Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, haksız fiil iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı yan, maliki olduğu villanın davalıların sorumluluğu altındaki kurumların ilgilileri tarafından yıkımdan evvel yakın bir zamanda tebligat yapılmadan,zorla dışarı çıkarılarak,içinde eşyalar olduğu halde usulsüz olarak yıkıldığını ileri sürüp,maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur....

    tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 26/02/2010 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi; birleşen davada ise davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 14/02/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeni ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının davalı ... yönünden davasının kısmen kabulüne, davacının diğer davalılara yönelik davası ile maddi tazminat talebinin reddine dair verilen 15/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davalı ... tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü....

      Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. Davaya konu kazayı yapan aracın sürücüsü olan davalı ...'nın haksız fiil faili olarak haksız fiil tarihinde mütemerrit olduğu; diğer davalı ... Ltd. Şti. de araç işleteni sıfatıyla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 85/son maddesi gereği, sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğu ve haksız fiil tarihi itibariyle mütemerrit olduğundan, hükmedilen tazminatlara kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmemesi de hatalı olmuştur....

        Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde, hükmedilen maddi tazminatta ... şirketi dışındaki davalılar yönünden faiz başlangıcının asıl ve ıslah edilen kısım yönünden kaza tarihi olarak; ... şirketi yönünden ise asıl ve ıslah edilen kısım yönünden dava tarihi olarak kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli değildir. ...-Dosya kapsamına göre; davacı vekili tarafından dava dilekçesi ile ... şirketi dışındaki davalılardan talep edilen manevi tazminat için kaza tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi istenmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/07/2015 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava dilekçesinin görev yönünden reddine dair verilen 13/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından; davacının, .....

            Somut olaya gelince; dosya kapsamı, celp edilen belge kapsamları, dosya içerisinde bulunan ceza dosyası içeriği, alınan beyanlar, olay tarihi, olayın gelişim şekli, eylemin niteliği, tarafların sıfatları ve konumları, olayın cereyan şekli, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğindeki haksız eylem sebebiyle manevi tazminata hükmedilmiş olması yerinde olduğu gibi, yine davacı yararına hüküm altına alınan manevi tazminat miktarı da yerindedir. Bu sebeple, davalı tarafın manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiğine ve yerel mahkemece hükmedilen tazminat miktarının fahiş olduğu olduğu gerekçesine dayalı istinaf başvusu yerinde değildir....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/01/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/12/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2- Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir....

              Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.” Evlenmeyle eşler arasında kurulan aile birliğinin taraflara yüklediği ödevlerin ihlal edilmesi veya yerine getirilmemesi durumunda, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen eş yönünden Türk Medeni Kanunu'ndaki sonuçları, boşanma ve boşanma sebebi olması halinde bu olaylar yüzünden kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda, manevi tazminat talep edilebilmesidir. TBK'nın 49. maddesine göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Yine TBK'nın 58. maddesinde "Şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir."...

                Böyle bir durumda manevi tazminat talebinin hukuksal dayanağı artık Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi olmaktan çıkmıştır. Davacı, eşinin sadakatsizliği iddiasına dayanarak manevi tazminat talep ettiğine göre, davalının hukuka aykırı bu eylemi sebebiyle Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesine göre sorumluluğuna gidilemiyorsa, evlilik birliğindeki sadakat (TMK.md. 185/3) yükümlülüğünü ağır biçimde ihlal eden bu eyleminin sübut bulması halinde, genel hükümlere göre sorumluluğuna gidilebilir. Borçlar Kanunu Türk Medeni Kanununun 5. kitabı olup, onun tamamlayıcısıdır. (E.B.K.md.544; 1098 Sayılı TBK.m.646) O halde, davacının manevi tazminat isteği "aile hukuku" hükümlerine göre inceleniyorsa, haksız fiil sorumluluğuna ilişkin genel hükümler çerçevesinde incelenebilecektir....

                  Haksız fiil ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanununun 47. maddesine göre manevi tazminat isteme hakkı doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan kişiye aittir. Yansıma yoluyla aynı eylem nedeniyle üzüntü duyanlar manevi tazminat isteyemezler. Hal böyle olunca doğrudan doğruya cismani zarara maruz kalan yalnızca maddi sağlık bütünlüğü ihlal edilen kişi midir? Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğünde korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca ve çocuklar gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal ve sinirsel sağlık bütünlüğünün ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir....

                    UYAP Entegrasyonu