A.Ş.) hakkındaki davanın reddine, müdahil ... bakımından ise müdahilin iyiniyetli 3. kişi olması nedeniyle menfi tespit ve istirdat talebinin reddine,, birleşen davada davalı ...’ın iyiniyetli yetkili hamil olması nedeniyle hakkındaki menfi tespit ve istirdat davasının reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-HMK’nun m.69/1 hükmüne göre, “Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir.” Buna rağmen mahkemece hakkında dava açılmayan müdahil ... bakımından hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın bankacılık işleminden kaynaklanan istirdat istemine ilişkin olmasına, davanın da itirazın iptali ya da menfi tespit biçiminde açılmamış olmasına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 05.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın çeke dayalı istirdat istemine ilişkin olmasına, davanın da itirazın iptali ya da menfi tespit biçiminde açılmamış olmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 24.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın çeke dayalı istirdat istemine ilişkin olmasına, davanın da itirazın iptali ya da menfi tespit biçiminde açılmamış olmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 24.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın çek istirdat istemine ilişkin olmasına ve davanın da itirazın iptali ya da menfi tespit biçiminde açılmamış olmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 04.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(Menfî Tespit Davası ve İstirdat Davası - , Ankara) İİK m.72/7 hükmüne göre, İcra ve İflas Hukuku anlamında istirdat davasını, kesinleşmiş icra takibi dolayısı ile cebri icra tehdidi altında borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs açabilir. Menfi tespit ve istirdat davası sonucu verilecek mahkeme kararı, kesinleşmeden infaz olunamaz. İİK.nun 72/6. maddesi gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmüş olması, bu ilamın infazı için kesinleşmesi koşulunu ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla davacının, takip borçlusu olarak ödediği paranın iadesi istemiyle gideceği hukukî yol, davalı takip alacaklısı hakkında yeni bir ilâmsız icra takibi başlatmak olmayıp, öncelikle genel hükümlere göre istirdat davası açması ve davayı kazanmasıdır....
Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. İİK.nun 72/son maddesi uyarınca menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. HUMK.nun 9. maddesinin 2. fıkrasında ise, davalının birden fazla olması halinde davanın bunlardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Davalılardan ikisinin yerleşim yeri ...’dır. Diğer davalı ......’in kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla davanın ... Mahkemesi’nde açıldığı hususunda belirtilen veya başka deliller varsa mahkemenin onun hakkında davayı ayırarak yetkisizlik kararı vereceği HUMK.nun 9/2. maddesinde düzenlenmiştir....
Menfi tespit davası borcun ödenilmesinden önce açılır. Borç ödendikten sonra menfi tespit davası açılmasında borçlunun hukuki yararı bulunmadığından menfi tespit davası borcun ödenilmesinden sonra açılamaz. Borç ödendikten sonra açılacak dava istirdât davası olup, bu davanın da İİK'nın 72/VII. maddesi uyarınca borcun ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, açtığı menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilen ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeble kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda İİK'nın 72/VII. maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz....
Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit ve istirdat davası açtıklarını beyan etmiştir. e-imza e-imza e-imza e-imza Bu nedenle, yukarıda anılan içtihat uyarınca dava konusu çek yönünden dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İİK'nın 72/4- 5 maddesi uyarınca, menfi tespit davasında verilen ilamın, kesinleşmeden takibe konulabilmesi olanaklı değildir. Menfi tespit davasına konu olan alacak ile doğrudan istirdat davasına konu edilen alacak birbirinden farklı olup, doğrudan istirdat davası sonucu verilen karar, kesinleşmeden takibe konulabilir. Ayrıca, İİK'nın 72/7. maddesine göre açılan istirdat davasında verilen kararın icraya konulabilmesi için kararın kesinleşmesi gerekmez. Takibe dayanak davanın 06/02/2019 tarihinde açıldığı ve kararın gerekçesinde "bilirkişi raporunda özetle, son ödemenin yapıldığı 22/07/2019 tarihi itibariyle davacının davalıya 16.116,10 TL fazla ödeme yaptığı belirtilmiştir" açıklamasına yer verildiği, bu hali ile bir kısım ödemelerin dava tarihinden sonra olduğunun kararda açıkça belirtildiği, dolayısıyla davanın İİK'nın 72/7 maddesi kapsamında istirdat davası olarak nitelendirilemeyeceği anlaşıldığından, anılan hüküm uyarınca karar kesinleşmeden takibe konu edilemez....