Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, haciz konulan bu taşınmaz ailesi ile birlikte ikame ettiği ev olduğunu, başkaca taşınmazı bulunmadığını beyanla, meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Davacının meskeniyet şikayeti yönünden yapılan incelemede ; davaya konu ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte, ipotekli taşınmaz malikinin eşi olan davacı üçüncü kişinin, satışa konu taşınmazın tapu kaydına muvafakati olmadan konulan ipoteğin geçersiz olduğunu ve taşınmazın haline münasip evi olduğunu ileri sürerek meskeniyet şikayeti talebi ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2015/33435 E, 2016/10274 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere, şikayetin yasal dayanağı olan İİK'nun 82. maddesinin birinci fıkrasının 12. bendinde; borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı ifade edildiğinden dolayı meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup; icra takibinin tarafı olmayan ve takipte borçlu sıfatı taşımayan 3. kişinin bu şikayette bulunmaya hakkı yoktur....

Davalı/alacaklı vekili cevap dilekçesinde: müvekkilinin alacağının ipoteğe dayalı olduğunu, haciz söz konusu olmadığından meskeniyet şikayetinin ileri sürülemeyeceğini, satışın usulüne uygun yapıldığını beyanla şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; talimat icra dairesince yapılmış bir haciz işlemi bulunmadığı, HMK'nın 114/1- ç maddesi gereğince yetkinin kesin olduğu hallerde mahkeminin yetkili olup olmadığını öncelikle değerlendirmesi gerektiği, meskeniyet şikayeti yönünden talimat icra dairesince yapılmış bir haciz işlemi bulunmadığından talimat icra dairesinin bağlı bulunduğu İstanbul Anadolu İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olmadığı, İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi'nin yetkili olduğunu gerekçesiyle meskeniyet şikayeti yönünden İİK'nın 4. maddesi gereğince şikayetin reddine karar vermiştir. Davacı/3.kişi vekili istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

Blok 10 bağımsız bülüm numaralı meskeninin haczedildiğini, taşınmazın haline münasip olduğunu iddia ederek taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını, meskeniyet iddiası kabul edilmezse taşkın haciz nedeniyle şikayet konusu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece, borçlunun haline münasip başka bir konutunun olmadığı, aynı yaşama koşulları içinde dairenin satılıp da borcunu ödedikten sonra kalan para ile daha düşük fiyatlı başka bir konut alma olasılığının olmadığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş olup hüküm alacaklılar vekilince temyiz edilmiştir. İİK'nun 82/1-12. maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin, borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar....

    İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; meskeniyet iddiasında yalnızca tapu maliki borçlu bulunabileceğini, davacının böyle bir sıfatının bulunmadığını, davacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkı olmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir....

    Borçlunun murisinden intikal eden meskendeki hissesine haciz konulması halinde meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. Bu durumda meskeniyet şikayeti borçlunun murisinden intikal eden hissesi dikkate alınmak suretiyle çözümlenir. Dosyada, davacının ekonomik ve sosyal durumunun tespitine dair kolluk araştırma tutanakları yer almaktadır. Mahkemece yerinde inceleme yetkisi verilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişilerin mahalline giderek şikayete konu meskenin içine girmek suretiyle rapor düzenledikleri, davacıya inceleme günü ve saatinin bildirilmemiş olmasının sonuca etkisisin bulunmadığı anlaşılmıştır....

    İcra Müdürlüğü'nün 2018/10305 esas sayılı takip dosyası ile, davalı alacaklı tarafından davacı-borçlu ve dava dışı borçlu hakkında icra takibi başlatıldığı, davacı-borçluya ödeme emrinin 02/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, davacı-borçlu adına kayıtlı taşınmaza haciz konularak kıymet takdir raporunun 27/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olmakla borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle;Karaman İcra Müdürlüğünün 2015/2121 Esas sayılı dosyasında aleyhine takip başlatıldığını, takip neticesinde ailesiyle yaşadığı eve haciz konulduğunu, haline münasip tek meskeni olan evinden başka bir evi olmadığını, halen bu evde ikamet ettiğini, haline münasip evin haczedilemeyeceği gerekçesiyle işbu takibe itiraz ettiğini, mesken olarak kullanılması nedeniyle haczin kaldırılmasını, bu nedenle meskeniyet itirazında bulunarak iş bu haczin iptalini, yargılama giderleriyle ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, dava dilekçesinde hangi taşınmaz yönünden meskeniyet iddiasında bulunduğunu açıkça beyan etmediğinden, davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiğini, ayrıca dava konusu taşınmazın niteliği ve üzerinde ipotek olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Söz konusu taşınmaz üzerinde müvekkil şirketin alacaklı olduğu dosyalar dışında birçok dosyadan da haciz şerhi işlendiğini, ancak davacı Hayati Karadağ, borçlu olduğu başka dosyalardan konulan hacizlerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmadığını, davacılar haline münasip ev olduğunu iddia ettikleri taşınmaz üzerindeki hacizlerden gerçekten kurtulmak istemiş olsalardı tüm hacizlerle ilgili haczedilemezlik şikayeti yapmaları gerektiğini, bu nedenle yalnızca müvekkil şirketin alacaklı olduğu dosyalarla ilgili haczedilmezliğe ilişkin olarak açılan bu kötüniyetli davanın reddi gerekmektedir....

    Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın 12.04.2012 tarihinde haczedildiği, hacze ilişkin 103 davetiyesinin 26.08.2012 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 20.01.2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. Taşınmaz haczine ilişkin 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik şikayet de İİK'nun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Borçlu meskeniyet şikayetine ilişkin dilekçesinde açıkça 103 davetiyesinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiada bulunmamış, süresinden sonra 10.04.2014 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ile tebligatın usulsüzlüğünü ileri sürmüştür. O halde mahkemece meskeniyet şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      UYAP Entegrasyonu