bölümde kain taşınmazım üzerine haciz konulduğunu ve satışının istenildiğini öğrendiğini, ailesi ile birlikte yaşamış oldukları ve üzerinde aile konutu şerhi bulunan taşınmaz üzerine konulan haczin ve istenilen satış işleminin tarafınca kabulü mümkün olmadığı gibi söz konusu taşınmaz hakkında meskeniyet iddiası bulunduğunu, Aile konutunun haczedilmez oluşu, İcra İflas Kanunu m. 82 b. 12’de yer alan borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceğine ilişkin hükme dayanmakta olduğunu, Anayasa Mahkemesinin 2016/10454, 12.12.2019 tarihli kararı ile, eşlerden birinin borcu nedeniyle aile konutunun haczedilemeyeceğine ilişkin olarak diğer eşin de şikâyet hakkının olduğuna karar verdiğini, davanın kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller, ipotek senedi ve sözleşmenin incelenmesinde ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve davacı borçlu tarafından da ipoteğe konu borcun haciz tarihinden önce ödendiği iddia edilmediğinden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
DAVA KONUSU : İhalenin Feshi KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; 04.11.2019 tarihinde yapılmış olan ihale ile müvekkili adına kayıtlı taşınmazın T3 adına Caner Şener tarafından 161.700,00 TL’ye satın alındığını, ancak söz konusu taşınmaz hakkında meskeniyet iddiaları olduğunu, bu nedenle taraflarınca yasal süresi içerisinde meskeniyet iddiası nedeniyle dava açıldığını, Akhisar İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/271 Esas sayılı dosyasıyla meskeniyet yargılaması yapıldığını, meskeniyet davası bitmeden ihalenin yapılmış olmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu belirterek Akhisar İcra Müdürlüğünün 2018/5174 E sayılı dosyası ile 04/011/2019 tarihinde yaptığı ihalenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Yargıtayca incelenmesi istenen karar bu maddelerle tespit edilen kararlar arasına girmeyip kesin nitelikte bulunduğundan temyiz dilekçesinin (REDDİNE); 2-Meskeniyet şikayetinin reddine ilişkin mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlanıldığı ve borçluya örnek 6 nolu icra emri tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda meskeniyet şikayetinde bulunarak taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece, şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. Takip, ipotek alacağına dayalı olarak başlatılmıştır. İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendine dayalı olarak yapılacak meskeniyet iddiası haczedilmezlik şikayeti olup, borçlu hakkında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte haciz safhası bulunmadığı gibi meskeniyet şikayetine konu edilecek bir “haciz işlemi” de mevcut değildir....
Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmaza ilk haczin 23.02.2015 tarihinde konulduğu, daha sonra 17.02.2016 tarihinde yeniden haciz konulduğu, borçlunun İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yedi günlük yasal sürede icra mahkemesine başvurarak İİK.nun 82/12. maddesine dayalı olarak meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmüştür. İcra ve İflas Kanunda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. O halde; taşınmaz üzerine daha önce konulmuş bir haciz bulunmakta ve daha evvel bu hacze dayalı meskeniyet şikayetinde bulunulmuş ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze ilişkin şikayete konu meskeniyet iddiası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Davalı T10 vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından söz konusu taşınmaz hissesinin satın alındığını, ihaleye karşı yasal süresi içerisinde herhangi bir dava açılmadığını, bu nedenle ihalenin kesinleştiğini ve taşınmazın müvekkili adına tapuda tescil edildiğini, davada İİK'nın 134. maddesinde belirtilen sebeplerden hiçbirinin bulunmadığını, meskeniyet ve maişet iddiası ile açılan davanın satışa engel teşkil etmediğini, icra mahkemesi tarafından icranın durdurulması kararının da verilmediğini, satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini belirterek, davanın reddi ile ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına hükmedilmesini istemiştir....
Mahkemece, celp edilen tapu kaydından da anlaşıldığı üzere T1 taşınmaz üzerinde kendi rızasıyla Ziraat Bankası A.Ş lehine ipotek tesis edildiği ve ipoteğin zorunlu olmadığının gelen kayıtlardan ve davacı vekilinin beyanından anlaşıldığı, kendi rızasıyla taşınmaz üzerinde ipotek oluşturan borçlunun meskeniyet iddiasında bulunamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; meskeniyet şikayetinin Anayasanın 2. maddesi uyarınca sosyal hukuk devleti kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, davacının eşinin kanser tedavisi gördüğünü ve eşinin yaşam hakkı için paraya gereksinim duyan davacının borç bulamayınca evi ipotek ederek kredi çekmek durumunda kaldığını, davacının ağır müzayaka halinde olduğunu ancak mahkemenin bu konuda bir araştırma yapmadığını, yaşam hakkının Anayasa ve Avrupa İnsan hakları sözleşmesinde de güvence altına alındığını mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1303 KARAR NO : 2020/2058 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : EDREMİT İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/02/2020 NUMARASI : 2019/57 ESAS 2020/104 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatına tüm bilgi ve belger okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar üzerinde kurulmuş ipotek bulunmasının, haczedilmezlik şikayetinde bulunmaya engel olmadığını, haczedilmezlik iddiasından haciz tarihinden önceki bir dönemde yapılan feragatın geçersiz olduğunu, bu konuda taraflar arasında yapılan anlaşmaların da geçerli olmadığını, borçlunun evini ipotek etmesi durumunda bunun tüm alacaklılarına karşı haczedilmezlikten feragat ettiği şeklinde yorumlanmasının, borçlunun ve ailesinin öngörülmesi çok güç bir riskle karşı karşıya bırakılması anlamına geldiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık İİK'nun 82/12 ve 16. Maddeleri gereği meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Mahkemece, davacının meskeniyet iddiasının, şikayete konu her iki taşınmaz yönünden reddine, dair karar verilmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/562 E., 2016/322 K. sayılı dosyasında meskeniyet iddiası ile açılmış olan davanın kabul edildiğini ve Yargıtayda onandığını, hacizden kıymet takdiri raporu ile haberdar olduğunu ve meskeniyet iddiasını süresinde ileri sürdüğünü, kardeşi Tolga Çiçek tarafından aynı davalıya karşı ve aynı icra dosyasına ilişkin meskeniyet iddiası ile açılan dava ile bu davanın birleştirilmesini talep ettiğini beyanla taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şikayetin süresinde olmadığını, meskeniyet iddiasını da kabul etmediklerini beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....