Davacı murisi babası T5 davalı işyerinde çalışırken meslek hastalığına yakalandığını ve bunun sonucunda 16/05/2013 tarihinde meslek hastalığı sonucunda vefat ettiğini belirterek maddi tazminat talebinde bulunmuştur. SGK Kocatepe Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezinin 22/01/2020 tarihli raporu ile davacı murisinin ölümünün meslek hastalığı sonucu olmadığı belirlenmiş, itiraz üzerine YSK'nın 14/04/2021 tarihli kararı ile davacı murisinin ölümünün meslek hastalığına bağlı olmadığına oy birliği ile karar verildiği anlaşılmıştır. Adli Tıp 1....
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: Davacı, 15.3.2017’de davalı Kuruma başvurarak meslek hastalığı nedeniyle gelir bağlanmasını istemiştir. Kurum tarafından Meslek Hastalıkları Hastanesine sevki sağlanmıştır. Meslek Hastalıkları Hastanesinin belgeleri, Kurum Sağlık Kurulunda değerlendirilmiş ve 4.6.2018’de hastalıkların mesleki olmadığına karar verilmiştir. Karara sigortalı tarafından itiraz edilmiştir. Bunun üzerine Yüksek Sağlık Kurulu 15.8.2018 tarihli raporuyla hastalıkların meslek hastalığı niteliğinde olmadığına karar verilmiştir. Bu gelişmelerden sonra davacı kendisinin tornacı olarak çalıştığını kulağındaki işitme kaybı ve belindeki lomber diskopati rahatsızlığının, meslek hastalığı olduğunu ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece ATK 3....
İş Mahkemesi' nde 2013/182 E. - 2014/397 K. sayılı dosya ile meslek hastalığının tespiti davası açtığı dosya kapsamında Adli Tıp Genel Kurulunca tanzim edilen meslek hastalığının bulunmadığı, maluliyetin davacının sigara kullanmasından kaynaklandığı tespit edildiğibelirtilerek Adli Tıp Genel Kurulu raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının meslek hastalığı nedeniyle maluliyet oranı % 18.2 kabul edilerek aylık bağlandığı,... 2....
İhtisas Dairesi raporlarında; davacı murisinin ölümün meslek hastalığı sonucu olmadığının tespit edilerek sabit hale geldiği anlaşılmıştır. Davacı tarafça murisin ölümünün meslek hastalığı sonucu olduğuna ilişkin aksi yönde somut bir delil de sunulmadığından davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur." gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....
Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 5510 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde meslek hastalığının, 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 nci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından bunları çalıştıran işveren tarafından, (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından öğrenmeden sonraki üç işgünü içinde iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi Kurum'a bildirilmesinin zorunlu olduğu, meslek hastalığı ile ilgili bildirimler üzerine gerekli soruşturmaların, Kurumun denetim ve kontrol ile yetkilendirilen memurları tarafından veya Bakanlık iş müfettişleri vasıtasıyla yaptırılabileceği, hangi hallerin meslek hastalığı sayılacağı, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesinin şekli ve içeriği, verilme usûlü ile bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usûl ve esasların, Kurum...
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalı Cafer Demirci'nin davalı TTK'ya ait işyerinde çalıştığı ve sonrasında meslek hastalığına yakalandığı, meslek hastalığı maluliyet oranının % 32,2 olduğu ancak meslek hastalığının zaman içerisinde ilerleme göstermesi nedeni ile sigortalının işten ayrılmış olduğu 1992 tarihindeki maluliyet oranının %12,27 olduğu, meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı TTK nın % 45,64 kusurlu olduğu ve sigortalının 1949 tarih doğumlu olması, maluliyet almış olduğu rapor tarihinin 2018 yılı olması nedeni ile meslek hastalığı sürekli iş göremezlik tarihinin tespit tarihinde ve gelir başlangıç tarihinde 60 yaşını tamamlamış olduğu, maluliyet oranının % 60 ın altında olması ve 1992 yılından itibaren yaşlılık aylığı alıyor olması bir arada değerlendirildiğinde...
Yönetmeliğe göre, Yükümlülük süresi, sigortalının meslek hastalığına sebep olan işinden fiilen ayrıldığı tarih ile meslek hastalığının meydana çıktığı tarih arasında geçen en uzun süreyi ifade eder. Ancak meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla kesinleştiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin, işyeri incelemesi ile kanıtlandığı hallerde, yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Burada önemli olan hastalığı belirleyen rapor tarihi değil, tıbbi verilere göre hastalığın ortaya çıktığı tarihtir....
Davacı yanca, ölüm ile meslek hastalığı arasındaki illiyet bağını belirleyen adı geçen raporlara itiraz edildiğine göre, öncelikle 5510 sayılı Yasanın 14/3 ve 58/4 maddelerinde öngörülen prosedür uyarınca ölümün meslek hastalığı (Pnömokonyoz) sonucu meydana gelip gelmediği konusunda, Kurum Yüksek Sağlık Kurulundan alınan rapora karşı somut verilere dayanan bir itiraz olursa Yargıtay 28.06.1976 gün ve 1976/6-4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Adli Tıp Kurulundan rapor alınarak sonuca gidilmediği anlaşılmaktadır. Somut olayda;davacın murisinin ölümünden önce meslek hastalığına yakalandığı ve pnömokonyoz meslek hastalığı nedeniyle %32,2 işgören durumda olduğu anlaşılması olmasına göre yasal prosedür işletilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Sigortalının mesleğini icrası sırasında sürekli tekrarladığı faaliyetlerden dolayı ya da icra edilen işin niteliği veya işin şartları nedeniyle mesleği ile bağlantılı olarak meydana gelen hastalıklar da sosyal güvenlik sistemi içerisinde bir sosyal risk olarak kabul edilmekte ve bu hastalıklar meslek hastalığı olarak nitelendirilmektedir. İş kazası ani bir olay olmasına karşın meslek hastalığı, belirli bir zaman dilimi içerisinde tekrarlanan bir sebeple oluşmaktadır. Meslek hastalığı, işin nitelik ve yürütüm şartlarından dolayı ya da işyerinin durumu dolayısıyla yavaş yavaş ortaya çıkan bir sağlık sorunudur....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı işçinin maluliyeti böbrek rahatsızlığından/hastalığından kaynaklanmakta olup; davacı işçinin gerek hastalığı gerekse maluliyeti yönünden davalı müvekkiline işverene atfı kabil bir kusur bulunmamakta olduğunu, davacının hastalığının ve maluliyetinin meslek hastalığı veya iş kazasından kaynaklanmadığını, davacının diyabet ve diyabete bağlı böbrek hastalığının genetik bir hastalık olduğunu beyanla; davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında özetle; davacının meslek hastalığı olduğu iddiasının ve davalı şirkette yaptığı iş dikkate alınarak illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu 3....