Takibe konu harici taşınmaz sözleşmesinin davalılardan T3 ile dava dışı Aytaç Adilova arasında yapıldığı,yine davalılardan T3 tarafından sözleşmede adı geçmeyen davacı T1 Büyükarsoy'un banka hesabına 25.000 TL ve 75.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL havalenin daire satışı ön ödeme bedeli olarak gönderildiği,yine davacı T1 Büyükarsoy tarafından davalı T3'a toplam 100.000 TL daire ön ödeme bedelinin iade edildiği görülmekle, asıl alacak geçersiz sözleşmeye dayandığından geçersiz sözleşme ferisi niteliğinde olmak cayma bedeli talep edemeyecektir. Bu nedenle davalı Yasin ve diğer davalı davacıdan geçersiz sözleşme gereği yine geçersiz sözleşme ferisi cayma bedelini talep edemez. Hukuki yarar HMK 114/1- h maddesinde dava şartları arasında sayılmış olup menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunduğu açıktır....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davanın hata hile ikrah nedenine dayalı senedin geçersiz olduğundan bahisle açılan menfi tespit davası olduğu, dinlenilen tanık anlatımları ile Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2014/179 E. sayılı dosyasından senet borçlusu davacı kısıtlı olduğunun anlaşıldığı, davacının okuma yazma bilmediği, senedin hile ile alınmadığının davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötü niyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava ehliyetsizlik ve hile sebebiyle açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece davacının senet tanzim tarihinde tam ehliyetli olup olmadığı konusunda sağlık kurulu raporu alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir....
, gerek kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin, gerekse taşınmaz mülkiyetinin devri borcunu içeren diğer tüm sözleşmelerin ortak noktasının, yasa gereği bu sözleşmelerin resmi şekilde yapılmasının zorunluluğu olduğu, aksi halde, tapuda kayıtlı taşınmazın haricen satımına ve noterde düzenleme biçiminde yapılmamış olan taşınmaz satış vaadine ilişkin sözleşmelerin de geçersiz olduğu, taşınmaz satış vaadi sözleşmelerindeki amacın, ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılması olduğu, bu nedenle, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmesi gerektiği ve ön görülen geçerlilik şekil şartına uygun düzenlenmesi gerektiği sabit olmakla taraflar arasında gerçekleştiği iddia edilen sözlü akdin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçersiz olduğu ve talebin sebepsiz zenginleşme niteliğinde olduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki geçersiz sözleşmeden kaynaklandığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/3- 990 Esas-2017/954 Karar sayılı...
isteyip takyidatların da bedelden düşülmesini önerdiğini, müvekkilinin bu teklifi kabul etmemesi üzerine anlaşmanın sona erdiğini, ancak davalının senedi iade etmeyip icra takibine koyduğunu, savcılığa da şikayetçi olunduğunu, taşınmaz satışı ile ilgili anlaşmanın resmi yazılı şekle bağlanmaması sebebiyle geçersiz olduğunu, geçersiz sözleşme uyarınca düzenlenen cayma parası ve bononun da geçersiz olacağını, bedelsiz senedin icra takibine konu edildiğini belirterek müvekkilinin Manisa 2....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda bononun taşınmaz satışı için verildiği ancak taşınmaz üzerinde hacizler konulduğu anlaşıldığından davalının taşınmazı almak için zorlanamayacağı, bu nedenle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davanın davacıları vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, tapulu yerlerin harici satışının geçersiz olup herkesin aldığını, iade ile yükümlü olmasına göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 02.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı alacaklı ile 1.6.2012 tarihinde haricen imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu ileri sürerek davalı tarafından ... 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/13807 E. sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan icra takibinin iptali ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gereğince davalıya borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Davalı yanca 26.7.2001 tarihinde toplam 14.500 YTL alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde 11.7.2002 tarihinde yapılan ihale sonucu 12.000 YTL’ lik alacak karşılığında davacıya ait taşınmaz devir alınmış ve takip 16.12.2002; 30.4.2003 tarihli işlemler ile kalan alacak yönünden devam etmektedir. İİK’ nun 72.maddesine göre, borçlu henüz ödenmeyen borç kısmı için menfi tespit davası, ödenmiş bölümü için de istirdat davası açılabilir. İİK’ nun 72/7.maddesindeki sükutu hak süresi borcun tamamen ödendiği tarihten itibaren başlar.(... ... menfi tespit ve istirdat davası 2003 Ankara sh 240) Bu durumda mahkemece açıklanan hususlar gözetilerek davacının iddiasının incelenip hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 01.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan delillere göre; menfi tespit davasına ilişkin davacı tarafça harç yatırılmadığı gibi, menfi tespit davasına konu senetlerin yargılama aşamasında davacı tarafça ödenmesi nedeniyle davacının menfi tespit talebine ilişkin esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına; alacak davası yönünden ise; davaya konu satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeniyle geçerli kabul edilemeyeceği, öte yandan uyuşmazlığa konu taşınmazın daha sonra tapuda resmi şekilde devirlerinin tamamlanmış olmasının da geçersiz olan satış sözleşmesine geçerlilik kazandırmayacağı,ayrıca tapuda resmi şekilde yapılan devir sırasında da alıcı davacı tarafından dava konusu sözleşmenin tapu siciline şerh edilmediği, bu durumda sözleşmeye bağlı olarak kararlaştırılan cezai şarta ilişkin hükümlerin de geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Taraflar arasında------ ---- satışı hususunda ---- sözlü olarak anlaşmaya vardıkları, taşınmaz satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması ve davalının maliki olmadığı taşınmazı satışının mümkün olmaması nedenleriyle geçersiz olduğu, bu cihette tarafların aldıklarını iade ile mükellef oldukları, Bu aşamada somut olayda çözülmesi gereken sorunun tarafların satış bedeli olarak kararlaştırdıkları bedel ve yine ödenen bedelin ne olduğu noktasında olduğu, Davacı vekilince,---nakit ödemesinin elden yapıldığı iddia edilmişse de, bu hususta yazılı herhangi bir delil sunulmadığı, bu hususun tanıkla da ispatlanmayacağı, Davacının davaya konu ---- adet çeki söz konusu taşınmaz satışı noktasında davalıya verdiği hususunda ise, davalı tarafça çeklerin söz konusu taşınmaz satışı için verilmediği hususunda herhangi bir beyanı olmadığı, yine taraflar gerçek kişi olup aralarında başkaca ----- bulunduğuna dair delil de bulunmadığından, davaya konu ---------- kısmının satışı hususunda verildiğinin...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Taşınmaz satış sözleşmeleri resmi şekil şartına tabidir ve tapuda yapılması gerekmektedir, taşınmaz alıcıya tapuda devredilmediğinden sözleşme geçersiz olup taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebilirler. Hal böyle olunca davacıların, yapmış oldukları noter masrafları ve taşınmaz aidatını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceğinden davanın bu talepler yönünden kabulüne karar vermek gerekmiştir....