Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Dosya kapsamında celp edilen belge ve bilgilerin incelenmesinde, davaya konu Kayseri İli, Bünyan İlçesi, Kösehacılı Mahallesinde bulunan 105 ada 31 parselinin 104 ada 137 parsel, 102 ada 8 parsel ve 101 ada 24 parsel nolu mera parsellerinin öncesinde ham toprak olarak kadastro gördüğü, sonrasında il mera tahsis komisyonunun 06/08/2009 tarih ve 520 sayılı kararı ile meraya çevrildiği, 2010 yılı Şubat ayı itibariyle mera vasfı ile Hazine adına tescil edilmiş olduğu, yani söz konusu mera parsellerinin kadimden beri mera vasfına haiz olmadıkları, sonradan vasıf değişikliği ile mera statüsünü kazandıkları, tahsisli mera oldukları, bunun üzerine söz konusu mera parsellerinin mera statüsünü kazandıkları 2010 yılı Ocak ayından davalı tarafından tecavüz edildiği iddia olunan 2019 yılı Kasım ayına kadarki tarih aralığında taşınmazların mera vasfını kazanmasına yönelik iş ve işlemlerin yapılıp yapılmadığının, varsa yapılan iş ve işlemlerin...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.03.2012 gününde verilen dilekçe ile yaylaya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 02.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve asli müdahil vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ..., belediye sınırları içerisinde kalan bölgede ... tarafından 12/06/2002 tarihinde Mera Kanunu gereği yapılan tespit ve tahdit çalışmaları sonucunda kadimden beri davacı kullanımında olan mera ve yaylak alanın davalı tarafa bırakıldığını ileri sürerek müdahelenin önlenmesine, kullanım ile ilgili muarazanın giderilmesine karar verilmesini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 21.11.2008 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.02.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, mera parseline elatmanın önlenmesi ve kal istemiyle açılmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiş, bilirkişinin 16.10.2009 tarihli rapor ve krokisinde A, B, C, D ve E harfleriyle gösterilen yerlere davalının haksız elatmasının önlenmesini ve bu yerlerde bulunan bina ve çıkma kısımlarının kal’ine karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....

      Umuma ait çayır ve otlak yerlerinin kullanılmasında ve bunlardan faydanılmasında mera yaylak ve kışlaklara ilişkin hükümler uygulanır." Az yukarıda yer verilen Mera Kanunu'nun 4.maddesinin 5.fıkrasında açıkça umuma ait çayır ve otlakların da mera, yaylak ve kışlakların kullanılması hükümlerine tabi tutulduğu, dolayısıyla çayırlık vasfında olan taşınmazlar yönünden de 4.maddeye aykırı kullanım olması halinde tıpkı mera parseline yapılan tecavüz nedeniyle ortaya çıkan zararın giderilmesi için gerekli olan eski hale getirme bedelinin zararı verenden talep edilmesi mümkün olacaktır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince, davaya konu yerin kadim mera olmaması ve tahsis kararından sonra masraf yapılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu değerlendirmenin usul ve yasaya uygun olduğundan söz edilemez....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.07.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal eski hale getirme, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine vekili davalı aleyhine 26.07.2007 tarihinde verdiği dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi kal ve eski hale getirme bedelinin tahsis tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsili istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Dava meraya vaki elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

        Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

          Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....

            Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Meraya el atmanın önlenmesi davası kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzelkişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu atında olan yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Kural olarak meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir....

            (Avgan ) köyü kadastro sahasında kalan 672 hektar 7400 m2 yüzölçümlü 165 ada 76 numaralı parselin güney tarafı olduğu ve bu parselin mera niteliği ile yapılan tespitinin 28.5.1995 tarihinde kesinleşerek mera- yaylak – kışlak kütüğüne tescil edildiği anlaşılmaktadır ve Mahkememe sırf bu gerekçe ile davacı Bıçakkışla Köyünün aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesi ile bu bölüme yönelik davanın reddine karar vermiştir. -2- 2007/17403- 2008/3699 Ne var ki; 30.5.1965 tarih 1960/4-1965/2 sayılı İ.B.K ve 25.2.1998 gün ve 4342 sayılı mera yasasının 4. maddesi gereğince bir köyün başka bir köyün idari sınırları içinde kalan kadim kullandığı mera veda yaylak bulunabilir.Davada ... köyü taraf değildir.Ayrıca çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu ve 4342 sayılı yasa hükümlerine göre mera belirleme ve tahsis çalışması yapılıp yapılmadığı da anlaşılmamaktadır. O halde Mahkemece öncelikle Bıçakkışla , ......

              Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Meraya el atmanın önlenmesi davası kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzelkişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu atında olan yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Kural olarak meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir....

              UYAP Entegrasyonu