Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: Mahkemenin 01.04.2016 tarihli ve 2014/169 Esas, 2016/287 Karar sayılı kararıyla; tarafların boşanmasına ve boşanmanın ferilerine ilişkin karar verilmiş, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davası yönünden olumlu-olumsuz bir karar verilmemiştir. Karara karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur. Dairemizin 24.04.2018 tarihli ve 2016/17187 Esas, 2018/5468 Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. İşbu onama ilamına karşı davacı erkek vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Aile Mahkemesi DAVATÜRÜ:Tapu iptali ve tescil K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK. 194. maddesine dayalı aile konutu iddiası ile açılmış tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı bir istek bulunmadığına göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 25.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda; taraflarca dayanılan delillerin toplanıldığı, uyuşmazlık konusu ile ilgili bilirkişi raporlarının alınıldığı, dava konusu taşınmazın mal ayrılığı döneminde kazanıldığı, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin mal varlığının ispat edilmediği gibi davacı kadının, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin katkısını ve aile konutuna ilişkin taleplerini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejminden Kaynaklanan Alacak Davası K A R A R Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davası sonucu verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK'ye eklenen geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Dairemizce verilen 20.09.2018 tarihli ve 2016/10519 Esas, 2018/16030 Karar sayılı bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olup Mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nin 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davanın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davası olduğu, tarafların ... Anadolu 16. Aile Mahkemesinin 2018/89 Esas, 2020/750 Karar sayılı dava dosyasında görülen boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın 23.03.2021 tarihinde kesinleştiği, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında açılan alacak davasında, mal rejimi sona ermemiş veya evliliğin dolayısıyla mal rejiminin sona ermesini sağlayabilecek boşanma/evliliğin iptali davasının açılmamış olması durumunda davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği, taraflar arasındaki boşanma davasının reddine karar verildiği ve hükmün kesinleştiği, evliliğin devam ettiği ve mal rejiminin sona ermediği gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 115 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

              İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK'nun m. 118- 395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Aile Mahkemeleri kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararıyla o yerde bulunan Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin Aile Mahkemesi sıfatıyla bu tür davalara bakılacağı öngörülmüştür. Görev kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden re'sen dikkate alınması gerekir. O halde mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi istemi ile açılan davada görevsizlik kararı verilmesinde ve karar gerekçesinde bir usulsüzlük görülmemiştir....

              Davalı ..., taşınmazı 2015 yılında satın aldığını, davacıya evi boşaltması için 27.08.2015 tarihinde ihtar gönderdiğini, satıştan haberdar olduğunu, 1 yıllık süre içinde davayı açmadığını, diğer davalının da davacının taşınmazı boşaltması için 2013 yılında tahliye davası açtığını, mal kaçırma kastının olmadığını, beyanların gerçek dışı olduğunu, davacının kötüniyetli olarak taşınmazda oturmaya devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tapu kaydının iptali ve davacı adına tescil talebinde bulunduğu, alacak talebi olmadığı, tapu iptali ve tescil istenemeyeceği, mal kaçırma kastı ile devrin de ispatlamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....

                Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için, muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir. Bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır, Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise; davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekir....

                Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2015/268 Esas sayılı dava dosyasında davanın reddine karar verildiği, hükmün 07.05.2019 tarihinde kesinleştiği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak istenebilmesi için mal rejiminin sona ermesi gerektiği, mal rejiminin sona ermesi için eşlerin boşanmasının kesinleşmesi gerektiği, boşanmanın kesinleşmesi davanın görülebilirlik şartı olduğu, bu şartın gerçekleşmediği ve talep hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri 1. Davalı kadın vekili, vekâlet ücretinin nispi yerine maktu olarak belirlenmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. 2. Davacı erkek vekili, Aliağa 1....

                  UYAP Entegrasyonu