ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/04/2019 NUMARASI : 2017/437 ESAS, 2019/153 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı KARAR : Taraflar arasında görülen malın ayıplı olması nedeniyle bedel iadesi davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden ön inceleme yapıldı....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten satın aldığı S.marka bilgisayarda ezik tespit edilmesi üzerine malın aynı gün satıcıya iade edilmek istendiğini, şirket yetkililerinin iadeyi kabul etmeyerek müvekkilini tamirat için Sony firmasına yönlendirdiklerini, bu firma tarafından tamiri gerektirecek bir arızanın mevcut olmadığı, malın ayıplı üretim olması nedeniyle sorunun satıcı firma tarafından çözülmesi gerektiğininin bildirilmesi üzerine, davalıya satış bedelinin iadesinin sağlanması amacıyla ihtarname gönderildiğini, davalının ihtara rağmen iadeyi sağlamaması üzerine başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, Bakırköy 12.İcra Müdürlüğü'nün 2013/14536 esas numaralı dosyasına yönelik itirazın iptaline ve davalı hakkında %20 'den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin satıcı olması sebebiyle husumetin üretici firma olan Sony Mobile C.İ. A.B ve İ. B....
İhtilaf söz konusu emtianın ayıplı olup olmadığı, süresinde ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı hususundadır. Malların ayıplı olup olmadığı incelenmiş olup, Bilindiği üzere, TTK 23/1-c maddesinde " malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belliyse alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlü olduğu, ayıp açıkça belli değilse o taktirde alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için aynı süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğu " düzenlenmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki, teslim anında belli olan ya da bir inceleme sonunda ortaya çıkabilecek bu ayıpların dışında kalıpta kullanıldıkça ortaya çıkabilecek " gizli ayıp " niteliğindeki ayıplar yönünden de TBK 223. Madde gereğince bir düzenleme mevcut olup, bu tür ayıbında ortaya çıktığında derhal karşı tarafa bildirilmesi zorunludur....
Maddi ayıp bir --------- hata bulunmasıdır ---------- Hukuki ayıp malın kullanımının hukuken sınırlandırılmış olmasıdır (malın üzerinde rehin, haciz, intifa hakkı gibi kısıtlamalar bulunması gibi). Ekonomik ayıp ise malın iktisadi vasıflarında eksiklik ----------------- Ayıba karşı ------ borcu, satılan ----- tarafından zikir ve vaat edilen vasıfların bulunmamasından veya satılan şeyin değerini ------- ------ beklenen faydaları azaltan veya kaldıran noksanları bulunmasından satıcının sorumlu tutulmasını ifade eder. Satıcının ayıba karşı tekeffül borcunun doğabilmesi için ayıbın sözleşmenin kurulduğu anda mevcut olması, ayıbın önemli olması, alıcının sözleşmenin kurulduğu anda ayıbın varlığından haberdar olmaması ve en nihayetinden alıcının kendisine düşen muayene ve ihbar yükümlülüklerini yerine getirmiş olması gerekir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/07/2014 NUMARASI : 2012/686-2014/315 Dava, mahkemenin nitelendirmesine göre malın ayıplı olması nedeni ile ödenen tamir bedelinin tahsili ile malın ayıpsız mal ile değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İş Bölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 20.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı Honda Türkiye A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; vasinin vesayet makamından izin almaksızın dava açmasının mümkün olmadığını, vasi tarafından vesayet makamından izin alınmaksızın açılmış bulunan davanın usulden reddini talep ettiğini, araçta üretimden kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, kabul etmemekle birlikte araçta ayıp olduğu varsayılsa bile malın iadesi ile ayıplı malın misliyle değiştirilmesi, aksi halde ayıplı malın bedelinin ödenmesi şeklindeki talebin hakkaniyete aykırı olduğunu, ayıbın önemli olması unsurunun gerçekleşmediğini, araçta oluşan değer kaybının müvekkiline ödenmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece;"...Dava, ayıplı malın misliyle değişimine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8/1- 2....
A.Ş aleyhine 23/02/2009 gününde verilen dilekçe ile ayıplı malın iadesi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29/09/2009 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları rededilmelidir. 2-Diğer temyiz itirazına gelince; dava, ayıplı malın geri verilerek satış parasının ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur....
Açılan dava ayıplı ürün nedeni ile bedel iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, alınan bilirkişi raporu ile ürünün ayıplı mal niteliğinde olduğunun tespit edildiğini, ayıplı mal nedeniyle davacının seçimlik haklarını kullanabileceğini, sunulan faturalarda ürün değerinin 5.800,00 TL olduğunu gerekçe göstererek açılan davanın kabulüne karar vermiştir. 6502 Sayılı Kanunun 8. Maddesinde ayıplı malın tanımı "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında bir adet fatura içeriğindeki malın müvekkilince davalıya satılarak teslim edilmiş ise de bedelinin ödenmediğini, alacağın tahsili için aleyhine girişilen takibe davalı borçlunun itirazı sonucu takibin durduğunu belirterek itirazın iptaliyle takibin devamına ve % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacı yanca satılan malın ayıplı bulunması nedeniyle davacıya iade olunduğunu ve böylece davacıya borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dosyadaki mevcut delil durumu ve dinlenen davalı tanıklarına ait beyanlara göre davalı yanın satın aldığı malları davacıya iade ettiğinin kanıtlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacıdan satın aldığı malın ayıplı çıkması sonucu iade ettiğini savunan davalı, bu savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür....
Davalı vekili, davacının talebi üzerine öncelikle numune mal gönderildiğini, daha sonra davacı tarafın siparişi üzerine siparişe konu malın gönderildiğini, davacı kendisine istediği mal gönderildiği halde malların laminasyona girmesini istediğini, bizzat davacı şirket yetkilisinin gözetiminde bu işlemin yapıldığını, dolayısıyla davacının bu davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, davacının laminasyon işlemi öncesinde malın ayıplı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, ayıplı olmayan bir malı ayıplı hale getirenin davacı olduğunu, davacının gözden geçirme ve satıcıya bildirme yükümlülüğünü de yerine getirmediğini, davacının malların büyük bölümünü tükettiğini düşündüklerini, davacının ihtarnamede de ayıba ilişkin ayrıntıya yer vermediğini, davacının malın makinesine uygun olup olmadığını da kendisinin denetlemesinin gerektiğini, davacının maddi kaybının ve iş kaybının da söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....