Bu taşınmaz evlilik birliği içerisinde edinilen bir mal olmadığından, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında değerlendirilemez. Davacının bağımsız bölüme ilişkin alacak talebinin genel hükümlere dayalı olduğu anlaşılmakla bu talebe ilişkin davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoksa da; öncelikle HMK. 167. maddesi uyarınca bu talebe ilişkin dava hakkında “ayırma kararı” verilerek mahkemenin bir başka esasına kaydedilmesi, daha sonra da görevsizlik kararı verilmesi (HUMK.m. 114,115) gerekir. .//.. Ne var ki; davaya konu edilen .... plakalı otomobil ise, evlilik birliği içerisinde davacı eş tarafından davalıya devredildiğine göre, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında değerlendirilmesi gereken bir mal niteliğinde olduğunun kabulü gerekir....
DAVAYA KATILMA 5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 238 ] "İçtihat Metni" Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükümden sonra yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK.nun 238/3. maddesine göre duruşma sırasında sanık hakkında şikayetçi olduğunu söyleyen müştekinin davaya katılmak isteyip, istemediği sorularak bu konuda bir karar verilmesinin gerekmesi, Bozmayı icabettirmiş, müştekinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu sebepten dolayı (BOZULMASINA), 14.7.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kanun koyucu, mevcut düzenlemeyle, terkin edilen şirketlerin ortaya çıkacak mal varlıklarının on yıl sonra -- intikal edeceğini kabul ettiğine göre, bu süre dolmadıkça, şirket ortaklarının bu mal varlığı üzerindeki haklarının devam ettiğini kabul etmiş durumdadır. Ortada bir mal varlığı bulunduğuna göre, bu mal varlığının tasfiyesi için şirketin ihyasına karar vermekten başka çözüm bulunmamaktadır. Aksinin kabulü, yasanın düzenlediği on yıllık sürenin anlamsız hale gelmesi sonucunu doğurur. Bu açıklamanın bir sonucu olarak, mal varlığının Hazineye intikal süresi olan on yıllık süre doluncaya kadar ortaya çıkacak mal varlığının tasfiyesi amacıyla ihya talebinde bulunulabileceği sonucuna varılmış,-----ilamındaki açıklamalar da nazara alınarak, şirketin adına kayıtlı aracın tasfiyesi ve tasfiyeye ilişkin her türlü işlemin yapılması işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Eşler, anlaşmalı boşanmada mal rejiminin tasfiyesine karar verdikleri takdirde bu durum doğmamış bir hakkın kullanımı anlamına gelmeyecektir. Zira boşanma ile sona eren evlilikler yönünden mal rejiminin tasfiyesi davasının görülebilirlik koşulu olarak boşanmanın gerçekleşmesi aranmakta ise de eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarih kabulle sonuçlanan boşanma davasının dava tarihi olup (TMK m. 225/2), mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı dava tarihi itibariyle doğmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, mal rejiminden kaynaklı hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, diğer bir ifadeyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilebilmesi için eşlerin boşanmalarına ilişkin kararın kesinleşmesi gerektiğidir. Anlaşmalı boşanmada ise eşler boşanma davası açmakla doğmuş hakları olan mal rejiminin tasfiyesine yönelik tasarrufta bulunabilirler. Uygulamada eşler boşanma davası ile eş zamanlı mal rejimin tasfiyesi davası açmaktadırlar....
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/01/2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM md. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK md. 202). Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2022/6814 Esas ve 2022/9581 Karar sayılı ilamında belirtildiği ve Dairemizce de aynen benimsendiği üzere; mal rejimi sona erdiğinde eşlerin ya da mirasçılarının katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı hakları doğar. Kural olarak, eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamaz. Mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe ya da mirasçılarına tanınan hak ayni olmayıp, şahsi alacak hakkıdır (07/10/1953 tarihli 8/7 sayılı YİBK, 4721 sayılı TMK md. 227/1, 231 ve 236/1)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının reddine dair ... 3. Aile Mahkemesi'nden verilen 29.12.2011 gün ve 460/784 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Taraflar arasında mal rejiminin tasfiyesi kapsamında tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde alacak isteğine ilişkin olarak görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; Mahkemece, 4721 sayılı TMK'nın 178. maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresi kaçırıldıktan sonra dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/606 Esas ile açılmış olan davadaki talebin ''Mal Rejiminin Tasfiyesi'' talebi olduğunu, bu istemin dayanaklarından biri olan İstanbul 6. Aile Mahkemesinin 2018/56 Esası ile hali hazırda istinaf incelemesinde olan boşanma istemli davanın derdest olduğunu, müvekkilinin bu süreçte davalının bir başka kadınla ilişki yaşadığını tespit etmiş olup İstanbul 9....
Davacı, davalının eşi ile evlilik dışı birliktelik yaşadığını aralarının bozulmasına neden olduğunu, telefonda kendisine hakaret ettiğini bu nedenle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek manevi tazminat; yine eşinin davalıya mal kaçırma amacıyla (evlilik birliğinin devamı sırasında mal ortaklığı sözleşmelerinin olması nedeniyle) taşınmaz mal alması ve bu malların mal ortaklığına dahil olmaması nedeniyle maddi tazminat istemiştir. Mahkemece, davanın mal rejiminin tasfiyesi davası olduğu, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Dava dilekçesi incelendiğinde aldatma ve hakaret eylemleri nedeniyle manevi tazminat istemi yanında dayanağı anlaşılamayan maddi tazminat isteminde bulunulduğu anlaşılmaktadır....
dan tahsiline, ayrıca davalı eş ile birlikte ortaklaşa alınan aile konutunun payları oranında denkleştirilmesine demek suretiyle diğer istekleriyle birlikte aile konutuna ilişkin mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı ... vekili 02.10.2012 havale ve harç tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde asıl davanın reddine karar verilmesini savunduktan sonra tarafların boşanmalarına, 50.000-TL maddi 50.000-TL manevi olmak üzere toplam 100.000-TL tazminatın davacı-karşı davalı ...'dan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Yargılamanın ilerleyen aşamasında mahkemece ... nolu ara kararında mal rejiminin tasfiyesine yönelik davanın tefriki ile başka bir esas numarası üzerinden devamına karar verilmiş, bunun üzerine davacı ... tarafından davalı ... aleyhine aile konutu yönünden açılan mal rejiminin tasfiyesi ile alacak davası ...Aile Mahkemesi'nin ... numarasını almıştır. Temyize konu dava dosyası, davacı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ: Mal rejiminin tasfiyesi Davacı-karşı davalı... ile davalı-karşı davacı ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... Aile Mahkemesi'nden verilen 19.12.2011 gün ve 552/1341 sayılı hükmün Yarıgtay'ca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Taraflar arasında mal rejiminin tasfiyesi kapsamında; katkı payı alacağına ilişkin görülen davanın yapılan yargılaması sonunda; davanın kısmen kabulüne, 41.624,06 TL'nin dava tarihi olan 21.05.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davacı ve davalı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir....