Şikayetin yasal dayanağı olan, İİK.nun 82/1- 4 ve 12. maddeleri uyarınca, maişet ve meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı borçluya ait olup, icra takibinde borçlu sıfatı olmayan tasarrufun iptali ilamının davalısı 3. kişinin şikayet hakkı yoktur (Yargıtay 12.HD'nin 06/12/2011 tarihli, 2011/8196 E, 2011/26965 K. sayılı içtihadı). Yukarıda belirtilen nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.09.2020 tarihli, 2018/333 Esas, 2020/190 Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile takibin kaldığı yerden devamına karar verildiği, takibin kesinleşmesi üzerine şikayete konu taşınmazın haczedildiği, borçlu tarafından haczedilen taşınmazın kendisi ve ailesinin geçimi için zorunlu tarım arazisi olduğu belirtilerek maişet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. Yargılama sırasında şikayetçinin vefat etmesi nedeniyle, ilk derece mahkemesince şikayetçi mirasçıları T5 T4 ve T3 davaya dahil edilerek yargılamaya devam edilmiştir. İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendi gereğince; borçlunun çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri haczedilemez. Bu maddeye dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....
Dairemizin 23.10.2014 tarih ve 2014/18236 E.-24834 K. sayılı bozma ilamında belirtilmesine ve mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen, ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten önce yapılan hacizlerin hükümsüz kaldığı gözetilerek, borçlunun meskeniyet şikayetine konu taşınmaz yönünden, meskeniyet şikayetinin esası incelenmeden bahse konu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği halde, meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek haczin kaldırıldığı görülmüştür....
İlk derece mahkemesi kararında; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte haciz safhası bulunmadığından meskeniyet şikayetinde bulunulmayacağı gibi, taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu ipoteklerden olmaması sebebiyle de davacının meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş olduğu gerekçesiyle meskeniyet şikayetinin reddine, kıymet takdirine itirazın kabulü ile kıymet takdiri işleminin iptaline taşınmazın değerinin 722.537,00 TL olarak belirlenmesine karar verilmiştir. Davacı borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın davacının haline münasip evi olduğunu ve bölünebilir niteliğe haiz olduğunu, mahkemece en azından davacının evinin bulunduğu yerin bölünerek kalan kısmın satılmasına karar verilebilecek iken meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmiş, kararın bu yönüyle kaldırılmasına ve meskeniyet şikayetinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; meskenini bir alacaklısına ipotek etmiş olan borçlunun alacaklısına karşı meskeniyet iddiasında bulunmasının mümkün olmadığını ayrıca taşınmazın değerinin hesabı ve değere etki eden unsurların bilirkişi tarafından değerlendirilmesinin usul ve hakkaniyete uygun olduğunu belirterek yerinde olmayan davacı itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Ayrıca önceki meskeniyet şikayetinden feragat 6100 sayılı HMK'nun 311/1. maddesi hükmü uyarınca (mülga 1086 sayılı HUMK'nun 95/1. maddesi) feragat edildiği tarih itibariyle sonuç doğuracağından, feragatten sonra açılan söz konusu meskeniyet şikayetinin mükerrer bir şikayet niteliğinde değildir. Şikayetçi borçlu mirasçılarına icra takibinin yöneltilmediği aşamada meskeniyet şikayetinde bulunmaları ve sonrasında bu şikayetten vazgeçmeleri henüz doğmamış meskeniyet şikayeti hakkında feragat anlamına gelir ki bu feragat hukuki bir sonuç doğurmaz. Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/425 KARAR NO : 2023/797 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BOLU İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2022 NUMARASI : 2022/176 ESAS 2022/401 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıdaki esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme'si kararının incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya içeriğindeki tüm bilgi ve belgeler okunup, tetkik edilip heyetçe yapılan müzakerede, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı incelenerek aynı Kanun'un 353. maddesi gereğince duruşma yapılmaksızın yapılan inceleme sonunda gereği görüşülüp düşünüldü: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; Bolu İcra Müdürlüğü'nün 2021/14056 esas sayılı takip dosyasıyla aleyhine icra takibine girişildiğini ve maliki...
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda, meskeniyet şikayetine konu .... ada 1 parselde bulunan zemin kat ....nolu bağımsız bölüm üzerinde 26.12.2005 tarih ve 10724 yevmiye numarasıyla Türkiye Vakıflar Bankası A.Ş. lehine ipotek kurulduğu ve anılan bu ipoteğin Tüketici Kredisi nedeniyle verildiği görülmüştür....
Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, takip dosyasından borçlunun şikayete konu taşınmazı üzerine 02.07.2014 tarihinde haciz uygulandığı haciz tarihinden önce taşınmazın tapu kaydında 3. kişi ... lehine 05.03.2012 tarihli 1. derece 4985 yevmiye numarası ile ipotek tesis edilmiş olup, 05.03.2015 tarih ve 4985 yevmiye numaralı ipotek resmi senedinden ipoteğin Tüketici Kredisine istinaden konulmuş olduğu görülmüştür. Taşınmazın tapu kaydındaki bu ipotek zorunlu ipoteklerden değildir. Haciz tarihi itibariyle ipoteğe konu borç ödenmemiş ise bu ipotek meskeniyet iddiasına engel olur ve borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılır....
İcra Mahkemesi'nin 19/06/2015 tarih ve 2014/891 E. 2015/272 K. sayılı ek kararının meskeniyet şikayeti yönünden kaldırılmasına oybirliği ile karar verildikten sonra, borçlunun meskeniyet şikayetine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda, borçlunun haline münasip ev değerinin yöntemince tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazına 28.10.2013 tarihinde tapuda haciz şerhi işlenmiştir. İİK'nun 103. maddesine ilişkin davetiyenin 27.11.2013 tarihinde borçluya tebliğ edilmesine karşın meskeniyet şikayetinin 7 günlük süreden sonra 27.01.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür....