Davacı borçluya ait Kahramanmaraş İli Merkez İlçesi, Kümperli Mah. 129 Ada 8 Parselde kain kendisine ait taşınmaza haciz konulduğu bu nedenle meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. Takip dosyasının tetkikinde davacı tarafa 103 davetiyesinin, tebliğ tarihinin 08/04/2019 tarihi olduğu, davacı tarafından Kahramanmaraş icra mahkemesinde meskeniyet şikayetinin 20/12/2019 tarihinde açıldığı, mahkemenin 2019/1085 Esas , 2019/1312 Karar sayılı 20/12/2019 karar tarihli kararı ile yetkisizlik kararı verildiği ve kararın 21/01/2020 tarihinde kesinleştiği, mahkememize dosyanın 31/01/2020 tarihinde geldiği anlaşılmakla İİK 16 maddesi uyarınca meskeniyet şikayeti haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içinde yapılması gerekirken davacıya 08/04/2019 tarihinde tebliğ edilen 103 davetiyesi akabinde yetkisiz mahkemede 20/12/2019 tarihinde dava açtığı anlaşılmakla süresinde yapılmayan şikayetin reddine karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/11669 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibine başlandığını, müvekkiline dosya içerisinde yapılan tebligatların usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin okuma yazmasının bulunmadığını, davanın kabulü ile usulsüz yapılan tebligatların tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 02/09/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonunda, birleşen 2020/526 Esas ve 2020/527 Esas sayılı dosyalardaki usulsüz tebligat şikayetinin reddine, Birleşen 2020/511 Esas sayılı dosyada meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine, asıl davada meskeniyet şikayetinin reddi ile İzmir 20....
olmuş olup, Daha sonra usulen tebliğ edilen 103 davetiyesi meskeniyet şikayeti bakımından yeni bir hak bahşetmeyeceğini, satışı talep edilen haciz aynı haciz olup yeniden bırakılmış bir haciz olmadığını, her ne kadar davacı (yeni) vekili aracılığıyla bu taşınmaza 16.02.2022 tarihinde haberdar olduğunu iddia etmiş ise de bunun gerçek olmadığını, talep etmiştir....
İcra ve Mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
İcra ve mahkeme dosyaları kapsamına göre, borçlunun usulsüz olduğunu ileri sürdüğü 08.03.2013 tebligat tarihinden sonra ve öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 18.03.2014 tarihi öncesinde, ödeme emri ve takipten haberdar olduğuna ilişkin yazılı veya borçlunun ikrarını içeren bir belge de bulunmamaktadır. Bu durumda, borçlunun beyan ettiği öğrenme tarihi olan 18.03.2014 tarihine nazaran 25.03.2014 tarihinde yaptığı usulsüz tebligat şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük sürededir. Buna göre, usulsüzlüğü iddia edilen 08.03.2013 tarihinde yapılan tebligattan önce, bu tebligata ıttıla edildiğine yönelik mahkeme gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. O halde mahkemece; borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ve ileri sürdüğü takibin iptaline yönelik diğer iddialarının yöntemine uygun olarak incelenmek sureti ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun bulunmayan gerekçeye dayalı olarak şikayetin süreden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayetini, ödeme emrinde borcun sebebi ve dayanak teşkil eden belgelerin gösterilmediğini, icra dairesinin yetkili olmadığını ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26.03.2021 olarak düzeltilmesini ve yetki itirazının kabulünü, ödeme emrinin iptalini talep etmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılmaksızın alacaklı ...’un alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. ...’un yetkili hamil olup olmadığı dolayısıyla kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı hususu İcra Mahkemelerince ancak İİK’nın 170/a maddesine göre süresinde yapılan itiraz ve şikayetlerde usuli dairesince kendisine intikal eden işlerde re'sen dikkate alınır. 05.12.2019 tebliğ tarihli ödeme emrine ilişkin usulsüz tebliğ şikayeti incelenip ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilerek şikayet ve itirazın beş günlük sürede...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/11/2022 NUMARASI : 2021/566 ESAS- 2022/524 KARAR DAVA KONUSU : MESKENİYET İDDİASI KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin eşi Mert Şaban Bayram aleyhine alacaklı T3 tarafından Bakırköy 9....
Yukarıda açıklanan nedenlerle, meskeniyet şikayeti yönünden kararın usul ve yasaya uygun olmadığı, davalı vekilinin istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olduğu, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan eksik inceleme ile karar verildiği anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine, takibin iptali şikayeti yönünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 349/2. maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A) 1- Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, meskeniyet şikayeti yönünden esasa ilişkin diğer yönler incelenmeksizin, HMK'nın 353/1- a/6 maddesi gereğince Karşıyaka 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/452 Esas, 2022/115 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, -Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Karşıyaka 2....
İcra Müdürlüğünün 2020/2170 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından borçlu davacı aleyhine başlatılan ilamsız takip olduğu, ödeme emrinin 04/08/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 21/08/2020 tarihinde ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, borçlunun takipten 20/08/2020 tarihinde haberdar olduğunu belirterek takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünce 24/08/2020 tarihli karar ile icra müdürlüğünün usulsüz tebligat iddiasını inceleme görevi bulunmadığı gerekçesiyle itirazı reddettiği görülmüştür. Dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına da dayanılmış olup, HMK'nın 33. maddesi uyarınca hukuki nitelendirme hakime ait olduğundan davanın usulsüz tebligat şikayeti ve borca itirazın reddine ilişkin icra memur işlemini şikayeti olarak nitelendirilmesi gerekir....