Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş Mahkemesi'nin 2010/32 Esas ve 2011/310 Karar sayılı kararı ile müvekkillerinin adı geçen senede ilişkin borçlu olmadıklarının tespit edildiğini bildirerek, icra takibi nedeniyle uğradıkları manevi zararın tahsilini talep etmiştir. Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece menfi tespit davası sırasında davalının hala haciz ve tahsil yönünde açık gayretlerinin bulunduğu, verilen ve kesinleşmiş karara göre bedelsiz senedin tahsiline çalışıldığı, açıklanan şekliyle davacıların manevi olarak zarara uğradıkları gerekçesiyle manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacılar davalı tarafından yapılan takibe karşı ... 2. İş Mahkemesi'nin 2010/32 Esas ve 2011/310 Karar sayılı dosyasında menfi tespit ve kötüniyet tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece senedin teminat senedi olduğu kabul edilerek borçlu olmadıklarının tespitine %40 kötüniyet tazminatı talebinin ise reddine karar verilmiştir....

    Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki sebebiyle icra takibine maruz kalan veya kalması muhtemel olan bir kimsenin borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava menfi tespit davasıdır. Anılan Maddenin 1. fıkrasında; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Davacı taraf, davalı tarafa dava tarihinden önce, icra takip dosyasına dava konusu borcu ödemiş, davayı menfi tespit davası şeklinde nitelendirip açtıktan sonra da menfi tespit istemini istirdata dönüştürdüğünü beyan etmiştir....

      Sayılı dosyası tarafından reddedilmiş ve bu karar taraflarınca istinaf edildiğini, HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeceğini, bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulduğunu, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hallerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerektiğini, oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek nitelikte olduğunu, ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu'nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşıldığını...

        Somut olayda davacının menfi tespit istemine konu ettiği reddedilen borç miktarı 5.000-TL olup, istinaf konusu edilen reddedilen menfi tespit hükmünün kesinlik sınırı içerisinde bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin menfi tespit hükmüne yönelik istinaf başvurusunun HMK'nın 341-2 ve 346/1 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı vekili tarafından ayrıca haksız icra takibi ve haciz işlemleri nedeniyle manevi tazminat talep edilmiştir. Manevi zarar; mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. TBK'nın 58. maddesine göre; kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir....

          Bu bakımdan kanun maddesini lafzen yorumlamak suretiyle sadece alacak ve tazminat davalarında dava şartı arabuluculuk müessesesinin uygulanması kanunun çıkarılış amacıyla uyuşmayacaktır. Bu nedenle kanaatimizce menfi tespit davalarının da dava şartı arabuluculuk kapsamında olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, her ne kadar menfi tespit davalarının konusu davacı açısından alacak davası olmasa da, davalı açısından alacak davası niteliğindedir. Zira, menfi tespit davasının olumlu ya da olumsuz sonuçlanması halinde davalının alacağı bu sonuçtan etkilenecektir. Dolayısıyla menfi tespit davalarının ana konusu para alacağıdır. Madde hükmünü sadece davacı yönünden yorumlamak hukukun genel ilkeleri ile bağdaşmayacaktır....

            Davacı, davalının haksız icra takibi ve hacizleri nedeniyle menfi tespit davası açmak zorunda kaldığını ve bu nedenle zarara uğradığını söyleyerek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              Manevi zarar ise, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil, onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu, tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan, acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar manevi tazminat verilebilecek bazı olguları özel olarak düzenlemiştir. TBK’nın haksız fiile ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için ilk olarak saldırının hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka uygun bir eylem, bu maddenin uygulanmasına imkân vermez. İkinci koşul ise kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusursuz sorumluluk hâlleri hariç kusurunun bulunması gerekir. Kişilik hakkı zedelenenin ayrıca manevi zarara uğramış olması gerekirken hukuka aykırı saldırı ile manevi zarar arasında uygun illiyet bağı da bulunmalıdır....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat-zayi nedeniyle çek iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı menfi tespit-istirdat davasının reddine zayi nedeniyle çek iptali davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan kimse gelmemiş olduğundan, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasında ... Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ve ... 6. Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R- Dava, menfi tespit, istirdat ve ipoteğin terkini istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi'nce, ipotek bedelinin ödenmesi sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ve buna bağlı olarak fazla ödeme ile ilgili istirdat ve ipoteğin terkini istemiyle icra dosyasına bağlı olarak açılan davanın icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ......

                    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı menfi tespit talebinin kabulüne, istirdat talebinin kısmen kabul, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine 44.000 TL bedelli senede dayalı icra takibi yaptığını, senet bedelinin takipten önce müvekkiline ait taşınmazın 85.000 TL bedelle davalıya devredilmek suretiyle fazlasıyla ödenmesine rağmen davalının icra işlemlerine devam ettiğini belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve fazla ödenen miktarın istirdatı ile kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu