Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öte yandan, 5510 sayılı Yasanın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim veya sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla; iş kazası nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde iş kazası sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık Kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı bildirilmiştir. Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur....

    Mahkemece davacı eş lehine 95.879,11 TL maddi, 50.000 TL manevi, davacı çocuk ... lehine 2.552,39 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi, Davacı çocuk ... lehine 501,88 TL maddi ve 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun "Taleple Bağlılık İlkesi" başlıklı 26.maddesine göre ise Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Bu hukuki düzenleme doğrultusunda 12.03.2013 tarihli dava dilekçesinde davacı eş için 40.000,00 TL manevi tazminat talep edilmişken; davacı eş lehine talep aşılmak suretiyle 50.000,00 TL manevi azminata karar verilmesi doğru olmayıp, bozma sebebidir. 2- Aynı zamanda iş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir....

      Dosya kapsamından 16.06.2006 tarihindeki zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası olduğu, anılan kaza nedeniyle sigortalının sağ dizinden yaralandığı, bu yaralanması nedeniyle kazalıda herhangi bir iş gücü kaybının doğmadığı, iş kazasının oluşumuna dair kusur raporu alınmadığı, Mahkemece “davacının iş göremezlik oranının "0" olması nedeniyle maddi kaybının olmadığı ayrıca manevi yönden de zarara uğradığı kanıtlanamadığından” ötürü açılan davaların reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanununun 56. maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü düzenlenmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, iş kazası sonucu bedensel zarara uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının maluliyeti bulunmaması nedeniyle herhangi bir maddi ve manevi zararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir....

          Mahkemece, 44.572,54TL maddi,10.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; 02.05.2009 tarihli zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu, iş kazası nedeniyle davacı sigortalının %13,1 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, kazanın oluşumunda davacının %10 oranında mütefarik kusurunun bulunduğu, davacı vekilinin 10.12.2012 tarihli ıslah ile maddi tazminat istemine dair talebini miktar itibariyle artırırken aynı ıslah dilekçesi ile talep olunan maddi ve manevi tazminatların yalnızca davalı ....A.Ş'den tahsilini istediği anlaşılmıştır. 20.12.2012 tarihli kararda sair yönlerden bir yanlışlık bulunmamakla birlikte aşağıda belirtilen nedenden ötürü yazılı şekilde verilen karar hatalı bulunmuştur....

            Mahkemece, 44.572,54TL maddi,10.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; 02.05.2009 tarihli zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu, iş kazası nedeniyle davacı sigortalının %13,1 oranında sürekli iş göremezliğe maruz kaldığı, kazanın oluşumunda davacının %10 oranında mütefarik kusurunun bulunduğu, davacı vekilinin 10.12.2012 tarihli ıslah ile maddi tazminat istemine dair talebini miktar itibariyle artırırken aynı ıslah dilekçesi ile talep olunan maddi ve manevi tazminatların yalnızca davalı ....A.Ş'den tahsilini istediği anlaşılmıştır. 20.12.2012 tarihli kararda sair yönlerden bir yanlışlık bulunmamakla birlikte aşağıda belirtilen nedenden ötürü yazılı şekilde verilen karar hatalı bulunmuştur....

              Gerçekten sarf tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası; iş kazası nedeniyle işverenin sigortalısına karşı, işe Kurumca el koyuncaya kadar sağlık yardımlarını yapma ve vizite kağıdı düzenleme dışında bir yükümlülüğünü hükme bağlamamıştır. Aksine; sözü edilen Yasanın, 14/3 maddesi; iş kazasının oluşumundan itibaren her türlü sağlık yardımları ile kurumun sorumlu olduğunu kabul etmiştir. Sözü edilen yasanın iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun getiriliş amaç ve nedeni; sigortalıların belirtilen türde bir zararla karşılaşmaları halinde, onları doğrudan koruma altına alma ve kendilerine yardım yapacak kuruluşu belirlemektir. Bu duruma göre, bir iş kazası nedeniyle, sigortalının başvuracağı mercii kendisini bu yönden güvenceye alan, kurum ve onların sağlık kuruluşlarıdır. İşveren, bu tür zararlandırıcı olayların meydana gelmesi durumlarında; artık sigortalısına karşı muhatap olmaktan çıkar, kurum doğrudan devreye girer....

                Gerçekten sarf tarihinde yürürlükte bulunan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası; iş kazası nedeniyle işverenin sigortalısına karşı, işe Kurumca el koyuncaya kadar sağlık yardımlarını yapma ve vizite kağıdı düzenleme dışında bir yükümlülüğünü hükme bağlamamıştır. Aksine; sözü edilen Yasanın, 14/3 maddesi; iş kazasının oluşumundan itibaren her türlü sağlık yardımları ile kurumun sorumlu olduğunu kabul etmiştir. Sözü edilen yasanın iş kazası ve meslek hastalığı sigorta kolunun getiriliş amaç ve nedeni; sigortalıların belirtilen türde bir zararla karşılaşmaları halinde, onları doğrudan koruma altına alma ve kendilerine yardım yapacak kuruluşu belirlemektir. Bu duruma göre, bir iş kazası nedeniyle, sigortalının başvuracağı mercii kendisini bu yönden güvenceye alan, kurum ve onların sağlık kuruluşlarıdır. İşveren, bu tür zararlandırıcı olayların meydana gelmesi durumlarında; artık sigortalısına karşı muhatap olmaktan çıkar, kurum doğrudan devreye girer....

                  KARAR 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalıların tüm, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı boşanmış eşin maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine, davacı çocuk ....'nın maddi tazminat isteminin reddine, davacı çocuk ....'ın maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı çocukların her ikisi açısından 25.000,00'er TL manevi tazminatın ... dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Davacı boşanmış eşin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddi ile davacı çocuklar lehine hükmedilen manevi tazminatın tayin ve takrinde bir isabetsizlik yoktur. Uyuşmazlık davacı çocuk ....'nın destek tazminatı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır....

                    Davacının iş kazası sonucu % 37.2 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının % 25, davalı işverenin % 75 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. 15.04.2005 tarihli dava dilekçesinden açıkça anlaşıldığı üzere davacı, zararlandırıcı sigorta olayı nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunurken, kazanın meydana gelmesinde davalı işverenin tam kusuruna dayanarak manevi tazminat istemiştir.Olayda davacının kusurlu olduğu da tespit edilmiştir.Bu durumda kusur oranı ile bağlı olmaksızın talepten bir miktar indirim yapılarak manevi tazminat miktarının tayini gerekirken yasal olmayan gerekçe ile manevi tazminat isteminin tamamına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 22.06.1966 gün 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da aynı yöndedir....

                      UYAP Entegrasyonu