Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Mera ve yaylaya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.07.2008 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.02.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meraya elatmanın önlenmesi istemi ile açılmıştır. Davalı, çekişme konusu meraların tapulu meraları olduğunu, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden çekişmeli 214 ve 271 sayılı parsellerin tapulama sırasında mera olarak saptandığı ve yararlanma hakkının davalı köye bırakıldığı, tespitin bu şekilde 24.07.1969 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Eldeki dava ise 04.07.2008 tarihinde açılmıştır....

      Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

        Bu nedenle davacı hazine tarafından açılan meraya elatmanın önlenmesi davalarında dava değeri mera nitelikli taşınmazın kullanım hakkı değerine göre tespit edilmelidir. Somut olayda, yerinde yapılan keşif sonucu alınan uzman bilirkişi raporunda elatmanın önlenmesi istenen taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin 8.250,00TL olduğu belirlenmiş olup kal'i istenen bina ve ağaçlar ile kal bedeli vekalet ücretinin hesabında nazara alınmaz. Bu durumda mahkemece, mera olarak sınırlandırılan taşınmazın dava tarihindeki kullanma hakkı bedeli üzerinden vekalet ücretine hükmetmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

          Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 2. 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 29 uncu maddesi ile de Yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. 3....

            Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ... tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da ...nin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.12.2013 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme tazminatı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme tazminatı istemlerine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini talep etmiştir Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile; dava konusu 115 ada 1 parsel sayılı taşınmaza fen bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor ve haritada gösterilen 160.174,54 m2'lik alanına davalı ...'...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.06.2005 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 2863 sayılı mera parseline kısmi elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemi ile açılmıştır. Davalı, meraya elatmasının olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Dairemiz bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir....

                  SAVUNMA: Davalı Mal Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; Bereketli Kasabası Çakraz Mahallesi mera, yaylak ve kışlaklarına ilişkin Tokat İl Mera Komisyonu Başkanlığının 27/0/2010 tarih ve 36 karar sayılı, 30/11/2010 valilik onaylı tahsisi kararını kabul ettiklerini maliye Hazinesi aleyhine açılan mera, yaylak ve kışlağa ilişik iptal davasını kabul etmediklerini davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada;"...Dava; Mera Tespit Komisyon Kararının İptali istemine ilişkindir. 4342 sayılı Mera Kanununun 6. maddesi hükmüne göre, mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi işlemlerini Tarım ve Köy işleri Bakanlığı yapar. Mera komisyonları ise illerde Valinin görevlendireceği bir vali yardımcısı başkanlığında yasada sayılan kişilerden meydana gelir. Mera Komisyonlarının tüzel kişiliği yoktur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.05.2011 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi, eski hale getirme bedeli istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi hakkında konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve eski hale getirme bedeline yönelik istemin kabulüne dair verilen 17.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkilinin ...'...

                    UYAP Entegrasyonu