DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava mal rejiminden kaynaklanan alacak davasıdır. Davalı tarafından istinaf başvurusu yapılırken 220,70 TL istinaf başvuru harcı ve 80,70 TL istinaf karar harcı yatırılmış ise de; kabul edilen katılma alacağı davasının değerine göre; davalının 8.830,36 TL nispi istinaf karar harcı yatırması gerekmektedir. 6100 sayılı HMK'nın 344. maddesine göre; istinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir....
MAHKEMESİ Dava, eşler arasında mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi ... ....... Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere ... ....... Dairesine gönderilmesine, ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/09/2019 NUMARASI : 2017/359 ESAS-2019/730 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Katılma Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin annesine ait olan Antalya Ahatlı Mahallesi 3144 Sokak Mehmet Özaşgın Apt 1....
Somut olayda; dava konusu taşınmaz ölen eş Mustafa'nın önceki mal rejiminden kalan ve 4721 sayılı TMK ile getirilen yasal edinilmiş mallara katılma rejiminde kişisel mal olarak tanımlanan mal varlığı olup, sağ eş lehine katılma alacağı doğurmaz. Başka anlatımla, bir eşin kişisel malı kendisine ait olup mal rejiminin tasfiyesine konu edilemez. Tüm bu açıklamalara göre; davanın belirtilen bu gerekçelerle reddine karar verilmesi gerekirken değişik düşünce ve gerekçelerle reddedilmesi doğru değilse de red kararı sonucu itibariyle doğru görüldüğünden bu yön bozma nedeni yapılmamıştır. Kaldı ki; koşullarının gerçekleşmesi durumunda sağ eş, ölen eşi ile birlikte yaşadığı konut üzerinde TMK.nun 652. maddesi uyarınca miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/02/2023 NUMARASI : 2023/174 ESAS 2023/296 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Eşya Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Eşya alacağı) K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık,ziynet işyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde bedel tahsili isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 16.01.2016 tarih, 2016/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün 2016/1 sayılı Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 11/04/2023 NUMARASI : 2021/1040 ESAS 2023/304 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Eşya Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliği nedeni ile davacıya mehir olarak 200 gram altın ve 5 adet yarım altının verildiğini, davalının düğünde takılan ve davacıya ait olan ziynetleri davacıya vermediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde şimdilik 1.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 23/02/2023 tarihli ıslah dilekçesi ile de, dava değerini 168.570,00 TL olarak ıslah etmiştir....
HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; asıl davada boşanma nedeniyle TMK'nun 174/1. maddesi uyarınca maddi tazminat, kişisel eşyanın iadesi, karşı davada ise katılma alacağı ile kişisel eşyanın iadesi istemlerine ilişkin olup, hüküm taraflarca asıl ve karşı davaya konu istemleri yönünden temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki dosya, Yüksek Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin görevsizlik ilamı ile Dairemize gönderilmiş olduğundan, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21. maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 23.01.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
mal rejiminde edinilmiş bulunan taşınmaz üzerinde katılma alacağı bulunduğunu ve tespitinin yapılmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL katılma alacağının tasfiyenin sona ermesinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dairenin ilk kararlarında 01.01.2002 tarihinden sonra eşler arasında geçerli bulunan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katılma alacağı yönünden TMK’nun 178. maddesinde yer alan bir yıllık zamanaşımı süresi uygulanmakta idi. Ne var ki, HGK’nun 17.04.2013 tarih ve 2013/8- 375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararı ile edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma ve değer artış payı yönünden de 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı kabul edilmiş ve Daire de Hukuk Genel Kurulu’nun bu görüşünü benimsemiştir. Bu nedenle Hukuk Genel Kurulu Kararı'nın verildiği 17.04.2013 tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejimi bakımından 10 yıllık zamanaşımı süresi uygulanmaktadır. Yine TMK’nun 5. maddesi yoluyla Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi esas alınmaktadır. Davalılar vekilinin zamanaşımına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir....