Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine Sınai Mülkiyet Kanununun 149. maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir.Bu açıklamalardan sonra davalı tarafın davacı adına tescilli ---- tescil numaralı---- markasından kaynaklı haklarını ihlal edip etmediği hususu değerlendirilmiş, davacı tarafın bilirkişi raporu ile belirlenen ve yine TPE kayıtları ve ticaret sicil kayıtlarında tescil kayıtlarında bulunan marka kullanımları ve davalı tarafın internet sitesine ilişkin kullanımları değerlendirildiğinde, davacı tarafın tescilli olan markasının kara, hava ve deniz taşımacılığı hizmetlerini kapsayan taşımacılık sektöründe olduğu, davalı şirketin hem şirket tescil kaydında hem de ---- alan adlı web sitesinde kara yolu taşımacılığı, deniz yolu taşımacılığı ve hava yolu taşımacılığı, demir yolu taşımacılığı, sigortalı taşımacılık...

    verilmesini ve dava kesinleşinceye kadar devamını, davacının tescilli markası --- markanın davalının sorumlu bulunan --- --- olarak kullanılması ve bu ibare ile yapılan aramalarda ilk sırada çıkması nedeniyle,----davacıların marka tescilinden doğan haklarına vaki tecavüzün ---- davalının eylemleri nedeniyle haksız rekabetin varlığının tespitine saptanan haksız rekabetin önlenip yasaklanmasını ve haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      önlenmesi, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 50.000,00 TL'ye yükseltmiştir....

        den oluşan 04.07.2017 tarihli raporda; Davalı eyleminin TTK. 56 vd gereğince haksız rekabet oluşturduğunu, davalı eyleminin KHK 61 yollamasıyla 9/c,d gereğince markaya tecavüz oluşturduğunu, davalı şirketin dava tarihinde ve dava tarihinden sonra da zararda olduğu ve kazancının olmadığı tespit edilmiş olduğundan, davacının davalıdan 556 Sayılı KHK’nin 66/1-b maddesinde ifade edilen "Marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre” talep edebileceği maddi tazminatın bulunmadığını, davacı tarafın manevi tazminat ve itibar tazminatı talebinde bulunabileceğini ancak bunun takdirinin mahkemeye ait olduğunu beyan etmişlerdir. G E R E K Ç E :Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının reklam filminin, müvekkilinin markasına tecavüz teşkil ettiğini, markanın itibarını zedelediğini ve haksız rekabet teşkil ettiğini beyanla markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi ile maddi tazminat, manevi tazminat ve itibar tazminatı talep etmiştir....

          Bu durum karşısında, mahkemece yukarıda açıklanan yasa hükümlerine ve içtihada uygun şekilde tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, gerekçe ile hüküm çelişkisi içermeyen, kendi içinde tutarlı, maddi olaya ve talebe uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa ile 6100 sayılı HMK'nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, gerekçe ve hüküm fıkrası arasında çelişki içeren karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın öncelikle bu nedenle resen bozulması..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. KANAAT VE GEREKÇE Dava 556 sayılı KHK hükümleri gereğince açılmış marka hakkına tecavüzün tespiti ile davalının markasının hükümsüzlüğü ve maddi manevi tazminat talepli TTK hükümleri gereği haksız rekabetin tespiti ve ticaret ünvanına tecavüzün meni talepli davadır. Davada, davalı adına tescil edilmiş olan ... tescil no.lu "... " markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talep edilmektedir. Davacı, "... Ticaret Ltd....

            Dolum Tesislerinde doldurulup, yine sadece kendi yörelerinde, müvekkili şirket tarafından yetkili bayilik verilmiş bulunan işletmeler tarafından satışa arz edilebileceğini, mahkeme kanalı ile yapılan tespitte davalıya ait mahallerde çeşitli ebatlarda anılan markaları taşıyan boş tüplerin bulunduğunun belirlendiğini ileri sürerek, davalının eyleminin müvekkili şirketin tescilli markalarından faydalanma haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile, haksız rekabet ve marka hakkına tecavüzün durdurulmasına, davalının işyerinde, depolarında ve dolum tesislerinde, vasıtalarında ve ticari gaye ile bulundurduğu her yerdeki dolu veya boş ... ve ... markalı tüplerin toplatılmasına, bu tüplerin imha edilmesi suretiyle vaki marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin men'ine, TTK'nın 61. maddesine istinaden, hükmün kesinleşmesinden sonra, masrafı davalılardan alınmak koşulu ile, mahkeme kararının ilanına, maddi tazminata ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 5.000,00 TL manevi tazminatın...

              Bölge Adliye Mahkemesince, iddianın ileri sürülüşü itibariyle marka hakkına dayanılmışsa da marka hakkına tecavüzün tespiti ve marka hakkından doğan tazminat talep edilmediği, sadece haksız rekabet hükümlerine dayanılarak men ve tazminat istendiği, bu durumda talep aşımı suretiyle markaya tecavüzün tespitine karar verilmesinin yerinde olmadığı, yine, davacı tarafça davacı markasının davalıya ait lazer etiketleme makinesi üzerinde kullanıldığı ileri sürülmemiş ve ispat edilmemiş olmasına rağmen bu yöndeki kabul ile bunun tespiti ve önlenmesine dair hükmünün de yerinde olmadığı, davacı taraf her biri ayrı bir davaya konu olabilecek istemlerini tek bir dava içinde talep etmiş olmakla, davacının kabul edilen haksız rekabetin tespiti ile men'i, maddi tazminat ve manevi tazminat istemlerinin her biri için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AATÜ uyarınca üç ayrı 2.600'er TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, haksız rekabet ve maddi tazminat için tek vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının...

                Dava, marka hakkına tecavüzün durdurulması ve maddi tazminatın tahsili istemine ilişkindir, Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 04.04.2018 tarih ve 2016/8296 Esas- 2018/2385 Karar sayılı ilamı ile davalının tescilli “Lezzetle Eşanlamlı Keşanlı Üğdül+şekil” markasını ürünleri üzerinde tescil edildiği haliyle kullandığı, buna göre, bu kullanımın davacının marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı halde mahkemece markaya tecavüzün tespiti ve meni ile tazminata hükmedilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuşsa da davalı adına tescil başvurusu yapılan 2010/31230 sayılı “Lezzetle Eşanlamlı Keşanlı Üğdül+şekil” markasına 3. kişinin itirazının reddedildiği, ancak davacının itirazının kabulüyle davalının marka başvurusunun tescil edilmediği anlaşılmaktadır....

                  bu şekilde bayii imajı verdiğini, haksız rekabet yarattığını ileri sürerek, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalının ticaret unvanından ''....'' ibaresinin kaldırılmasını, 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, hükmün ilanını talep etmiş; maddi tazminat talebini ıslahen 10.000 TL'ye yükseltmiştir....

                    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava, marka hakkına ticaret unvanına, tecavüzün tespiti ve haksız rekabetin tespiti ile maddi manevi tazminat ve hükümsüzlük istemine ilişkindir. Yukarıda açıklandığı üzere davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece haksız rekabet ile ticaret unvanına tecavüze ilişkin red edilen maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiş, kararın bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir. 3- Ayrıca mahkemece vekalet ücretine ilişkin hüküm kısmının 10....

                      UYAP Entegrasyonu