Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında 163 ada 7 parsel sayılı 6358,50 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, mera niteliği ile sınırlandırılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı ..., tapu kaydına, miras yoluyla gelen hakka ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın bir bölümünün adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın mera niteliği ile tespit gibi özel siciline kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece toplanan ve doğru olarak değerlendirilen delillere göre sair itirazlar yerinde değildir....

    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava dilekçesinin sonuç kısmında taşınmazın tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istenmiş ise de dava, taşınmazın kadim mera olduğu iddiasıyla açılmış ve bu şekilde vasıflandırılmıştır. Yargılama sonucunda da taşınmazın mera olduğu kesin olarak saptanmıştır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan meraların özel mülk olarak kazanılması ve amacı dışında kullanılması olanaksızdır. Bu gibi yerlerin 4342 sayılı Mera Kanununun 10. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince sınırlandırılması ile yetinilerek özel siciline yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil edecek şekilde davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

      Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava dilekçesinin sonuç kısmında taşınmazın ... kaydının iptali ile ... adına tescili istenmiş ise de dava taşınmazın kadim mera olduğu iddiasıyla açılmış ve bu şekilde vasıflandırılmıştır. Yargılama sonucunda da taşınmazın mera olduğu kesin olarak saptanmıştır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan meraların özel mülk olarak kazanılması ve amacı dışında kullanılması olanaksızdır. Bu gibi yerlerin 4342 sayılı Mera Kanununun 10. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince sınırlandırılması ile yetinilerek özel siciline yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil edecek şekilde davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

        Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava dilekçesinin sonuç kısmında taşınmazın ... kaydının iptali ile ... adına tescili istenmiş ise de dava taşınmazın kadim mera olduğu iddiasıyla açılmış ve bu şekilde vasıflandırılmıştır. Yargılama sonucunda da taşınmazın mera olduğu kesin olarak saptanmıştır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan meraların özel mülk olarak kazanılması ve amacı dışında kullanılması olanaksızdır. Bu gibi yerlerin 4342 sayılı Mera Kanununun 10. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince sınırlandırılması ile yetinilerek özel siciline yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil edecek şekilde davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

          Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Dava dilekçesinin sonuç kısmında taşınmazın ... kaydının iptali ile ... adına tescili istenmiş ise de dava, taşınmazın kadim mera olduğu iddiasıyla açılmış ve bu şekilde vasıflandırılmıştır. Yargılama sonucunda da taşınmazın mera olduğu kesin olarak saptanmıştır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan meraların özel mülk olarak kazanılması ve amacı dışında kullanılması olanaksızdır. Bu gibi yerlerin 4342 sayılı Mera Kanununun 10. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi gereğince sınırlandırılması ile yetinilerek özel siciline yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözden kaçırılarak dava konusu taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil edecek şekilde davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

            Dairesinin 1988/328 E, 1989/19 K. sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş ise “Yolsuz Tescil “ olacağından Hazine her zaman bu iddia ile dava açabilir. Ne var ki, başlangıçtaki tescil işlemi yolsuz tescil olsa da 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi hükmü koşulların oluşması halinde tescilin belediye veya gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına devam etmesi olanağı sağladığından, artık burada 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi şartları üzerinde durulması gerekir. Anılan madde uyarıca işlem yapabilmesi için; a) Mera, 4342 sayılı kanunun geçici 3. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 03.05.2005 tarihi itibariyle Belediye ve mücavir alan sınırları içersinde bulunmalıdır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.02.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.04.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, kadastro çalışmaları sırasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tescil edilen 106 ada 33 parsel sayılı taşınmazın mera olduğunu, özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceğini belirterek kaydın iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir....

                Dairesinin 1988/328 E, 1989/19 K. sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil ./.. 2015/17783-2017/134 -2- edilmiş ise "Yolsuz Tescil" olacağından Hazine her zaman bu iddia ile dava açabilir. Ne var ki, başlangıçtaki tescil işlemi yolsuz tescil olsa da 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi hükmü koşulların oluşması halinde tescilin belediye veya gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına devam etmesi olanağı sağladığından, artık burada 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddesi şartları üzerinde durulması gerekir. Anılan madde uyarıca işlem yapabilmesi için; a)Mera, 4342 sayılı kanunun geçici 3. maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 03.05.2005 tarihi itibariyle Belediye ve mücavir alan sınırları içersinde bulunmalıdır....

                  Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın toprak tevzi komisyonunu 901 mera parselinin içerisinde kaldığı belirtilmiştir. Görülüyor ki dava konusu taşınmaz 901 sayılı mera parselinden gelmektedir. İmar planı içindeki meraların planın onayıyla birlikte hukuki bakımdan mera niteliğini yitireceğinden, bu yerlerden genel hizmete ayrılanların (yol, park, yeşil saha gibi) belediye veya özel idareye bedelsiz terkini gerekir. İmar planında genel hizmetler dışında özel mülkiyete konu olabilecek konut, sanayi ve ticaret alanı olarak belirlenmiş alanlarda kalan meralar bu vasıflarını yitirmeleri halinde Hazine adına tescili gerekir. (Danıştay 1. Dairesinin 1988/328 E, 1989/19 K. sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş ise "Yolsuz Tescil" olacağından Hazine her zaman bu iddia ile dava açabilir....

                    Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın 901 no'lu mera parseli olarak tespit edildiği, imar uygulaması ve parselasyon sonucu 475 ada 2nolu parselin oluştuğu anlaşılmaktadır. Görülüyor ki dava konusu taşınmaz 901 sayılı mera parselinden gelmektedir. İmar planı içindeki meralar planın onayıyla birlikte hukuki bakımdan mera niteliğini yitireceğinden, bu yerlerden genel hizmete ayrılanların (yol, park, yeşil saha gibi) belediye veya özel idareye bedelsiz terkini gerekir. İmar planında genel hizmetler dışında özel mülkiyete konu olabilecek konut, sanayi ve ticaret alanı olarak belirlenmiş alanlarda kalan meralar bu vasıflarını yitirmeleri halinde Hazine adına tescili gerekir. (Danıştay 1. Dairesinin 1988/328 E, 1989/19 K. sayılı mütalaası) Belediye adına tescili gerekmeyen yerler belediye veya gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş ise "Yolsuz Tescil" olacağından Hazine her zaman bu iddia ile dava açabilir....

                      UYAP Entegrasyonu