Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin görev hususunu düzenleyen 8. maddesinin II/1 bendinde, kira sözleşmesine dayanan her türlü tahliye, aktin feshi yahut tesbit davaları, bu davalarla birlikte açılmış kira alacağı ve tazminat davaları ve bunlara karşılık olarak açılan davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görüleceği hükmüne yer verilmiş ise de, Bunun için taraflar arasında; geçerli bir kira sözleşmesinin bulunması, kira sözleşmesinin uyuşmazlık konusu olmaması ve yasal nedenlerle kira sözleşmesinin feshinin istenmesi gerekmektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin ihale ile kurulup kurulmadığını tespite dair varsa ihale evraklarının ilgilisinden temini ile eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, menfi tesbit istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

        Doktrin ve Dairemizin uygulamalarına göre sözleşmede aksi kararlaştırılmamış ise fesih halinde müspet zararların istenmesi mümkün olmayıp ancak menfi zarar talep edilebilir. Menfi zarar tarafların sözleşme yapılmamış olsa idi uğramayacakları zarar ve kayıplar olarak tanımlanmaktadır. Dairemizce de sözleşmenin feshi halinde arsada bulunan ve yıkılan yapının değeri, bu yapının kullanılmaması nedeniyle uğranılan kira kaybı ve ödenen cezalar menfi zarar kapsamında kabul edilmektedir. Davacı tarafça 25.000,00 TL maddi tazminat talep edilmiş ise de bunların hangi kalem alacaklardan oluştuğu ve her biri için ne miktarda tazminat talep edildiği gösterilmemiş ve mahkemece de açıklattırılmamıştır....

          Somut olayda davalı-karşı davacı asıl davaya konu bononun araç kiralama sözleşmesi sebebiyle verildiğini, davacı-karşı davalının kiraladığı araç ile kaza yapması sebebiyle oluşan zararları teminen bononun takibe konulduğunu savunduğu ve karşı davada kira sözleşmesine dayalı olarak maddi tazminat isteminde bulunduğu, davacı-karşı davalının ise araç kiralama sözleşmesinde, bonoda ve kaza tespit tutanağında yer alan imzaları inkar ettiği ve menfi tespit ile istirdat istemlerinde bulunduğu anlaşılmıştır....

            Karar davacı vekili ve davalı vekilince ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir....

              Menfi tespit davasının ise 29.04.2010 tarihinde açıldığı görülmekle, İİK’nun 72 maddesindeki “Borçlu, menfi tesbit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir” hükmüne göre davanın kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Bunun için borçlunun ayrıca bir talepte bulunması gerekmediği gibi, borcun ödendiğini öğrenen mahkemenin kendiliğinden (re’sen) davaya istirdat davası olarak devam etmesi kanunun -başka bir seçenek bırakmayan- amir hükmü gereğidir. Ödemeye rağmen davacı, uyuşmazlığın menfi tespit hükümlerine göre sonuçlandırılmasını talep etmesi halinde ise; mahkemenin kanunun amir hükmü gereğince davaya istirdat davası olarak bakmaya devam edeceğini taraflara açıklaması, buna rağmen davacının talebinde ısrar etmesi halinde, menfi tespit talebinin “hukuki yarar” yokluğu nedeniyle reddi yoluna gitmesi kanunun amaç ve ruhuna daha da uygun düşecektir....

                Harç kamu düzenine ilişkin olup, mahkememizce evvela yatırılan harcın eksik olup olmadığı incelenmiş, davacının iki ayrı davayı tek dava dilekçesi ile ikame ettiği, istirdat ve menfi tespit davaları yönünden ayrı ayrı peşin harç alınması gerektiği, istirdat davası için dava değerine göre yatırılması gereken harcın 554,84 TL, menfi tespit davası için dava değerine göre yatırılması gereken harcın ise 4.547,50 TL olduğu bu durumda yatırması gereken peşin harç miktarının toplam 5.102,34 TL olduğu, davacı vekilince de 5.102,34 TL peşin harç yatırıldığı anlaşıldığından harç eksikliği bulunmamaktadır. GEREKÇE: Dava, istirdat ve menfi tespit davasıdır. İstirdat davası, para alacağının tahsili istemine havi olması sebebiyle zorunlu arabuluculuk kapsamında olan dava türü olup. Menfi tespit davası yönünden ise dava tarihi itibariyle zorunlu arabuluculuk dava şartı bulunmamaktadır. Menfi tespit istemli dava yönünden mahkememizce tefrik kararı verilmiş, ayrı esas üzerinden kaydı yapılmıştır....

                  Kesinleşmiş takipten dolayı tahliyeye ilişkin olarak verilmiş olan İcra Hukuk Mahkemesi kararları açılacak menfi tespit davasında verilecek tedbir kararı ile durdurulabilir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit, istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacılar, davalı ile düzenlenen 16.8.2004 tarihli kira sözleşmesinde kiracı ve kefil olduklarını, davalının kira bedelleri ödenmediğinden bahisle haklarında ......

                    UYAP Entegrasyonu