İlk derece mahkemesi tarafından; "Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında meskeniyet iddiasında bulunabilmesi için, ipoteğin; mesken kredisi, esnaf kredisi ve zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gereklidir. Aksi takdirde borçlu, yani meskeniyet haczedilmezlik şikayetinde bulunan kişi, meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılır. Somut olayda, meskeniyet haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmaz üzerinde davalı lehine ipotek bulunduğu, ipoteğin halen devam ettiği ve yukarıda belirtildiği şekilde zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olmadığı, açılmış ve açılacak kredilerden doğmuş ve doğacak tüm borçların teminatını teşkil etmek üzere ipotek konulduğu anlaşılmakla başka bir incelemeye girilmeksizin bu nedenle şikayetin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur. '' gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; davalı vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; icra dosyasının incelenmesinde, davacıya 103 davetiyesinin tebliğ edilmediği, meskeniyet şikayetinde bulunulan taşınmaz üzerine 01/03/2022 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, davanın süresinde olduğu ve dava tarihi itibariyle haczin geçerli olduğu, davacının Türkiye de ikamet etmemesinin Türkiye de bulunan taşınmazı için meskeniyet şikayetinde bulunmasına engel olmadığı, mahkemece araştırılan sosyal ekonomik durumuna göre de mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi raporuna göre davacının meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın değeri ile Kayserinin daha mütevazi semtlerinde haline münasip ev alacağı miktarın belirlendiği, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunun Yargıtay 12....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir....
Davacı vekili, 103 davetiyesinin tebliği üzerine önce icra müdürlüğüne başvurduklarını, çünkü 103 davetiyesi içeriğinde itirazların müdürlüğe yapılması gerektiğinin belirtildiğini, icra müdürlüğünün cevabı beklenerek, ardından mahkemeye başvurulduğunu ileri sürmüş ise de; meskeniyet şikayetinin niteliği gereği yasal süre içerisinde icra mahkemesine şikayette bulunulması gerektiği, müdürlüğe yapılan başvurunun davacıya yeni bir şikayet süresi bahşetmeyeceği açık olduğundan ileri sürülen bu husus yerinde değildir. Dolayısıyla, borçlu tarafça 08/12/2020 tarihinde 103 davetiyesi tebliğ edilmesi ile birlikte taşınmaz haczinin bu tarihte öğrenilmiş sayıldığı ancak, meskeniyet şikayeti davasının belirtilen tarihten itibaren 7 günlük yasal süre geçtikten sonra ( 05/01/2021 tarihinde) açıldığı anlaşılmakta olup, meskeniyet şikayetinin süre yönünden reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir. HMK'nun 355....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, Bursa İli, Mustafakemalpaşa İlçesi, Selimiye Mahallesi, 412 Ada, 56 Parsel üzerinde T.C....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/1092 esas sayılı dosyası ile meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayetinde bulunulduğunu, Mahkemece borçlunun haline münasip uygun bir ev alabilmesi için gerekli olan 600.000,00- TL paradan aşağı olmamak üzere satışın yapılmasına karar verildiğini, taraflarınca kararın istinaf edildiğini, henüz kesinleşmemiş olduğunu, İİK'nın 363 ve 364. maddeleri hükümleri gereğince takibe yönelik meskeniyet iddiasına dayalı şikayet hakkında karara yönelik istinaf ve temyiz başvurularının satışı durduracağını, karar kesinleşinceye kadar dava konusu taşınmaza ilişkin satış işlemi yapılamayacağını, meskeniyet şikayetine ilişkin karar kesinleşinceye kadar satış işlemlerinin durdurulması için icra dosyasına talepte bulunduklarını, icra müdürlüğünce verilen 05/07/2022 tarihli kararında satışın durdurulmasına ilişkin kısmın doğru olduğunu ancak kararın devamında yer alan kısımların yasaya aykırı olduğunu ifade ve özetle; davanın kabulü ile icra müdürlüğünce verilen 23/...
Somut olayda, şikayete konu hacize ilişkin olarak icra dosyasından borçlu vekilinin bizzat kendisine 11/06/2019 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 15.11.2019 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği gibi, istinaf aşamasında ileri sürdüğü usulsüzlük iddiasında tebligat üzerindeki imzasına da itiraz etmediği, kaldı ki şikayetçi borçlunun vekili aracılığıyla 15/04/2019 tarihinde maaş haczine itiraz ettiği, 24/07/2019 tarihinde de tehiri icra kararı getirmek üzere mühlet talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alındığında, borçlunun meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır....
Davacı borçlunun, meskeniyet şikayetinde bulunduğu meskende fiilen ikamet etme şartı bulunmadığı gibi, birden fazla meskeninin bulunması halinde bunlardan biri hakkında meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Taşınmaz üzerinde bulunan daha önceki hacizlere yönelik meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması da sonradan konulan hacze yönelik meskeniyet şikayetinde bulunulmasına engel teşkil etmez. İlk derece mahkemesince, davacının sosyal ve ekonomik durumu araştırılarak, taşınmaz başında keşif icra edilmiş ve rapor aldırılmıştır. Davacının sosyal ve ekonomik durumu ile bakmakla yükümlü olduğu ve birlikte yaşadığı kişiler itibari ile hükme esas alınmaya elverişli ve yeterli olduğu kanaatine varılan bilirkişi raporunda, taşınmazın toplam değerinin 150.000 TL olduğu ve yine davacının daha mütevazi semtlerde dahi haline münasip bir evi en az 130.000 TL bedel ile satın alabileceği belirtilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Anayasa Mahkemesinin, 08/04/2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 31093 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Anayasadaki "özel hayatın gizliliği" ve "ailenin korunması ve çocuk hakları" maddelerine dayanarak, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının işlemden doğrudan etkilenecek eşe de tanınması gerektiğini, AİHM içtihatlarının da bu görüşü desteklediğini, bu yüzden mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK' nın 82/1- 12. bendi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. İzmir 9....
ilçesinde 300.00,00 TL'ne haline münasip mesken satın alınabilmesinin fiilen imkansız olduğunu, tüm bu nedenlerle kararın kaldırılarak meskeniyet şikayetinin kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....