"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki (asıl davada) muarazanın önlenmesi - menfi tespit(birleşen davada) istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili (asıl ve birleşen davada) tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.268.60TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muarazanın önlenmesi istemine ilişkin davada ... 1. Sulh Hukuk ile 2. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, işyerine su aboneliği yapılmamasından kaynaklanan muarazanın önlenmesi, abonelik yapılması istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, dava dilekçesinde değer gösterilmediği, ancak asliye hukuk mahkemesince 1906.00.-YTL'lik kaçak su borcu faturası esas alınarak görevsizlik kararı verildiği, oysa ki, davacının talebinin değerle belirlenemeyen muarazanın önlenmesi istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. H.Y.U.Y.'nın 8. maddesinde sulh hukuk mahkemesi görevine giren hususlar sayılmış olup, muarazanın önlenmesine ilişkin eldeki dava sulh hukuk mahkemesi görevleri arasında sayılmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davanın ilk açıldığı ... 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muaraza ve Elatmanın Önlenmesi ... ile ... ve ... aralarındaki muaraza ve elatmanın önlenmesi davasının kabulüne dair... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 21.10.2010 gün ve 418/866 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılardan ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, 542 ve 557 parsellerin maliki tarafından kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan yere 8 yıl kadar önce ev yapıldığını, Köy Muhtarlığının şikayeti üzerine Kaymakamlık tarafından men kararı verildiğini, vekil edeninin kira ve ecrimisil ödemek suretiyle taşınmazı kullandığını açıklayarak taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi ve davalının haksız müdahalenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ...'...
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin iken, daha sonra davacı tarafından, dava konusu talebin 17 no'lu dairenin davacı adına tahsisi suretiyle muarazanın önlenmesi istemi olduğu açıklanmıştır. Mahkemece verilen karar yeterli incelemeye dayanmamaktadır. Dava konusu yerin davacıya tahsis edilmiş bir yer olması halinde muarazanın önlenmesine karar verilmesi gerekir ise de, bu yerin davacıya tahsis edilip edilmediği anlaşılamamaktadır....
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, abonelik tesisi ve bu şekilde muarazanın önlenmesi talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davacının abonelik tesisi istemine ekli tapu kaydının inançlı işlemden dolayı devredilen taşınmazın önceki tapu kaydı olduğu, dava dışı malikin son tapu kaydını ibraz ederek şikayet yolu ile abonelik kaydını iptal ettirdiği, davacının ikamet ettiği meskenin suyunun kesildiği anlaşılmaktadır. Aynı Mahkemede 2018/471 Esas sayılı dosyasında, malik Osman Nuri Şenuysal tarafından müdahalenin meni ve ecrimisil istemli dava açtığı, birleşen davada ise bu davanın davacısı tarafından menfi tespit ve inançlı işlemden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemi olduğu,davanın derdest olduğu anlaşılmıştır....
tarafından hali hazırda müvekkil şirkete karşı sürmekte olan haksız rekabetin önlenmesi ve muarazanın giderilmesi ve bu yolla vaki haksız rekabetin men'ine, muarazanın önlenmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafça ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir. Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun "komşu hakkı" başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir. Elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. İleride zarar doğacağından bahisle dava açılamayacağından bu şekilde açılan davalar reddedilmelidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kiracılık sıfatının tespiti, muarazanın önlenmesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti ve muarazanın önlenmesi davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, muarazanın meni ile davalı idarenin haksız elatmasının önlenmesi, kiracılık sıfatının tespiti istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, dava tarihinde müdahale bulunmadığından elatmanın önlenmesi davasının reddine tazminat istemenin ise kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemece davacı vekilinin 07.02.2012 tarihli celsede dava tarihinde taşınmazın hasat edilmiş olduğuna dair beyanı esas alınarak elatmanın önlenmesi davası reddolunmuş ise de, gerek mahkemece incelenen İncesu Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/2 esas sayılı dosyası ve gerekse davalının bu davadaki beyanlarına göre muarazanın devam ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekten davalının işgal ettiği dava konusu taşınmazda ektiği ürünleri hasat etmiş olması haksız elatmanın sona erdiği anlamına gelmez. Davalı, keşifte taşınmazı 1 yıl süre ile kiraladığını belirttiğinden dava tarihinde varlığını ileri sürdüğü kira sözleşmesinin süresi tamamlanmamıştır. Bu durum da, dava tarihinde muarazanın devam ettiğini göstermektedir....
Ancak, istisnai durumlarda, henüz zarar doğmadığı halde, yakın gelecekte zarar doğacağı pek muhtemel veya muhakkak ise, davacıya zarar tehlikesinin önlenmesi davasını açma hakkı tanınmalı, zararın doğması beklenmemelidir. Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili değildir. Yeter ki, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunsun. Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebilir. Kural olarak davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez. Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir....