Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasındaki itirazın iptali- menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın reddine, karşı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı- karşı davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, miktar itibariyle bu isteğin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava ödenmeyen mevduat faizi alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali, karşı dava ise bu alacaktan dolayı borçlu bulunulmadığının tesbiti istemine ilişkindir. Uyuşmazlık bankacılık işleminden doğmakta ve dava da itirazın iptali ile buna karşılık olarak açılan menfi tesbit davası olarak mahkemeye sunulmaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin görevi bankacılık işlemlerinden doğan ve menfi tesbit ya da itirazın iptali davaları sonucunda verilen hükümlerin temyizen incelenmesidir....

    Av. ... arasındaki menfi tespit/itirazın iptali davaları hakkında ... . Asliye Ticaret Mahkemesi'nden verilen 03/07/2014 gün ve 2012/603 E. - 2014/336 K. sayılı hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR - Asıl menfi tespit davasında davacı vekilinin feragate yetkili olduğunu içeren vekaletnamesinin ve birleşen itirazın iptali davasında feragat eden şube yetkililerinin davadan feragate yetkili olduklarını içeren yetki belgelerinin asıllarının yada onaylı suretlerinin dosyası içerisine alınarak gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 12/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ticaret A.Ş.nin davalı ...aleyhine açtığı birleşen menfi tespit davasına yönelik olarak davalı ...vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı ...nin davacı ...Ş. aleyhine başlattığı ilamsız icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldıktan sonra davacı ...'nın aynı ticari ilişkiye ve delillere dayanarak borçlu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açmıştır. Hukuki yarar, dava şartı olup, mahkemece resen nazara alınması gerekir. Menfi tespit davasında ileri sürülen iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından mahkemece bu yön gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, somut olayda eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılmasında da hukuki yarar bulunmadığının gözetilmemesi de isabetsizdir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ......

        Mahkemece, alacaklının borçlu aleyhine zamanaşımına uğramış bono ile ilamsız icra takibine başladığı, borçlunun ödeme ve zamanaşımı defi nedeniyle takibin durduğu, borçlunun mahkemeye ödeme ve zamanaşımı nedeniyle menfi tespit davası açtığı, alacaklının ise bu dosya ile birleşen davasında borçlunun itirazının iptali ve takibin devamı için talepte bulunduğu, bu suretle borçlunun ödeme savunmasını itirazın iptali davasında yapma imkanına sahip olduğu, bedelin ödenmesi isteminden kaçınma hakkı da bulunduğu, mükerrer takip yapılmadığı, hukuki yararın dava şartı olup, mahkemece re’sen değerlendirilebileceği, bu suretle senedin ödeme nedeniyle bedelsiz kaldığı ve zamanaşımına uğradığı iddiasıyla davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığından davanın reddine, birleştirilen davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilmiş, hüküm davacı (borçlu) vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2015/94 esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının açıldığını, davacının itirazın iptali davasından sonra aynı borç ile ilgili açtığı menfi tespit davasında hukuki yararının olmadığı gibi iki dava arasında da derdestlik ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin hafriyat ve nakliyat hizmeti verdiğini, davacının yapımını üstlendiği ... inşaatına malzeme temini sağlandığını, borçların ödenmediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; somut olayda menfi tespit davası ikame edilmesinde hukuki yarar bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1 -H uyarınca usulden reddi gerektiğini, davacının da belirtmiş olduğu üzere huzurda görülmekte olan davanın konusunu oluşturan ve davacı şirket tarafından ödenmeyen 133.994,15-TL'lik borç icra takibine konu olan 679.485,84-TL'lik cari hesap bedeline dahil olduğunu, bu sebeple davacı tarafından itirazın iptali davasına konu olan aynı faturalar sebebi ile ayrıca menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, alacaklının itirazın iptali davası açmasından sonra borçlu tarafından menfi tespit davası açılamayacağını, çünkü bu davacı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerek doktrinde ve gerekse uygulamada tereddütsüz kabul edildiğini, davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmesi, açıklaması ve gerekirse ispat etmesi gerektiğini, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önceden açılmış ve...

              Takibe konu edilen senetle ilgili davacı tarafından menfi tespit davası açıldığı sırada aynı senetle ilgili Çay Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen itirazın iptali davasında 2011/128 E.- 2012/32 K.sayılı kararın verildiği ve temyiz aşamasındaki bu kararın henüz kesinleşmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında halen derdest bulunan itirazın iptali davasına karşı davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararının olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davacı borçlunun aleyhindeki itirazın iptali davasında borçlu olmadığı yolundaki savunmalarını ileri sürebilmesi mümkün olduğundan itirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı konuda menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarından olup mahkemece re’sen gözetilmelidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden işin esasına girilip, yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Bundan sonra, ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki, bu da istirdat davasıdır (Hakan Pencanıtez, Oğuz Atalay, Meral Sungurtekin Özkan, Muhammet Özekes, İcra ve İflas Hukuku, s.156- 164). Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m. 68- 68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 17.03.2010 gün ve 2010/19- 123 E. 2010/154 K; 07.12.2011 gün ve 2011/13- 576 E. 2011/747 K sayılı kararında da vurgulanmıştır....

                  Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim söz konusu bu halde, yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, takibe itiraz sadece takip hukukuyla ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....

                    UYAP Entegrasyonu