Bu hak insanın doğumu ile kazanılan ve kişiliğe bağlı olan bir haktır. Hayat, beden ve ruh tamlığı, vicdan, din, düşünce ve ekonomik çalışma özgürlüğü, şeref, haysiyet ve itibar, ün, ad, sır ve resim hep kişisel varlıklardır. Şu halde Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi hükmünce manevi tazminata hükmedilebilmesi ve kişisel yararların hâleldar olması ön şart olarak aranmakta, bu hüküm mal varlığına ilişkin zarar halini kapsamamaktadır. Gerçi mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü BK'nın 49. ve MK'nın 24. maddesinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Ancak kişiye yönelik hakaret gibi haksız fiil teşkil eden bir eylem bulunması halinde manevi tazminat istenmesi mümkündür. Davacı BK'nın 49. madde kapsamında manevi tazminata hükmedilmesini gerektiren davalının haksız fiil niteliğinde eylemi bulunduğunu da kanıtlayamamıştır....
Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Davalılar ... ve ...'ın temyiz itirazları yönünden; Dava, haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece; davalılar ... ve ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.Dava dosyasının incelenmesinde; mahkemece maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair verilen, 19/02/2014 tarihli ve 2011/239 esas, 2014/57 sayılı ilk kararın, davacı ile davalılar ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 03/02/2015 tarihli ve 2014/6877 esas, 2015/1312 sayılı ilamı ile; davalılar ... ve ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/159 esas sayılı dosyası ile açtıkları tazminat davası kapsamında olay ile ilgili kusur durumunun belirlenmesi için rapor aldırıldığını ve bu rapor neticesinde davalılardan Foto ... Ltd. Şti’nin %30; ... Reklam Ltd. Şti’nin ise %25 oranında kusurlu olduklarının tespit edildiğini ileri sürerek, kusur durumlarına göre davalılardan manevi zararın tazmini isteminde bulunmuştur. Davalılar vekilleri, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının aynı olay nedeniyle ... 1. İdare Mahkemesinde 2013/151 esas ve ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/159 esas sayılı dosyaları ile diğer haksız eylem faillerine yönelik açtığı davalarda daha önce manevi tazminata hükmedildiği, üçüncü kez aynı olay sebebi ile başkalarına karşı manevi tazminat talep etmenin, manevi tazminatın tekliği ve bölünmezliği ilkesine aykırı olarak, talebin bölümler halinde istenmesinin hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 16/01/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat; davalı-karşı davacı ... tarafından, karşı dava ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 09/07/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile uğranılan manevi zararın ödetilmesi; karşı dava ise haksız eylem nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, dava ve karşı davadaki istemlerin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 12/01/2015 gününde verilen dilekçe ile haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalılardan ... ve ... açısından davanın reddine, davalı ... açısından ise kısmen kabulüne dair verilen 23/06/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Gerekçeli kararda; davacının ismi ... olduğu halde davacının annesi ...'ın isminin davacı olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak görülmekle bozma sebebi yapılmamıştır. Dava, haksız eylem nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın, kısmen kabulü ile 23.179,44 TL maddi tazminatın 02/12/2010 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketi açısından poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden 6.000,00 TL manevi tazminatın 02/12/2010 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ...’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacılar vekili; davalılardan ...'ın kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada davacı ...'in yaralandığını ve malul kaldığını, davalı araç sürücüsü ...'ın yaşının küçük olması sebebi ile diğer davalılar ... ve ...'ın aile reisi sıfatı ile sorumlu olduklarını, davalılardan ...'ın aynı zamanda araç maliki olması sebebi ile sorumlu olduğunu açıklayıp 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini savunmuşlardır....
Şti vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önüne alarak manevi tazminat adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarının adalete uygun olması gerekir. Tazminatın amacı zarara uğrayanda bir huzur duygusu doğurmaktır. Somut olayda, tarafların kusur oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, duyulan acı gibi nedenler dikkate alındığında, davacılar için hükmedilen manevi tazminat miktarı, duyulan acıyı, çekilen sıkıntıyı hafifletebilecek düzeyde değildir. Hükmedilen manevi tazminat miktarı az olup daha üst düzeyde manevi tazminat takdiri gerekir. 3-Somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır....
Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davranışı da açıkça haksız eylem niteliğindedir. Eş söyleşiyle, esasen dava dışı eşin evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümü bulunmakla birlikte, onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen ilişkiye giren davalının da eşin sadakatsizlik eylemine katıldığında, her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarında kuşku yoktur... 61....
Davacının eşinin evli olmasına rağmen bir başkası ile cinsel ve duygusal ilişkiye girmesi, evlilik sözleşmesi ile bağlandığı, sadakat borcu altına girdiği eşine karşı haksız eylem niteliğindedir. Davalı da evli olduğunu bilerek davacının eşiyle gayri resmi ilişkiye girmek suretiyle, gerek yasalarca, gerek örf ve adet hukuku tarafından korunmayan haksız bir davranış içine girmiştir. Davalının bu davranışı da açıkça haksız eylem niteliğindedir. Eş söyleşiyle, esasen dava dışı eşin evlilik birliğinin gerektirdiği sadakat yükümü bulunmakla birlikte, onun evli olduğunu bilen ve buna rağmen ilişkiye giren davalının da eşin sadakatsizlik eylemine katıldığında, her ikisinin de bu haksız eylemlerinden birlikte ve müteselsilen sorumlu olduklarında kuşku yoktur. Türk Borçlar Kanunu'nun 61....