Mal rejiminden kaynaklanan katkı payı ve katkı alacağı veya başka isimler adı altında talep edebileceğim ortak mal varlığımız da yoktur." şeklinde beyanda bulunduğu, yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile TMK 166/3 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, protokolün aynen tasdikine, taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden tedbir nafakası dahil herhangi bir şekilde nafaka, tazminat, eşya, eşya bedeli ve mal istemediklerinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, ilgili kararın 09/10/2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının boşanma davası sırasında "davalı eşimden tedbir nafakası dahil herhangi bir şekilde nafaka, tazminat, eşya, eşya bedeli ve mal istemiyorum....
Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken "eklenecek değerler" göz önünde bulundurulur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 229. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir. Mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir. Bu durumda, üçüncü kişi aleyhine sonradan aynı kanunun 241. maddesine göre alacak davası açıldığında 229. maddedeki kazandırma veya devir koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği yeniden araştırma konusu yapılmayacaktır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2021 NUMARASI : 2019/346 ESAS 2021/842 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği içinde davalı adına 37468 ada , 1 parsel, 37498 ada 5 nolu parsellerin alındığını belirterek mal rejiminin tasfiyesi suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir....
TMK.nun aynı kısım aynı bölümünde, boşanma, tazminat, nafaka ile birlikte mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme de yer almaktadır. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar, boşanma davasının eki niteliğinde değil ise de, evlilik birliği sona ermeden açılamaz, diğer bir anlatımla boşanmaya bağlı olup boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra bu hakların ileri sürülmesi mümkün olabilir, aksi halde tasfiye yapılamaz.(TMK.225/2,227. md.)...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2023 NUMARASI : 2023/241 2023/215 DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Yalova Aile Mahkemesine vermiş olduğu 08/03/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul Anadolu 3....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kısmen kabulü ile; mal rejiminin tasfiyesi suretiyle hesaplanan 197.500,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının değer artış payı talebinin reddine karar verildiği görülmüştür....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 20.12.2011 gün ve 663/1314 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili boşanma dosyasına verdiği dava dilekçesinde, tarafların 1979 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen 2473 ada 15 parsel üzerinde mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacağı bulunduğunu açıklayarak, taşınmazın yarı bedeli üzerinden 40.000 TL alacağın dava tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, boşanma dava sonucunun beklenmesi gerektiğini, davanın yersiz açıldığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/10/2022 NUMARASI : 2021/756 ESAS 2022/859 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin eşi olan ve muris Zarif Teke ile 1995 yılında evlendiğini, Zarif Teke'nin kronik rahatsızlıkları nedeniyle 18.02.2021 tarihinde vefat ettiğini, tarafların bu evliliktten müşterek çocuklarının bulunmadığını, müteveffa Zarif Teke'nin kardeşleri olan T4 ile T6 mirasçılık sıfatına sahip olduklarını, taraflar arasındaki yasal mal rejiminin Zarif Teke'nin ölüm tarihi olan 18.02.2021 tarihinde son bulduğunu, Müvekkilinin hem banka hesabındaki para üzerinde hem de yasal mal rejiminde...
Kınay vekili, davanın reddini savunmuştur Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine, Dairemizin 2014/12747 E., 2015/1086 K. sayılı ilamı ile mal rejiminin tasfiyesinin anlaşmalı boşanma kapsamında olmadığı, kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerektiği, mal rejiminden kaynaklanan taleplerin boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebileceği, tarafların duruşmada alınan ifadelerinin mahkeme içi ikrar olarak nitelendirilmesi mümkün ise de bu beyanlarda mal rejiminin tasfiyesine yönelik hiçbir açıklama olmaması dikkate alındığında mahkemece tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri toplanarak sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken protokolden ve mahkeme içi ikrardan hareketle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı gerekçesiyle...
Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar bu durumları ile tasfiyeye konu edilir (TMK.nun 231/1 m.) Söz konusu mal varlıklarının devredilmesi durumunda ise devredildiği tarih esas alınarak hesaplama yapılır (TMK.nun 235/son m.). Dava; mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı isteğine ilişkin olup TMK.nun 232 ve 235/1 maddelerine göre mal varlıklarının tasfiye anındaki sürüm değerleri gözönünde bulundurulur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre tasfiye tarihi karar tarihi olarak kabul edilmektedir. Mahkemece, karar tarihinden geçerli olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken alacağa ıslah tarihinden geçerli olarak yasal faiz yürütülmesi doğru değil ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu yön bozma nedeni yapılmamıştır....