"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mera sınırlandırmasının iptali ve tescil ... ile Hazine ve Çatak Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Oltu Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.12.2010 gün ve 2/277 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili ile davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili dava dilekçesinde; davacının babası ...'ın uzun yıllar boyunca zilyetliği altında bulunan ve ölümü ile davacıya intikal eden taşınmazın kadastro çalışmalarında 152 ada 31 parsel sayısı ile mera olarak tespit edildiğini açıklayarak mera sınırlandırmasının iptaliyle davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mera komisyon kararına itiraz ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Evri Köyünde 1966 yılında genel arazi kadastrosu yapılmış, yer dağlık, taşlık, ... ve hali olması nedeniyle tapulama dışı bırakılmıştır. Daha sonra 2003 yılında mera takdir komisyonunca çalışmalara başlanmış, taşınmaz 1 nolu mera parseli olarak sınırlandırılmıştır. Orman Yönetimince mera sınırlandırmasının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tescili istemi ile Asliye Hukuk mahkemesinde 12/02/2004 tarihinde dava açılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mera sınırlandırmasının iptali ve tescil ... ile Hazine ve ... aralarındaki mera sınırlandırmasının iptali ve tescil davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 05.10.2011 gün ve 21/103 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı dava dilekçesinde, kadastro çalışmaları sırasında mera niteliğiyle sınırlandırılan 147 ada 32 parsel sayılı taşınmazın, dedesinden babasından kendisine intikal ettiğini, elli yılı aşkın süredir eklemeli zilyetliğinde bulunduğunu, taşını toplayıp zemini düzelterek tarla haline getirdiğini, mera olmadığını açıklayarak mera sınırlandırmasının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı Hazine temsilcisi duruşmaya katılmış, davanın esası hakkında beyanda bulunmamıştır. Davalı ......
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, ... adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra ... tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek ... adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda ... adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” hükmü getirilmiştir....
Taraflar arasındaki mera sınırlandırılmasının iptali ve tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı tavzih talebinin reddine dair ek karar, süresi içinde mirasçı ... tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: Dava, mera sınırlandırılmasının iptali ve tespiti istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin zilyetliğinde bulunan ve babasından kalan doğusu yol, batısı ..., kuzeyi ..., güneyi ... olan tarlanın kadastro tespiti sırasında mera olarak tespit edildiğini, dava konusu yerin mera sınırlandırmasının iptali ile adına tespitini istemiştir. Davalı ... Temsilcisi olarak muhtar, davacının mera yanında tarlası olduğunu, yanlışlıkla mera kapsamına alındığını belirterek, davayı kabul ettiğini bildirmiştir....
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu m.3-4) 31.5.1965 tarihli ve 4/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı...”öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....
Köyü’ne tahsis edilmiş, itiraz da reddedilmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun “Mera, Yaylak ve Kışlak Olarak Tahsis Edilecek Yerler” başlıklı 5.maddesinin b bendinde “Devletin hüküm ve tasarrufunda veya Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak vekışlak olarak yararlanabileceği anlaşılan yerler,” mera olarak tahsis edilebileceği belirtilmiştir. Anılan yasanın 9. maddesine 4916 sayılı yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5. maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 1958 yılında yapılan kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan ve 17.12.2007 tarihinde İl Mera Komisyonu kararı ile mera olarak sınırlandırılan taşınmazın mera sınırlandırmasının iptali ile davacı adına tescil isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 26.01.2022 tarihli ve 2022/1 sayılı kararı ile hazırlanan, 28.01.2022 tarihli ve 31733 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 14.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir" hükmü getirilmiştir....
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, ... adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra ... tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek ... adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda ... adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir" hükmü getirilmiştir....