Köyünde 4342 sayılı Mera Kanunu'nun (4342 sayılı Kanun) gereğince yapılan çalışmalarda dava konusu 34 parselin Mera Komisyonunca mera olarak tespit ve tahdit gördüğünü, dava konusu taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğunu, eylemli orman olan yerlerde mera tahsis kararının da öneminin olmadığını, dolayısıyla orman tahdit sınırları dışında kalması halinde eylemli orman hususunun da araştırılması gerektiği belirtilerek 15.04.2011 tarih, 238/7 sayılı İl Mera Komisyon kararının iptalini, ... Köyü 34 parsel taşınmaza ilişkin mera tespit ve tahdidinin iptalini taşınmazın orman vasfıyla tespit ve tescilini istemiştir. II....
Mera ve yayla olarak sınırlandırılmasını isteme hakkı kural olarak Hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzel kişiliklerine aittir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın 4/1. Maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alınmış olduğundan, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek gerekir. Mera Kanununun 6....
yerler, b) Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler, c) Mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılmak amacıyla kamulaştırılacak yerler ve d) Tapu kayıtlarında mera, yaylak ve kışlak olarak görülen ve halen işgal edilen yerler hükmüyle bu hususun düzenlendiğini, dava konusu yerler de m.5/b'de düzenlenen yerlerden olduğunu, Hazinenin mülkiyetinde bulunan yerlerin yapılan etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanabileceği anlaşılmış ve gereğinin yapıldığını, davacının zilyetliğinin tespiti ve bunun tapu kütüğüne şerhi bu davayla ilgili olmadığını ve birlikte açılamayacağını, zilyetliğin tespiti bir tespit davası olduğunu, çekişmesiz yargının konusu olduğunu, müvekkili ile bunun ilgisi olmadığını, davanın öncelikle görev o olmazsa usulden ve süre yönünden, o da olmazsa esastan reddini lehlerine vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir....
Umuma ait çayır ve otlak yerlerinin kullanılmasında ve bunlardan faydanılmasında mera yaylak ve kışlaklara ilişkin hükümler uygulanır." Az yukarıda yer verilen Mera Kanunu'nun 4.maddesinin 5.fıkrasında açıkça umuma ait çayır ve otlakların da mera, yaylak ve kışlakların kullanılması hükümlerine tabi tutulduğu, dolayısıyla çayırlık vasfında olan taşınmazlar yönünden de 4.maddeye aykırı kullanım olması halinde tıpkı mera parseline yapılan tecavüz nedeniyle ortaya çıkan zararın giderilmesi için gerekli olan eski hale getirme bedelinin zararı verenden talep edilmesi mümkün olacaktır. Her ne kadar ilk derece mahkemesince, davaya konu yerin kadim mera olmaması ve tahsis kararından sonra masraf yapılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de, bu değerlendirmenin usul ve yasaya uygun olduğundan söz edilemez....
Mahkeme; nizalı 1395 sayılı mera parseli hakkında 20.12.2000 tarihinde köy yerleşim alanı çalışması yapılarak köy tüzelkişiliği adına tescil edildiği gerekçesiyle subut bulmadığından davanın reddine karar vermiş, hükmü davacı vekili temyize getirmiştir. Dava ile meraya elatmanın önlenmesi istenilmiş olup davayı Tarım ve Köy işleri Bakanlığı açmıştır. Meraya elatmanın önlenmesini isteme hakkı kural olarak, Hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzelkişiliklerine aittir. 4242 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış 6. maddede ise, mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonunun kurulma ve çalışma şekli kurala bağlanmıştır....
Dava konusu taşınmazlar, kadastro işlemi sonunda ham toprak niteliğiyle davacı Hazine adına tapuya kaydedilmiş, mera tahsis çalışmaları sırasında ise mera kaynakları arasına alınarak davalı köye tahsis edilmiştir. 4342 sayıl Mera Kanununun 9. maddesine 4916 sayılı yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5.maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta, değinilen biçimde işlem yapılmadığından dava konusu yerin mera kaynakları arasına alınması olanaklı değildir....
Mera ve yaylaya elatmanın önlenmesini isteme hakkı kural olarak Hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzel kişiliklerine aittir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın 4/1 maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alınmış olduğundan, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek gerekir....
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....
Taşınmazın mera ve yayla olarak sınırlandırılmasını isteme hakkı kural olarak Hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzel kişiliklerine aittir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın 4/1 maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alınmış olduğundan, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek gerekir....
DAVALININ SAVUNMASI : Mera Kanunu'nun 14. maddesi h bendi gereğince mera,yaylak ve kışlak olarak tahsis edilmiş olan ve kadimden beri bu amaçla kullanılan arazilerin "jeotermal kaynaklı teknolojik sera için ihtiyaç duyulan kısımları için tahsis amacı değişikliği işlemi yapılabildiği, Mera Yönetmeliği hükümlerine göre mera alanlarında bulunan jeotermal kaynakların, kaynağın bulunduğu mera parselinde kurulacak teknolojik seralarda kullanılmasına ve ayrıca mera, yaylak ve kışlak alanları dışında bulunan jeotermal kaynağın bu alanlar dışında bulunan teknolojik seralara taşınması ve iletilmesi için bu alanların kullanılmasına izin verilmekte olduğu, dava konusu yönetmelik değişikliği ile jeotermal kaynak ruhsat sahası içerisinde mera, yaylak ve kışlak alanı bulunması durumunda bu alanlarda jeotermal kaynaklı teknolojik sera yapımına izin verilebildiği, ayrıca mera alanları dışında bulunan jeotermal kaynağın bu alanlar dışında bulunan teknolojik seraya taşınması veya iletilmesi için...