Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu tarihte de mal rejimi sona ermiştir (TMK'nın 225/1. madde). Eşlerin birlikte ölümüyle katılma rejiminin sona ermesi halinde hangisinin diğerinden önce veya sonra öldüğü belirlenemiyorsa, bunların aynı anda ölmüş oldukları karinesi geçerli olacaktır. Ölümle miras edinme ehliyeti ve kişilik son bulduğundan birinin ölümü anında, diğer eş sağ olmadığı için eşler birbirinin mirasçısı veya vasiyet alacaklısı olamayacaktır. Buna karşın eşlerin katılma alacakları miras haklarından ayrı olduğundan katılma rejimi birlikte ölüm karinesi gereğince eşlerin ölümü anında sona erecek, ancak ölümle sona eren katılma rejiminin tasfiyesi sonunda katılma alacağı veya alacakları doğarsa, bu alacak hakları eşlerin kanuni mirasçılarına intikal edecektir....

    in 10.07.2008 tarihinde öldüğünü, evlilik birliği içerisinde sahip olunan taşınmaz, banka hesapları ile 3. kişilerde bulunan alacakları üzerinde mal rejiminin tasfiyesi hükümleri uyarınca 1/2 oranında tasfiye alacağı bulunduğunu, davalıların müteveffanın gerçek anne ve babası olmadığını ileri sürerek, tasfiye alacağı belirlenerek davalılardan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın yersiz açıldığını, müteveffanın borç almak suretiyle taşınmazı edindiğini, açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalılar vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. Dava; ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş ise de verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır....

      Kredi borcu ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemin sonrasına sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Yukarıda açıklandığı gibi iki döneme yayılan kredi borcu ödeme tablosu mevcut olduğunda; öncelikle, mal rejiminin sona erdiği tarihte henüz vadesi gelmediği için ödenmemiş kredi borç miktarının, toplam kredi borcuna oranı bulunur. Sonra bulunan bu kredi borç oranının, taşınmazın toplam satın alım bedeli karşısındaki oranına dönüşümü gerçekleştirilir. Tespit edilen bu oranın, taşınmazın tasfiye tarihindeki (karara en yakın) sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmasıyla borç miktarı belirlenir. Bu ilke ve esaslara göre saptanan taşınmazın borç miktarı, tasfiye tarihindeki sürüm değerinden düşüldükten sonra kalan miktar, değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hesaplamasında göz önünde bulundurulur....

        Taraflar arasında uygulanacak mal rejiminin niteliği konusunda Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasında bir çekişme bulunmamaktadır. Çekişme; evlilik birliğinin boşanmayla sonuçlanması halinde, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen mallar için, katılma alacağı hakkında uygulanacak zamanaşımı süresine ilişkindir. Bilindiği üzere, 01.01.2002 tarihinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) yürürlüğü girmiş ve "edinilmiş mallara katılma" rejimi yasal mal rejimi olarak kabul edilmiştir. Anılan mal rejiminde, eşler arasındaki dayanışmanın bir gereği olarak, evlilik birliği içinde edinmiş mallar üzerinde diğer eşe bir alacak hakkı tanınmıştır. Öğretide “katılma alacağı” olarak adlandırılan bu alacak "edinilmiş mallara katılma" rejimine ilişkin bir kavram olup, TMK’nın 231 vd. maddelerinde düzenlenmiştir....

          Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. ./. Tapu kaydının incelenmesinden, katılma alacağı hesaplanan 10 nolu meskenin evlilik birliği kurulmadan önce 18.02.2011 tarihinde satış yolu ile davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Mesken için İş Bankasın'dan 120 ay vadeli 50.000,00 TL tutarında borçlusu davalı olan konut kredisi çekilmiş olup, kredinin 3 taksidi evlilik birliği kurulmadan evvel, 5 taksidi evlilik birliği içinde, geri kalan taksitler ise mal rejimi sona erdikten sonraki döneme tekabül etmektedir....

            Mahkemece, taşınmazın evlilik tarihinden önce edinildiği ve davacının boşanma dava dosyasında taşinmaz mal ve alacak talebinde bulunmadığı yönündeki beyanının mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir. Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak hakkı vardır....

              K A R A R Davacı ..., dava dilekçesinde; belirtilen taşınmazlar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....

                Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 1897 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 1/2 hissesi, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 30.03.2007 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiş, boşanma dava tarihinden önce 03.12.2008 tarihinde Nesrin Aktaç isimli kişiye satılarak devredilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m)....

                  Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir(TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu mal, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 12.01.2009 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). Katılma alacağı talebine esas 12.01.2009 tarihinde satın alınarak davalı eş adına tapuya tescil edilen taşınmazın alımında mahkemenin de kabulünde olduğu gibi davacının ailesinden borç olarak alınan 20.000-TL'nin kullanıldığı sabittir. Toplam alım bedeli konusunda davacı taraf 25.500-TL, davalı taraf ise 67.000-TL'ye alındığını ileri sürmüşlerdir. Alım bedeli konusunda taraflar arasında bir uyuşma yoktur....

                    Davacı vekili 23/12/2021 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; davaları mal rejiminin tasfiyesi nedeni ile katılma alacağı davası olup, taşınmaz değerleri, banka hesaplarındaki yatırım miktarı bilinmediği için davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, tedbire konu taşınmaz, araç ve mevduat ve birikimler, huzurdaki davanın konusu olup, yasa gereği, boşanma davasının açılması ile birlikte mal rejimi sona erdiğini, edinilmiş mallara katılma rejimi nedeni ile, kaydına tedbir konulması talep edilen mallar ve birikimlerin yarı değeri müvekkiline ait olduğunu ve katılma alacağı olarak dava sonunda müvekkiline ödenmesinin karara bağlanacağını, dolayısıyla red gerekçesi olarak, dava değerini ve yatırılan harcı öne sürmek katılma alacağı davasının özünü yanlış anlamak olduğunu, tedbir istenen taşınmaz, araç ve nakdi birikimlerin dava sırasında devredilmeleri, eksiltilmeleri halinde müvekkil kadının hakkını elde edilmesinin önemli ölçüde zorlanabileceği yada tamamen imkansız hale gelebileceği...

                    UYAP Entegrasyonu