Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davalı idarenin haciz bildirisini 26.10.2013 tarihinde davacıya teblğ ettiği davacının 7 günlük sürede itiraz etmediğinden 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesine göre borç yedinde ve zimmetinde sayıldığından bahisle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından tamyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir.    1-Anılan yasa maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır." şeklinde ifade edildiği üzere, haciz ihbarnamesine 7 günlük sürede itiraz etmeyen üçüncü kişilerin 1 yıl içinde genel mahkemelerdde menfi tesbit davası açma hakkı bulunmaktadır. ../......

    Mahkemece, 6183 sayılı Yasanın 79. maddesi uyarınca haciz bildirisini tebellüğ eden 3. kişinin 7 gün içinde tahsil dairesine itiraz edebileceği, bu sürede itiraz edilmediğinde 1 yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açabileceği, 6183 sayılı Yasanın 102. maddesi uyarınca amme alacağının zamanaşımına uğradığını belirterek davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı İdare vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kamu alacağının tahsili için davacıya tebliğ edilen ödeme emri nedeniyle, borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, az yukarıda yazılı gerekçe ile 6183 sayılı Yasanın 79. maddesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacının eski ortağı olduğu dava dışı İ... Ltd.Şti.'...

      Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesine dayalı olarak açılan menfi tesbit davasına ilişkindir.   6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi uyarınca alacaklı kamu idaresi tarafından kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü kişi, aynı bentte gösterilen nedenlere dayanarak haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak itiraz edebilir. 6183 sayılı Yasa’nın 79/4 maddesin de ise "herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır."...

        Bu durumda ise, 506 sayılı Yasanın 140. (5510 sayılı Yasanın 102) maddesi uyarınca başlamış olan itiraz prosedürünün bulunup bulunmadığı araştırılarak, (davaya konu idari para cezasının iptali için davacının idare mahkemesine açacağı iptal davasının sonucu beklenerek idari para cezasının iptaline yönelik davada verilen kabul veya red kararının sonucuna göre )idari para cezasının kesinleşip kesinleşmediği belirlenmeli; kesinleşen idari para cezası miktarı tespit edilerek, ancak, bu miktara ilişkin ödeme emri yönünden, 6183 sayılı Yasanın 58. maddesinde sınırlı olarak sayılmış nedenlere dayalı olarak inceleme yapılmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır. Somut olayda, mahkemece, dava konusu ödeme emrinin ve idari para cezasının dayanağı olan davalı Kurum işleminin, ... 1. İdare Mahkemesinin 28.04.2012 tarihinde kesinleşen kararı ile iptal edildiğinden bahisle idari para cezasının dayanağının kalmadığına karar verilmiş ise de; ... 1....

          Hukuk Dairesinin 22/03/2010 gün, 2009/5421-2010/3146 sayılı bozma ilamında, davanın 6183 sayılı Kanun’un 79. maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit istemine ilişkin olması nedeniyle genel mahkemenin görevli olduğundan, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiği hususuna değinilmiştir. İskenderun İş Mahkemesince bozma ilamına uyulduktan sonra görevsizlik kararı verilerek dosya İskenderun 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, mahkemece davacı şirkete yapılan haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğu belirtilerek, davanın kabulü ile davacının Sun Gümrük Müşavirliği Ltd. Şti.'ne borcunun bulunmadığının tespitine karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından yeniden temyiz edilmiştir. Dava, davalı kurumun prim alacağı sebebiyle 6183 sayılı AATUHK.'...

            Dava 6183 sayılı Yasa’nın 79/4. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve bozma gereğine karar verilmiş olmasına göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-6183 sayılı yasanın 38.maddesi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 168. maddesinde 16/06/2009 tarihinde ve 5904 sayılı Kanun’un 35. maddesi ile yapılan değişiklik sonucu hazırlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olmuştur....

              Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır…” şeklinde değiştirilmiş olup anılan değişiklikle birlikte, herhangi bir nedenle 7 günlük itiraz süresini geçirmiş olan üçüncü şahısların, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren 1 yıllık süre içerisinde menfi tespit davası açabilme imkanını getirdiği gibi, yine aynı yasanın 6.maddesi ile 6183 sayılı Yasaya eklenen geçici 9.maddesiyle de, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce, 6183 sayılı Yasanın 79 uncu maddesine göre tebliğ edilen haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olan ancak haciz bildirisinin tebliğinden itibaren 79'uncu maddede düzenlenen bir yıllık dava açma süresi geçmemiş bulunan üçüncü şahıslarca, kalan süre içinde menfi tespit davası açabilme imkanını...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı, dava dışı kamu borçlusu Berat Sıhhi Tesisat ...Ltd.Şti. hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve anılan yasanın 79.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak süresinde itiraz edilemediğini, kamu borçlusuna bir borcu olmadığından 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi gereğince borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı, davalı ....Başkanlığınca hakkında idari para cezası tahakkuk ettirerek 6183 sayılı Yasaya göre ödeme emri tebliğ edildiğini, idari para cezasının usulsüz ve yersiz olduğundan ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, alacağın 6183 sayılı Yasaya dayalı amme alacağı olduğunu, 3039 sayılı ... Kanununun 11.maddesi gereğince idari para cezası verildiği, davacının Sulh Hukuk Mahkemesine yaptığı itirazın red edildiğini cezanın kesinleştiğini ve menfi tespit davası açamayacağını belirtmiştir....

                    İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan Yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması durumunda, yapılan bu tebligat ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret olacak ve buna göre, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilmesi sonucunu doğuracaktır. Somut olaya bakıldığında, davaya konu olan, davacılar adına bizzat düzenlenmesi gereken 2012/13851, 2012/13852 nolu ödeme emirlerinin dosya içerisinde bulunmadığı, tebliğ evraklarının bulunduğu anlaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu