WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Esas sayılı dosyada dava konusu çekte dahil 4 çek için iptal davası açılmıştır. İlgili mahkeme davamız konusu 10.000,00 TL'lik ...'a ait çekin son hamilinin bilinmesi nedeniyle davacıya istirdat davası açması için süre vermiştir. Davacı istirdat davası açacağına menfi tespit ve çek iptali davası açmıştır. Halihazırda ...20. Asliye Ticaret Mahkemesinde zaten açılan bir çek iptali davası var iken aynı çek için açılan ikinci çek iptali davası yönünden derdestlik nedeniyle davanın reddi gerekir. Yine davacı tarafa istirdat davası açması için süre verilmesine rağmen borçlu olmadığının tespiti yani menfi tespit davası açılmıştır. İkisi farklı davalardır. İstirdat çekin iadesi şeklinde bir dava iken borçlu olunmadığının tespiti yani menfi tespit davasında çekin iadesi değil bu çekten davalıya karşı borçlu olunmadığnın tespiti istenir. Taleple bağlılık ilkesi gereği menfi tespit davası açısından değerlendirme yapılması gerekir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; tapu iptal ve tescil davasıdır. Davacı; Yusufeli İcra Müdürlüğü'nce aleyhinde başlatılan icra takibi kapsamında takip dayanağı senetten ötürü açtığı menfi tespit davasının olumlu neticelenmesi ve takip dayanağı senedin iptal edilmesi nedeniyle icra dosyası kapsamında borç nedeniyle davalı alacaklıya satışı yapılan taşınmaz hisselerinin tescil işlemlerinin yolsuz hale geldiği iddiasıyla tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuş, davalı, menfi tespit davasının yasal şartlarının oluşmadığını, icra dosyası üzerinden işlem yapılabileceğinden davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, davalı adına 12 yıldır tescilli bulunan hisselerin aynen iadesinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir....

    Karar davacı vekili ve davalı vekilince ayrı ayrı temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine; 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.12.2007 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istirdat tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 01.11.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Mahkemece, davacı vekilinin 29.05.2013 havale tarihli dilekçesi ile taşınmazlar hakkında açılan davadan feragat ettiği, tarafların 1999 yılından 2007 yılına kadar gayri resmi şekilde birlikte yaşadıkları, davalı asil hakkında tehdit suçundan açılan davanın beraat ile sonuçlandığı, davacı tarafından silahla ve ölümle tehdit olgusunun ispat edilemediği, davacının iddia ettiği tehdit olayından sonra da davalı ile birlikte yaşamaya devam ettiği, tehdit ile suç duyurusunda bulunma arasında uzun bir sürenin geçtiği, davacı asilin senet veya para vermesinin gerçek nedeninin tespit edilemediği, gerekçeleriyle tapu iptal ve tescil davasının feragat nedeniyle reddine, menfi tespit ve istirdat davasının İİK'nun 72. maddisi uyarınca reddine, ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....

          Başka bir anlatımla borcun ödenmesi üzerine menfi tespit davası kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşür. Ancak, mahkemece belirtilen yasa kuralı gözetilmeden menfi tespite karar verilip istirdat yönünde bir hüküm kurulmaması ve menfi tespit davasının da davacı lehine sonuçlanıp, kesinleşmesi halinde ayrı bir istirdat davası açılması mümkün olup, daha önce verilip kesinleşen menfi tespit ilamı, istirdat davasında kesin delil (HUMK.nun 295/1 md.) teşkil eder.Bu durumda istirdat davası, borcunda tamamen ödenmesinden itibaren bir yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra açılmış olsa bile (İİK.md.72/7’ye göre) süre aşımından dolayı reddedilmez; çünkü, bu istirdat davası ayrı görülse bile daha önce sonuçlanmış olan ve İİK.nun 72/6.maddesine göre kendiliğinden (kanundan ötürü) istirdat davasına dönüşmüş bulunan menfi tespit (daha doğrusu istirdat) davasının devamı niteliğindedir....

            Mahkemece, yapılan yargılama sırasında tapu iptal ve tescil taleplerine yönelik davanın bu dosyadan tefrikine karar verilmiş, diğer talepler yönünden ise benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ve davalı defter ve kayıtlarında davalı şirketin davacı ...'tan alacaklı olduğunun belirlendiği, davacıların ticari ilişki çerçevesinde davalılara açık senetler verdiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, menfi tespit davasıdır. Davacılar dava dilekçelerinde menfi tespit istemi dışında tapu iptal ve tescil talebinde de bulunmuş ve toplamda dava değerini 170.000,00 TL olarak bildirmişlerdir. Mahkemece bu miktar üzerinden harç alınmıştır. Mahkeme yargılama sırasında tapu iptal ve tesciline ilişkin dava konusunda ayırma kararı vermiştir....

              İpotek veren üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurarak takip talebinde gösterilmediği iddiası ile süresiz şikâyet yolu ile icra takibini iptal ettirme hakkı bulunmaktadır. İpotekli takip sonucunda kendisine ait taşınmaz satılacağı için ipoteğin fekki istemini içeren menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Menfi tespit davası sırasında ihtiyati tedbir kararı verilmediği için ipoteğe konu taşınmaz “Cebri icra ile üçüncü kişilere satılmış ise, menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanmış olmasının taşınmazlar hakkında daha önce yapılmış olan satışlara bir etkisi yoktur. Bu mallar icranın eski hâle iadesi yolu ile alıcılardan geri alınamaz”. Somut olayda ipotekli taşınmaz ihale ile alacaklıya satılmış, alıcı adına tapuda tescil edilmiş ve borç alacaklıya ödenmiş olduğundan İİK’nın 72/6. maddesi uyarınca menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşür. Mahkeme kendiliğinden menfi tespit davası ve istirdat davası olarak devam eder. Dava konusuz kalmaz....

                da sözleşmeden doğan tazminat sorumluluğu olduğunu, dolayısıyla uyuşmazlığın sözleşmeden doğan sorumluluk kapsamında tapu iptal tescil olmazsa tazminat olarak nitelendirilmesi gerekirken, ipotek sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti ve istirdat istemi şeklinde nitelendirilerek karara bağlanmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, TBK 60.maddesi gereğince bir kişinin sorumluluğunu birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hakim zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe zarar görene en iyi giderim imkanı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir....

                Açılan menfi tespit davasının anılan yasa hükmü gereğince, kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinin kabulü ile, davalı yanca ihale ile alacağına karşılık aldığı ve adına tapuya tescil ettirdiği taşınmazlar için, davalı tarafça tahsil edilen paranın istirdatına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dosya içinde bulunan İcra Müdürlüğü'nün Tapu Sicil Müdürlüğü'ne tescil işlemi yapılması için yazılan yazılara ve tapu kayıtlarına göre, davacının satıma konu taşınmazlarda hissedar olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davacı satılan taşınmazlarda kendi hissesine düşen bedelin istirdatını talep edebilir. Mahkemece yapılması gereken iş, satıma konu taşınmazlardaki davacı hisselerinin belirlenip, bu hisselere düşen bedel saptanıp, varılacak uygun sonuca göre bir karar vermekten ibarettir....

                  UYAP Entegrasyonu