Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma ve Protokolün İptali - Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak - Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin, boşanma ve boşanma protokolünün iptaline yönelik yargılamanın iadesi talebine ilişkin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince davacı kadının edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan alacak, katkı payı, tazminat, nafaka ve manevi tazminat taleplerine ilişkin davaların usulden reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararı doğru olmadığından, ilk derece mahkemesi...
ın duruşmada alınan beyanında ''nafaka, tazminat ve mal rejiminden kaynaklanan hak talep etmediğini'' beyan ettiği, her ne kadar sonraki celse bu beyanını geri aldığını beyan etmiş ise de 6100 sayılı HMK'nin 311. maddesi gereğince feragatin kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, feragatin iptali için irade bozukluğu gibi bir iddianın da bulunmadığı görülmekle, davacının davasının boşanma davasında vaki olan feragat sebebi ile reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından temyiz itirazı üzerine yapılan inceleme neticesinde, Daire'nin 2015/4761 Esas, 2016/14040 Karar sayılı ilamıyla, davanın mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkin olduğu, Büyükçekmece 2....
Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Taraflar, 05/09/2007 tarihinde evlenmiş, 26/07/2017 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 19/06/2018 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir (TMK m.225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m.10, TMK m.202). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m.179). Tarafların boşanmalarına dair İstanbul Anadolu 12....
Aile Mahkemesi'nin 2014/173 Esas, 2014/589 Karar sayılı dava dosyasında protokolde ve duruşmada tarafların 'katkı payı alacağı, katılma alacağı, değer artış payı alacağı, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tazminat ve alacak taleplerinden feragat ettikleri' hükmün 6. bendinde ' katkı payı alacağı, katılma alacağı, değer artış payı alacağı, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı tazminat ve alacak taleplerinden feragat ettiklerinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına' karar verildiği, ret kararı verilmediği, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kişisel malı olan 2 aracı sattığının göz önüne alınmadan karar verildiğini, arsa bedelini evlilikten önce ödediğini ve edinilmiş mal olmadığını, mahkemece hesap hatası yapıldığını, emtia bedelinin düşülmediğini, davacının üzerinde kayıtlı araçların mal rejiminin tasfiyesinde dikkate alınmadığını, vergi ve borçlarına bu mallarla birlikte davacının katılması gerektiğini, 2 araç üzerine yakalama ve bağlama kararı ile haciz konulduğunu, bu hususun mahkemece dikkate alınmadığını duruşmalı olarak istinaf incelemesinin yapılarak kararın müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) davasıdır. Davalı taraf; İlk derece mahkemesince verilen kararın tamamıma yönelik süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....
GEREKÇE ; Dava; murisin katkı payı alacağına karşılık mirasçısı tarafından açılmış mal rejiminden kaynaklı alacak davasıdır. 01.01.2002 tarihinden önce 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM mad.170). TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri mal varlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı kanunun 5.maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK mad.544, TBK mad.646). Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM mad.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM mad.189)....
konu olacak mal varlığı değerlerini müvekkilinin haklarına kavuşmasını engellemek amacıyla danışıklı olarak başkalarına devredilme ihtimalinin olduğunu, taşınmazların devrinin engellenmesi yönünde verilecek bir ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan haklarına kavuşmasını kolaylaştıracağını, belirttikleri taşınmaz dışında davalının evlilik süresi içinde elde ettiği fakat müvekkilinin haberinin olmadığı başkaca mal varlıklarının da bulunabileceğini, bu yüzden davalının mal varlığının araştırmasını talep ettiklerini, sonuç olarak yapılacak tahkikat neticesinde ortaya çıkacak duruma göre taleplerini arttırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren hesaplanacak mevduata uygun en yüksek faizle beraber davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir....
Taraflar, 22/09/1997 tarihinde evlenmiş, 18/10/2016 tarihinde davacının eşi muris Turgut Duran'ın vefatı ile mal rejimi sona ermiştir. Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın 10, TMK 202/1.m). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m). Tasfiyeye konu, Balçova, 1335 ada, 3 parsel sayılı 1 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın 25/09/2012 tarihinde ferdileşme yolu ile davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır....
kendi malı sayılacağı ve davacının bu taşınmaz hakkında mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir hakkının bulunmadığını, davalının davacı eşi ve çocukları ile birlikte 2004 yılına kadar dava konusu evde ikamet ettiklerini, kat mülkiyetine geçişin yapıldığı tarihte ise davalının yine davacı eş ve çocukları ile birlikte Tokat ilinde ikamet ettiklerini, bu durumda da dava konusu taşınmazın edinme tarihi 01/10/2001 olarak kabul edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmaz her ne kadar evlilik birliği içerisinde alınmış olsa da taşınmazın iktisap edildiği tarihte uygulanan yasal mal rejimi Mal Ayrılığı olduğunu, davacı eşin taşınmaz üzerinde mal rejiminden kaynaklanan herhangi bir hakkı ve alacağı bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz olarak açılmış davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı taraf üzerinde bırakılmasını, talep etmiştir....
Mahkemece; "İş bu dava Mal rejiminden kaynaklanan (katılma alacağı) davasına ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu D. Mal rejiminin sona ermesi ve tasfiye I. Sona erme anı Madde 225- Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2008/2- 432 Esas 2008/444 Karar sayılı ilamına göre: "4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 1.1.2002 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu tarihten önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi yürürlükte iken, taraflar; evlenme mukavelesiyle kanunda muayyen diğer usullerden birini, kabul etmediklerine göre, aralarında yasal rejim olan mal ayrılığı geçerlidir. (TKM. m.170) Taşınmaz ve araç, taraflar arasında bu rejim geçerli iken edinilmiştir....