Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Açıklanan bu nedenlerle davalının söz konusu bağımsız bölümü edinmesine ve ödemelere ilişkin tüm belgelerin eksiksiz olarak dosya içerisine getirtilip mal rejiminin devamı süresince edinilip edinilmediği, mal rejiminin sona ermesinden sonra edinildiğinin anlaşılması durumunda mal rejimi sona erdiği anda mevcut olmadığından bu bağımsız bölüme ilişkin davanın reddine, aksi durumda ise kooperatife üye olunan tarihe, ödenen peşinat ve aidatların tarih ve miktarlarına, Yargıtay'ın ve Dairemi'zin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin yukarıda belirtilen ilke ve esaslarına göre mal rejiminin tasfiyesine ilişkin alacak miktarının belirlenip hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu ... parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 24.05.2006 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır(TMK 179.m). Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan mallar tasfiye edilir (TMK md.235/1). Eşlere ait malvarlıkları mal rejiminin sona erdiği andaki durumlarına (nitelik, özellik, imar durumu vs.) göre değerlendirilir (TMK md.228/1). Bu malların kural olarak tasfiye anındaki sürüm değerleri hesaba katılır. Yargıtay ve Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre tasfiye tarihi karar tarihidir....

      Medeni Kanunun, evlilik saymadığı birliktelikler sırasında edinilen mallara yönelik olarak da, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kurallara ve değerlendirmelere dayanılarak katkı payı alacağı, değer artış payı alacağı ve katılma alacağı talebinde bulunulamaz. Mal rejiminin tasfiyesi davasına konu edilebilmesi için, malvarlığının mal rejiminin devamı süresince edinilmiş olması veya evlilik öncesi edinmekle birlikte ödemelerinin tamamının ya da bir kısmının mal rejiminin devamı süresince yapılmış olması gerekir. Buna göre, önceden edinilen malvarlığının, mal rejiminin içine sarkan ödemesinin bulunmaması durumunda eşler arasındaki uyuşmazlık mal rejiminin tasfiyesi kurallarına göre değil, Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözüme kavuşturulur. Somut olayda; eşler, 08.08.2008 tarihinde evlenmiş, 26.08.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 10.09.2013 kesinleşmesiyle boşanmışlardır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal rejiminin tasfiyesi, değer artış payı alacağı, katılma alacağı ... ile ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi, değer artış payı alacağı, katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ...Aile Mahkemesi'nden verilen 21.03.2012 gün ve 756/277 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili, katılma yolu ile duruşmasız olarak davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 21.05.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av.... ve karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldiler....

          Yine duruşma sırasında; evlilik birliği içerisinde edinilmiş mallar konusunda bir taleplerinin bulunmadığını ileri sürmüşler, HUMK.nun 151 (6100 sayılı HMK.nun 154 vd.) maddesi uyarınca tutanağı imzalayarak beyanlarını onaylamışlar, boşanma kararının 2 nolu bendinde ise; taraflar anlaştıklarından mal rejiminin tasfiyesi konusunda karar verilmesine yer olmadığı” açıklanmıştır. Bu açıklamalara göre; tarafların mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaştıkları, davacının bu yöndeki hakkından feragat ettiği, duruşma sırasındaki beyanlarını tutanağı imzalayarak teyit ettiği anlaşıldığından mahkemece, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, katkının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değil ise de hüküm, redde ilişkin olup sonucu itibarı ile doğru bulunmamaktadır. Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibarı ile doğru bulunan hükmün açıklanan nedenlerle ONANMASINA, HUMK.nun 388/4....

            Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar, 05/09/2007 tarihinde evlenmiş, 26/07/2017 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 19/06/2018 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m.10, TMK m.202). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179). Tarafların boşanmalarına dair İstanbul Anadolu 12....

            Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının boşanmaya ilişkin beyanlarını kabul etmediklerini, davacı boşanma davası ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi davası ikame ederek katılma alacağı ve değer artış payı alacağı talep etmiş ise de boşanma davasının sonucunun mal rejiminin tasfiyesi davasının sonucunu etkileyeceğinden, boşanma kararı kesinleşmeden mal rejimi davasında karar verilemeyeceğinden, bu nedenle her iki davanın birlikte görülmesi imkanı bulunmadığından mal rejiminin tasfiyesi davasının tefrikini talep ettiklerini, davacının mal rejiminin tasfiyesi davası için iddiaları somutlaştırma yükümlülüğüne uymadığını, Yargıtay'ın yerleşik kararları gereği davacının her bir mal varlığından ne talep edildiğini açıklaması gerekmekte olup mahkemece verilen bu ara karara ve süreye riayet etmeyen davacının davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacının hangi mal varlığından ne talep ettiği hususunun açık olmaması bir yana, talep ettiği katılma...

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın boşanma ve fer'ileri ile birlikte mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunmuş, mahkemece bu talep hakkında herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Davacının mal rejiminin tasfiyesi yönündeki talebi, boşanma kararının kesinleşmesi sonunda incelenebilir hale gelir (TMK m. 225). Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Mahkemece kurulan boşanma hükmünün taraflarca temyiz edilmediği de gözetildiğinde davacı kadının mal rejiminin tasfiyesi talebi incelenebilir hale gelmiştir....

              Medeni Kanunun, evlilik saymadığı birliktelikler sırasında edinilen mallara yönelik olarak da, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin kurallara ve değerlendirmelere dayanılarak katkı payı alacağı, değer artış payı alacağı ve katılma alacağı talebinde bulunulamaz. Mal rejiminin tasfiyesi davasına konu edilebilmesi için, malvarlığının mal rejiminin devamı süresince edinilmiş olması veya evlilik öncesi edinmekle birlikte ödemelerinin tamamının ya da bir kısmının mal rejiminin devamı süresince yapılmış olması gerekir. Buna göre, önceden edinilen malvarlığının, mal rejiminin içine sarkan ödemesinin bulunmaması durumunda eşler arasındaki uyuşmazlık mal rejiminin tasfiyesi kurallarına göre değil, Borçlar Kanunu hükümlerine göre çözüme kavuşturulur. Somut olayda; eşler, 08.08.2008 tarihinde evlenmiş, 13.06.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son)....

                Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Hüküm altına alınan tazminatlara boşanma kararının kesinleşme tarihi yerine dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi de doğru bulunmamıştır. 4-Dosya içeriğine göre davalı-davacı (kadın) karşı dava ile boşanma, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunmuş, mal rejiminin tasfiyesine yönelik 100.000 TL'lik harca esas değer üzerinden karşı dava ile birlikte 1485 TL nispi harcı ikmal etmesine karşın, 11.300 TL harca esas değeri bulunan ziynet alacağına ilişkin nispi harç ikmal edilmemiş, mahkemece ziynet alacağı talebinin harç yatırılmadığından bahisle reddine, katkı payına ilişkin talebin ise boşanma davasının eki olmadığından bahisle reddine karar verilmiştir. a)Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar....

                  UYAP Entegrasyonu