WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

plakalı TIR aracı içinde yer alan "oto parça" cinsi eşyanın fiziki muayenesinde, beyan edilenin aksine eşyanın kullanılmış olduğunun tespit edildiğinden bahisle, 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 235. maddesinin 5. fıkrası uyarınca asıl sorumlu sıfatıyla davacı adına karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ......

    Aile Mahkemesinin 2007/397 Esas sayılı davanın redle sonuçlandığını ve kesin hüküm teşkil ettiğini, uyuşmazlığa konu mal varlığının mal ayrılığı rejimine tabi olup, davacının katkısı bulunmadığını, kişisel malı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya arasındaki nüfus aile kayıt tablosu içeriğine göre; taraflar 1984 yılında evlenmişler, 19.02.2009 tarihinde kesinleşen boşanma davası üzerine evlilik birliği sona ermiştir. TMK.nun 225/2.maddesine göre evliliğin boşanmayla sona ermesi halinde, eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle son bulur....

      doğduğu tarihten itibaren üç yıl içinde yapılacağı; 184. maddesinde, 183. maddede belirtilen haller dışında; (a) İthalat vergilerine tabi eşyanın geçici depolanmasından veya tabi tutulmuş olduğu gümrük rejiminin uygulanmasından doğan yükümlülüklerden birinin yerine getirilmemesi, (b) eşyanın söz konusu gümrük rejimine tabi tutulmasına veya nihai kullanımı nedeniyle indirimli yahut sıfır ithalat vergi oranı uygulanmasına ilişkin koşullardan birine uyulmaması hallerinde ve bu fiillerin geçici depolamanın veya ilgili gümrük rejiminin yanlış uygulanması sonucunu yarattığının tespit edilmesi durumunda ithalat nedeniyle gümrük yükümlülüğünün doğacağı, gümrük yükümlülüğünün 1. fıkranın (a) bendinde belirtilen hükmün yerine getirilememesinin bir gümrük yükümlülüğü doğurması halinde, bu tarihte, eşyanın söz konusu gümrük rejimine tabi tutulmasına veya nihai kullanımı nedeniyle indirimli ya da sıfır ithalat vergi oranı uygulanmasına ilişkin bir koşula uyulmadığının sonradan tespiti halinde, ilgili...

        Gümrük Yönetmeliği'nin 243. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde ise, Türkiye Gümrük Bölgesine getirilerek transit rejimine konu edilen serbest dolaşımda olmayan eşyanın giriş gümrük idaresinde yapılan kontrolü neticesinde, beyan edilenden açıkça farklı olduğu tahlil, teknik inceleme ve araştırmaya gerek olmaksızın kolayca anlaşılabilen ve gümrük vergileri ve/veya ticaret politikası önlemleri açısından farklılık oluşturan eşyanın, belirgin bir şekilde farklı cinste eşya olarak kabul edileceği, Kanun'un 235. maddesinin 5. fıkrası uyarınca idari para cezası uygulanmasını müteakip eşyanın sevkine izin verileceği belirtilmiştir....

          İSTİNAF SEBEPLERİ; Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle"...boşanma davasında açıkça mal rejimine yönelik haklardan feragatlerinin bulunmadığını,davalının o tarihte müvekkiline bu edinilen mallar ile ilgili ödeme yapacağını ve çocuğunda masraflarını karşılayacağını söylemesine rağmen her ikisini de yerine getirmediğinden bu davanın açılmak zorunda kaldığını,bir başka davanın konusu olan tasfiye alacağından o an için sıkıntılı süreç olan boşanma davasında feragatin zaten mümkün olmaması gerektiğini düşündüklerini,davanın kabulü gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE : Dava mal rejimine dayalı alacak talebinden ibarettir. HMK 355 nci maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı ve kamu düzenini ilgilendiren hususlarda re'sen inceleme yapılması gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal ayrılığı rejimine geçme ... ile ... aralarındaki mal ayrılığı rejimine geçme davasının kabulüne dair ... 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 24.05.2012 tarih ve 600/427 sayılı hükmün Daire'nin 21.03.2013 gün ve 9618/4115 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalı tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile tutanaklar münderecatına ve Yargıtay ilamında açıklanan gerektirici sebeplere göre yerinde olmayan ve HUMK'nun 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve anılan Kanunun 442. maddesi uyarınca (6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı HUMK'nun 427 ila 454. maddeleri yürürlükte bulunduğundan) takdiren 218,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak ...'...

            taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejimine tabi tutularak %50 hissesinin müvekkili adına tescilini mahkemeden talep ettiklerini bildirerek davacının talep ettiği mal ayrılığı rejimine tabi taşınmazlarının edinilmiş mallara katılma rejimine tabi tutulması yönündeki taleplerinin tümden reddini, davacının İkitelli Mahallesi 254 ada 7 parselde bulunan taşınmazı evlilik birliği içerisinde müvekkilinden habersiz ve müvekkilinin ekonomik imkanlarından faydalanılarak edinildiğini, ayrıca 01/01/2002 tarihinden evvel edinilmiş olup edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiyesine karar verilmesini talep etmiştir....

            veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurları dikkate alınması gerekmekte olup, dosya kapsamına göre sanığın benzer olaylarla karşılaştırıldığında vehamet arz etmeyen fiilinin, eylem ile ceza arasındaki dengeyi bozacak şekilde teşdidi gerektirmediği halde, hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde hapis ve adli para cezasının alt sınırından uzaklaşılarak sanık hakkında fazla ceza tayini, 2- Doğrudan tayin olunan adli para cezasının 1 gününün 20 TL'den hesabı sırasında uygulama maddesi olan TCK.nun 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK.nun 232/6. madde ve fıkrasına aykırı davranılması, 3- Sanık hakkında hem hapis hem de adli para cezasına hükmedilmesi karşısında, TCK.nun 58. maddesinin uygulanmasında adli para cezalarında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde hiçbir ayrım yapılmaksızın sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın...

              Hükümde tekerrür uygulanmasına ilişkin bentten ''hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına,'' ibaresinin çıkartılarak yerine gelmek üzere "hükmolunan hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve ceza infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına "ibaresinin eklenmesi, 3. Hükmün kaçak eşyanın tasfiyesine ilişkin bendinin çıkartılarak yerine gelmek üzere ''Dava konusu kaçak eşyanın 5607 sayılı Kanun'un 13/1. maddesi delaletiyle TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine '' ibaresinin eklenmesi, 4....

                Muvazaaya dayalı davalarda davacının icra takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İcra İflas Kanunu' nun 277. ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Somut olayda, davacı ile davalı ... arasında boşanma davasının devam ettiği, mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davası da açıldığı, mal rejimine tabi olduğu iddia edilen hissenin muvazaalı olarak devredildiği, bu şekilde mal kaçırıldığı, mal rejimine ilişkin davanın sonuçsuz bırakılmak istendiğine ilişkin talepte, davacının, mal rejimine ilişkin dava sonunda bir alacağının doğmasının mümkün olduğu, muhtemelen hükmedilecek alacaklar için davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu, TBK’nın 19 maddesine göre, dava açılabilmesi için davacının alacağının olmasının da dava şartı olduğu anlaşılmıştır....

                  UYAP Entegrasyonu