İİK mad. 16 uyarınca meskeniyet itirazının 7 günlük süreye tabii olduğu, davacı borçluya İİK 103 davet kağıdının 28/06/2017 ve 14/07/2017 tarihlerinde bizzat tebliğ edildiği, davacının taşınmazına konan hacizleri her 3 icra dosyası yönünden de İİK 103 davet kağıdını bizzat tebliğ aldığı, tebliğ tarihlerinde öğrendiği, tebligatların usulüne uygun bizzat borçlunun kendine yapıldığı dikkate alındığından usulsüz tebliğ şikayeti yerinde görülmemiş, mahkememize meskeniyet şikayeti davası da öğrenme tarihinden itibaren, 7 günden çok sonra 24/01/2018 tarihinde açıldığı, meskeniyet şikayeti davasının süresinde açılmadığı ..'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....
Maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkin olduğu görüldü. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin konut kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir (Y.12. HD. 30/03/20/2022 Tarih, 2021/13267 Esas, 2022/4222 Karar)....
Ayrıca şikayetçi borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunabilmesi için şikayete konu meskende oturması zorunlu değildir. Şikayete konu meskenin kiraya verilmiş olması meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmez. Mahkemesince de belirtildiği üzere; davacının haczedilen meskeni dışında başka meskeninin bulunmadığı, mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre taşınmazın değerinin keşif tarihi itibariyle 220.000,00 TL olduğu, davacı borçlunun ekonomik ve sosyal durumuna göre haline münasip yaşanabilir bir meskenin piyasa değerinin keşif tarihi itibariyle 260.000,00 TL olduğu belirlenmiştir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetidir. Dairemizin 2019/2627 E. 2019/2984 K. Sayılı kaldırma kararı ile, davacının isteminin meskeniyet şikayeti olduğu, şikayetin esastan incelenmesi gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasından sonra ilk derece mahkemesince davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin niteliği değerlendirilerek zorunlu ipoteklerden olmadığı, ayrıca davacının borçlunun eşi olması nedeniyle aktif husumetinin olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İİK'nın 82/1- 12. maddesinde, borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı öngörülmüştür. Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur. Somut olayda, meskeniyet şikayetinde bulunan davacı, takip borçlusu İsmail Hakkı Kaymak'ın eşidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, meskeniyet iddiası ileri sürülen İstanbul İli, Kadıköy İlçesi, Tuğlacıbaşı Mah., 3100 Ada, 129 Parselde kayıtlı 28 numaralı bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın, haciz ve şikayet tarihinde tam hisse ile borçlu Kamil Tuğrul Karaca adına kayıtlı olduğu , şikayet edenin , şikayete konu taşınmazın maliki olmaması ve icra takibinde "borçlu" sıfatını taşımaması nedeniyle meskeniyet şikayetinde bulunamayacağı gerekçesi ile şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Davacı borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için; ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir, zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibari ile de ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davacı borçlu tarafından Ali Şahane Mah....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/11/2020 NUMARASI : 2020/118 ESAS 2020/205 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; Sivas İcra Müdürlüğü'nün 2019/114815 esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibi yapıldığını, daha önce kefil olduğu bir borç için eşi ile kendisine ait evine haciz konulduğunu, icra müdürlüğünün yaptığı haciz işlemine ilişkin meskeniyet şikayetinin kabulünü, taşınmaz üzerindeki haczin ve satış işlemlerinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, davacılardan T1 'nın 1/2 hissesine malik olduğu 578 ada 126 parsel 11 bağımsız bölüm nolu taşınmaza ilişkin ipotek resmi senedinin ve ipotek alacaklısı Türkiye Garanti Bankası AŞ 'nin 07/03/2019 tarihli yazı cevabının içeriğinden, söz konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin zorunlu konut kredisi ipoteği niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır....
Bendi uyarınca kaldırılması (meskeniyet iddiası) istemine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, taşınmazın tapu kaydında ipotek bulunmasına rağmen haciz tarihinden önce ipoteğe konu borcun ödenmiş olması halinde, tapu kaydındaki mevcut ipotek şerhi, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunma hakkını ortadan kaldırmaz....
Hukuk Dairelerinin kararlarında da açıkça vurgulandığı üzere, bir kişinin içinde kiracısının oturduğu ev hakkında bile meskeniyet iddiasında bulunmasının mümkün olduğunu, dava konusu taşınmaz, müvekkilinin Türkiye’deki tek taşınmazı olup, Türk vatandaşı olan müvekkilinin Türkiye’de kalabileceği tek mesken olduğunu, müvekkilinin yılın önemli bir bölümünü de Türkiye'de bu evde yaşayarak geçirdiğini, kişinin birden fazla taşınmazı olması halinde ve hiçbirini mesken olarak kullanmasa bile, taşınmazlardan birini seçerek meskeniyet iddiasında bulunabileceğini, Mahkemece şikayet konusu meskenin borçlunun haline münasip olup olmadığı yönünde esasa yönelik inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir. İİK'nın 82/1- 12 maddesi gereğince, borçlunun haline münasip evi haczedilemez....