"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın kasko sigortası rücu alacağı talebine karşı menfi tespit istemine ilişkin bulunmasına göre, kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 09.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece verilen ilk karar, Dairemizin .. esas ve .. karar sayılı ilamı ile alacağın yönetim gideri mi yoksa alt yapı katkı payı gideri mi olduğunun belirlenmesi için bozulmuş; mahkeme bozma kararına uyarak talebin yönetim gideri alacağı olup alt yapı katkı payı alacağı olmadığını belirtmiş ve davacının talep edilen bedelden sorumlu olduğu gerekçesiyle menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar vermiştir. 4562 sayılı Yasa Organize Sanayi Bölgesi Kanunu 20. maddesinde alt yapı niteliğindeki hizmetler Organize Sanayi Bölgelerinin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme olarak sayılmış olup, davaya konu aidat kaleminden "OSB İdari Bina Yapımı" için tahsil olunan aylık 10,00 TL'nin alt yapı katılım gideri olduğu ve davacıdan talep edilemeyeceğinin kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile bu kısım yönünden de istemin reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tesbit ve alacak hukukuna ilişkin davada Ankara 1. Sulh Hukuk ve 1. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tesbit ve alacak istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı aleyhine Ankara 30. İcra Müdürlüğünün 2004/38 E. sayılı dosyasında 4.650.000.000.-TL. asıl alacak ve 1.630.684.930.-TL. işlenmiş faiz için icra takibi yapıldığı, davacının ise takibe konu kambiyo senedinin teminat senedi olduğu iddiası ile borçlu bulunmadığının tesbiti ve senetlerin iptalinin istendiği, ayrıca aynı ... ilişki nedeniyle davalıdan 3.849.000.000.-TL. alacağı bulunduğu iddiası ile 28/10/2004 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı anlaşılmaktadır....
- K A R A R - Davacı vekili, İzmir 2.İcra Müdürlüğünün 2001/13150 sayılı dosyasından düzenlenen sıra cetvelinin hatalı olduğunu, müvekkilinin alacağı temlik aldığı tarihe kadar faiz hesaplamasının usulsüz olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İcra mahkemesince faizin temlik tarihine kadar hesaplandığı, temlik tarihinden sonra da faiz hesabının yapılacağı gerekçesiyle sıra cetvelinin bu yönden düzeltilmesine karar verilmiş, karar davacı ile davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı sıra cetvelinde birinci sıradadır. Davalı davacı hakkında 5.Ticaret Mahkemesinin 2005/166 sayılı dosyasından menfi tesbit davası açtığını, davanın derdest olduğunu belirtmiştir. Menfi tesbit davasında varılacak sonuca göre davacı veya davalı talepte bulunabilecektir. Menfi tesbit davasının sonucuna göre işlem yapılacağından şikayetin bu nedenle reddi gerekir....
Av. ... aralarındaki menfi tespit davası hakkında .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nden verilen 26/03/2015 gün ve 2014/806 E. - 2015/210 K. sayılı hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - K A R A R - Davacı vekili, 01.07.2015 tarihli dilekçesi ile menfi tespit davasının reddine dair kararın kesinleşmesinin üzerinden bir aydan fazla süre geçtiğini,teminatın davacıya ödenmesi önünde engel kalmadığını, teminatın resen davalı yana ödenmesi veya davalı yanın muvafakatının aranmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek dosyaya yatırılan teminatın kendilerine iadesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Burhaniye Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 30/10/2013 NUMARASI : 2013/116-2013/686 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, menfi tespit istemine ilişkindir....
Sıfatıyla) Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalı banka ile dava dışı ... İnş. Ltd....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “…Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....
-2- şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır. Buna göre; takibin itiraz edilmeksizin/dava açılmaksızın kesinleşmesi veya itirazın/davanın, hak düşürücü sürenin geçirilmesi nedeniyle reddine karar verilmesi durumunda kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda menfi tespit veya geri alım (istirdat) davası açabilmesi olanaksız olup, ancak, koşulları gerçekleştiği ve kanıtlandığı takdirde 506 sayılı Kanunun 84. maddesine dayalı olarak açılacak dava ile primler Kurumdan geri istenebilecektir....