İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 225. maddesine göre; mal rejimi, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona erer. Yargıtay'ın ve Dairemizin sapmaksızın devam eden uygulamalarına göre, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler aralarındaki mal rejiminin sona ermesi gerekir. Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur....
Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı katılma alacağı isteğine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 18.01.2024 tarihli ve ... kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (2). Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 ... Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY (2). HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 16.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejminden Kaynaklanan Alacak Davası K A R A R Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak davası sonucu verilen hükmün Dairemizce bozulması üzerine, Yerel Mahkemece verilen direnme kararına ilişkin dava dosyası 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun'un 45. maddesi ile 6100 sayılı HMK'ye eklenen geçici 4/1. maddesi uyarınca Dairemize gönderilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü: Dairemizce verilen 20.09.2018 tarihli ve 2016/10519 Esas, 2018/16030 Karar sayılı bozma kararı usul ve yasaya uygun bulunmuş olup Mahkemece verilen direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesinin yapılmak üzere dosyanın 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK'nin 373. maddesinin 5. fıkrası uyarınca yetkili ve görevli Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 07.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin protokolden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı tarafından yapıldığı iddia edilen ödemelerin ne için ve kim tarafından yapıldığının belli olmadığını, ödemelerin bazılarının murisin terekesine ait borçlar olmadığını, davacının kötüniyetli olduğundan müvekkili lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmalık, mal rejiminin tasfiyesine yönelik protokole uyarınca davalının davacıya borcunun olup olmadığı, kötüniyet tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, itirazın iptali (mal rejiminin tasfiyesine yönelik protokole dayalı) istemine ilişkindir. 2....
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. 4787 sayılı Aile Mahkemeleri'nin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK'nun m. 118- 395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Aile Mahkemeleri kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararıyla o yerde bulunan Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin Aile Mahkemesi sıfatıyla bu tür davalara bakılacağı öngörülmüştür. Görev kamu düzeniyle ilgili olup yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden re'sen dikkate alınması gerekir. O halde mahkemece, mal rejiminin tasfiyesi istemi ile açılan davada görevsizlik kararı verilmesinde ve karar gerekçesinde bir usulsüzlük görülmemiştir....
Davalı - karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında herhangi bir mal rejimi seçimi olmadığı için yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduklarını, evlilikleri süresince edindikleri tüm mallar da davacı - karşı davalının üzerinde olup halihazırda müvekkil üzerine hiçbir mal bulunmadığını, mal paylaşımı noktasında davacı - karşı davalının müvekkile yöneltebileceği hiçbir alacağı da bulunmadığını, zira müvekkil aleyhine açılan bu davaya konu olabilecek bir mal olmadığını belirterek edinilen malların tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak şimdilik Boğazlıyan/Bahariye 193 ada, parsel'de kayıtlı E-2 Blok Bağımsız Bölüm:12'deki taşınmaza ilişkin ve mahkeme kanalı ile tespit edilecek diğer taşınmazlardan kaynaklı edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı alacak hakları için 2.500 TL, 34 XX 432 plakalı araç ve mahkeme kanalı ile sonradan tespit edilecek diğer araçlara ilişkin edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı...
Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için, muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir. Bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır, Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise; davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2015/268 Esas sayılı dava dosyasında davanın reddine karar verildiği, hükmün 07.05.2019 tarihinde kesinleştiği, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak istenebilmesi için mal rejiminin sona ermesi gerektiği, mal rejiminin sona ermesi için eşlerin boşanmasının kesinleşmesi gerektiği, boşanmanın kesinleşmesi davanın görülebilirlik şartı olduğu, bu şartın gerçekleşmediği ve talep hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri 1. Davalı kadın vekili, vekâlet ücretinin nispi yerine maktu olarak belirlenmesinin doğru olmadığını belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. 2. Davacı erkek vekili, Aliağa 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklı Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın görevsizlik kararı verilmiş olup, hükmün davalılar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna davalılar tarafından yatırılan 44,40 TL peşin harcın onama harcına ayrı ayrı mahsubuna, 04/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve ilâmda belirlenip dayanılan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve aşağıda dökümü yazılı 25,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 4,00 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 14.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....