Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel(istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi ilkesi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) sonucunun bekletici sorun yapılması gerekir. Mal rejiminin tafiyesi kapsamında açılan alacak davasında, mal rejimi sona ermemiş veya evliliğin dolayısıyla mal rejiminin sona ermesini sağlayabilecek boşanma/evliliğin iptali davasının açılmamış olması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir. .//.....
Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. ...'ın ve Dairemiz'in sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Dosya üzerinden ve UYAP'tan yapılan incelemede taraflar arasında ....02.2012 tarihinde açılan Kumluca .......
Aile Mahkemesinin 2012/983 Esas sayılı dosyasında devam edilmiş, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine dayalı olarak açılan İzmir 17. Aile Mahkemesinin 2015/360 Esas sayılı dosyası ile anılan dava dosyası birleştirilerek yargılama yapılmıştır. Yukarıda açıklandığı üzere; asıl dava, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucu verilen hüküm nedeniyle HMK'nin 375 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi talebine ilişkin olup, yargılamanın iadesi talebi önceki davadan bağımsız, yeni bir dava olup, önceki kararın Yargıtay tarafından incelenmiş olmasının sonuca etkisi yoktur; ayrıca birleşen dava, aşamaları ve karar tarihi itibarıyla istinaf kanun yoluna tabidir....
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde belirtilen 27024 ada 1 parseldeki 26/1983 hisse ve 28279 ada 85 parsel sayılı taşınmaz nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, dava değerini fazlaya ilişkin haklar saklı olmak üzere 10.000 TL göstermiş ve bu değer üzerinden peşin harç yatırmıştır. Harcını da yatırdığı 21.12.2015 havale tarihli dilekçede ise, talep miktarını 25.000 TL'ye yükseltmiştir. Davacı tarafın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteği dava konusu iki adet taşınmaza ilişkin olup, hangi taşınmaz için ne kadar talep edildiği hususu davacı tarafça açıklanmadığı gibi HMK'nin 31. maddesindeki "hakimin davayı aydınlatma ödevi" çerçevesinde mahkemece de açıklatılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil K A R A R Dava TMK.nun 194.md. gereğince aile konutu olduğu iddiası ile açılan iptal-tescil istemine ilşkin bulunduğuna, davada mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan istem bulunmadığına göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, eşya ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. Somut olaya gelince; eşler, 03.09.1984 tarihinde evlenmiş, 13.09.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 25.12.2013 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. (TMK m. 179). Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; 1....
Kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; taraflar 22/08/2007 tarihinde evlenmiş, 09/11/2012 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 18/12/2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır ( TMK 179 m)....
K A R A R Davacı vekili, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan 67.287,06 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 53.995,64 TL katılma alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Ne var ki, temyizden sonra davacılar vekili, 22.09.2018 tarihli dilekçe ile davayı geri aldıklarını beyan etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK’nin) 123. maddesi uyarınca davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir....
GEREKÇE : Dava; dava mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talebi niteliğindedir. HMK'nun 355. maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Tarafların Tarsus 1.Aile Mahkemesi'nin 2017/245 Esas-2017/327 Karar sayılı dosyası ile anlaşmalı olarak boşandıkları ve kararın kesinleştiği, tarafların 28/04/2017 tarihli duruşma esnasındaki beyanlarında karşılıklı olarak birbirlerinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak taleplerinin bulunmadığını beyan ettikleri, dava dilekçeleri ekinde Mahkemeye sunulan Protokolün 5 nolu bendinde de , tarafların evlilik süresince edinilmiş herhangi bir menkul veya gayri menkul bulunmadığından mal paylaşım ve talep isteklerinin bulunmadığı hususunun yer aldığı, bu doğrultuda mahkeme gerekçeli kararının hüküm kısmının 5 nolu bendinde tarafların karşılıklı olarak birbirlerinden mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan herhangi bir eşya ve alacak masraf talepleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği ve boşanma kararının kesinleştiği, anlaşmalı boşanma...