Sayılı Kararı) Somut olayda, Mahkemece dava konusu taşınmazın eski hale getirme bedeli olan 307.342,19.TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş ise de, bu hususun doğru olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, bu husus İcra İflas Kanunu'nun 30.maddesi ile birlikte değerlendirildiğinde; eski hale getirme bedelinin infaz aşamasında gözetilecek bir husus olduğu ortadadır....
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın eski hale getirme bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekili ile Şirket temsilcisi yönünden verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmazın eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekili ile Şirket temsilcisi yönünden temyiz edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin ve eski hale getirme bedelinin biçilmesinde, bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1-Dava konusu taşınmazdaki çalışma ... yetki ve sorumluluğunda olup ... ile davalı ... Müh. Har....
Eski hale getirme bedeli taşınmaz bedelinden fazla olmayacağından taşınmazın bedelinin 2942 sayılı yasanın 11/f madde ve bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir yöntemine göre belirlenip ve sonuçta taşınmazın zemin bedeli eski hale getirme bedelinden az ise taşınmazın zemin bedelinin davacıya ödenmesine ve taşınmazın tapusunun iptaline ve idare adına tesciline karar verilmesi aksi durumda ise eski hale getirme bedeline hükmedilmesi gerektiğine ilişkin Yargıtayın yerleşik kabulü kapsamında mahkemece eski hale getirme bedeline ve ecrimisil bedeline hükmedilmesine istinafa gelenin sıfatına göre aykırı bir yön bulunmamıştır. Bu itibarla; HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Devletin hüküm ve tasarrufu altında, kamu malı niteliğindeki mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (Mera Kanunu 3 ve 4.madde) Meralar, Devletin sadece nezaret ve muhafaza yetkisi bulunup, tahsis şekli keyfi bir şekilde değiştirilemez. Mer’aların tahsis amacının nasıl ve hangi yol izlenerek değiştirileceği 4342 sayılı Mera Kanunu’nun 14 ve 15. maddelerinde düzenlenmiştir. Mer’aların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere ait bulunduğundan, yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini isteyebilirler. Mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise, haksız elatmanın giderilmesi ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanununun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarını haksız eylem sahibinden alabilirler....
Mera ve yaylaya elatma nedeniyle eski hale getirme bedeli isteme hakkı kural olarak Hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzel kişiliklerine aittir. Meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir. Meradan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini, mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise, haksız elatmanın giderilmesi ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanununun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarının tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebilir....
Meradan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini, mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise haksız elatmanın giderilmesi ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarının tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebilir. Başka bir ifade ile köy ve belediyelerin eski hale getirme masraflarını, Hazinenin de ot bedelinin tahsilini talep etmesine olanak yoktur. 3. Değerlendirme 1....
Mahkemece, davanın kabulü ile, el atmanın önlenmesine, 10.786,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsili ile davalıya verilmesine karar verilmiştir. Hükmü davalılar temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Kural olarak, meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir. Meradan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini, mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise, haksız elatmanın giderilmesi ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanununun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarının tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebilir....
Mahkemece, müdahalenin men'i talebi bakımından müdahale edildiği iddia edilen yeri davalının terk etmiş olmasından bahisle "müdahalenin men'i davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulmuş, eski hale getirme bedelinin ise, kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Hükme esas alınan dosya kapsamındaki 18.05.2006 günlü fen bilirkişileri raporlarına göre; davalının tecavüzüne son vermeden önce ekip biçtiği 251 numaralı mera parselindeki yerin miktarı 17167.72 m2 olarak tesbit olunmuştur. Yine, 11.05.2006 günü mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ...'ın beyanına göre, taşınmazın 1000 m2'sinin 500.00 YTL. değerinde olduğu saptanmıştır. Mahkemenin görevini belirlerken esas alınan müddeabih değeri elatmanın önlenmesi istenilen yerin değeri ile talep olunan eski hale getirme tazminatının toplamından ibarettir....
Mahkemece, müdahalenin men'i talebi bakımından müdahale edildiği iddia edilen yeri davalının terk etmiş olmasından bahisle "müdahalenin men'i davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulmuş, eski hale getirme bedelinin ise, kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Hükme esas alınan dosya kapsamındaki 18.05.2006 günlü fen bilirkişileri raporlarına göre; davalının tecavüzüne son vermeden önce ekip biçtiği 1632 numaralı mera parselindeki yerin miktarı 12249.21 m2 olarak tesbit olunmuştur. Yine, 11.05.2006 günü mahallinde yapılan keşif sırasında dinlenen mahalli bilirkişi ...'ın beyanına göre, taşınmazın 1000 m2'sinin 500.00 YTL. değerinde olduğu saptanmıştır. Mahkemenin görevini belirlerken esas alınan müddeabih değeri elatmanın önlenmesi istenilen yerin değeri ile talep olunan eski hale getirme tazminatının toplamından ibarettir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.01.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, eski hale getirme tazminatı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.05.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davada, 3152 sayılı parselin T.624 simgeli bölümüyle, 3414 sayılı parselin T.678 simgeli bölümlerine vaki elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme bedeli 319,65 TL’nin davalıdan tahsili talep edilmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir....