye, yasal gerektirici nedenlere göre; muris Saide' nin 30/04/2008 de vefat ettiği, geride sağ eş ve 4 çocuğunun bulunduğu, bu durumda 26/11/2008 tarihinde alınan mirasçılık belgesinde bur hata bulunmadığı, murisin eşinin 17/05/2016 tarihinde vefat ettiği geriye aynı çocukların mirasçı olarak kaldığı, kızı Nadire'nin de 10/08/2019 tarihinde vefat ettiği, bu durumda 18/09/2019 tarihinde alınan mirasçılık belgesinin de doğru olduğu, ortada hatalı veya iptali gereken bir mirasçılık belgesi bulunmadığı, Ünye 1....

Somut olayda; mirasçılık belgesinin iptali istemi ile sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacağın tahsili davaları arasında HMK'nın 166. maddesinde ifade edilen şekilde bir ilişki bulunmadığından HMK'nın 167. maddesi hükmü de gözetilerek birlikte açılan davaların ayrılmasına karar verilerek, ayrı ayrı esaslara kaydedilip, inceleme ve araştırmanın her dosya bakımından ayrı ayrı yapılması gerekirken bu husus göz ardı edilerek bekletici mesele sayılması gereken mirasçılık belgesinin iptali davası ile sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacağın tahsili davası birlikte görülmek suretiyle her iki davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

    Dava, mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir. Mirasçılık belgesinin iptali halinde, hukuksal durumlarının etkilenmesi sözkonusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle, davadan önce ölmüş ise bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesi, yine davalılardan herhangi birinin yargılamadan sonra ölmesi halinde de davanın mirasçılarına yönlendirilerek mirasçılar aleyhine sürdürülmesi, hükmün de mirasçı oldukları gösterilerek mirasçılar hakkında verilmesi gerekir. Somut olayda; davacı tarafından iptali istenilen mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen Ali ve Havva oğlu ...'in 01.05.2009 tarihinde öldüğü ve geriye mirasçıları olarak eşi ..., oğlu ... kaldığı halde; ...'in davalı olarak davaya dahil edilmeden, taraf koşulu gerçekleştirilmeden hüküm verildiği anlaşılmaktadır....

      Mahkemesinin 2007/79 Esas 2007/58 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile mirasbırakan ...’un gerçek mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesinin verilmesini istemiştir. 2....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02/05/2013 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20/11/2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne, davanın mahiyeti gereği duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili ...'in Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesinin 16.12.2011 günlü ve 2010/1210 Esas, 2011/1580 sayılı Kararı ile ... ve Penbe kızı muris ...'in yasal mirasçısı olduğunun belirlendiğini, yasal mirasçı olmadığı halde davalı ... tarafından muris ...'...

          Somut olayda; davacılar vekilinin, davacılar ile ... arasında görülmekte olan tapu iptali ve tescil davasına sunulmak üzere mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle dava açtığı, uyuşmazlığın mirasçılık belgesinin iptali istemi olmadığı ve davanın hasımlı olarak açılmasının uyuşmazlığı çekişmeli hale getirmediği anlaşılmaktadır. Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin dava 6100 sayılı HMK'nın geçici 3/2. maddesi gereğince sayılı HMK'nın 382. maddesinin çekişmesiz yargı işlerinden sayılmıştır. Bu hale göre mirasçılık belgesinin verilmesi davalarında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 14/10/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

            Somut olayda; Tarsus Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.10.1954 tarihinde vermiş olduğu mirasçılık belgesi ile ilgili olarak temyiz talep eden mirasçının her zaman mirasçılık belgesinin iptali istemiyle dava açabileceği kuşkusuzdur. Temyiz edenin, eldeki davanın talep edeninin mirasçısı sıfatıyla mirasçılık belgesinin iptalini isteme hakkı bulunmaktaysa da davada taraf sıfatı bulunmadığından kararı temyiz etme yetkisi yoktur. Bu durumda temyiz eden ...’un temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, temyiz eden ilgili ...'un temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin harcın yatırana iadesine, 13.12.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirasçılık hukukuna ilişkin davada İstanbul Anadolu 18.Asliye Hukuk ve İstanbul Anadolu 18.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirascılık belgesinin verilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, davanın çekişmesiz yargı işi olduğu, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın çekişmeli yargı işi olduğu, asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; davacılar vekili, Ümraniye 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 25.05.201 tarih, 2010/595 esas, 2010/462 karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali isteminde bulunmuştur....

                Mirasçılık belgesinin geçersizliği her zaman ileri sürülebilir. Ölüme bağlı tasarrufun iptaline ilişkin dava hakkı saklıdır. " hükmü düzenlenmiştir. Bilindiği üzere, mirasçılık belgesi verilmesi çekişmesiz yargı işlerinden olup gerek 6100 sayılı HMK'nın 383. maddesi uyarınca, gerekse 4721 sayılı TMK'nın belirtilen 598. maddesi uyarınca görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Oysa mirasçılık belgesinin iptali davası, hasımlı olarak görülmesi gerektiğinden ve yargılama sonucunda verilen karar tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğundan çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olup mirasçılık belgesinin iptali davalarına bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur. Tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; veraset ilamının iptali niteliğinde olan eldeki davanın, Asliye Hukuk Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                Yabancı mahkemeler tarafından verilen mirasçılık belgeleri, Türk Mahkemesince tanınmakla Türk Mahkemesi tarafından verilmiş bir mirasçılık belgesi gibi hüküm ve sonuç doğurur. Bu olgunun sonucu olarak, Türk Mahkemelerince verilen ve aksi sabit oluncaya kadar geçerli bulunan mirasçılık belgelerinin nasıl iptali istenilebiliyorsa tanınmasına karar verilmiş bulunan yabancı mahkemelerce verilmiş mirasçılık belgelerinin de iptali istenebilir. Türk Hukuk sistemine aykırı ve hatalı olduğu öne sürülerek yabancı mirasçılık belgesinin ortadan kaldırılmasını sağlama amacıyla yabancı mirasçılık belgesinin tanınması ve tenfizine ilişkin Türk Mahkemesi kararının iptaline ilişkin istek, mirasçılık belgesinin iptali davası niteliğindedir. Kural olarak öğretide ve uygulamalarda kararlılık kazanan görüşe göre davada taraf teşkilinin yapılmamış olması başlı başına bozma nedenidir....

                  UYAP Entegrasyonu