-lira tutarındaki mahsup talebinin ….- lira tutarındaki kısmının yerine getirildiği, geriye kalan ….-lira tutarındaki mahsup işleminin de davalı idarece yapılacağı, davanın konusunun kalmadığı ileri sürülerek temyiz isteminde bulunulduğu, davalı idarece de cevaben, yükümlünün mahsup talebinin ....- liralık kısmının yerine getirildiği, ancak ….- liralık kısmı için ise herhangi bir işlem yapılmadığı, ödeme emrinin bu kadarlık kısmının onanmasının icap ettiğinin ileri sürüldüğü anlaşılmıştır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11/1....
, mahsuben iade işleminin yapılmasından sonra düzenlenecek vergi inceleme raporunda iadeye engel bir durumun varlığının tespit edilmesi halinde davacıdan aranacağı tabi olup, mevcut durum itibarıyla kamu zararı doğduğundan bahsedilemeyeceğinden, mahsup için gerekli evraklarında eksiklik bulunmayan davacının mahsuben iade talebinin vergi incelemesi sonucuna göre yerine getirileceğinden bahisle reddinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir....
Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının; her ne kadar olayda haciz işleminin dayanağı olarak vergi tekniği raporu gösterilmekte ise de, bu rapor sonrası herhangi bir vergi ceza ihbarnamesi ya da ödeme emri gönderilmeden, dava konusu haciz işleminin yapıldığı, haciz ile aynı gün tebliğ edilen ödeme emrine karşı açılan davada, ödeme emrinin iptaline karar verildiği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Savcısı …'ün Düşüncesi : Uyuşmazlıkta, yükümlü şirket hakkında uygulanan haciz işleminin iptali istemiyle açılan davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması istenmektedir....
Ancak mahkemece verilen kararda ise talep dışına çıkılarak davanın kısmen kabulü ile davalı kurum tarafından yapılan işlemde ilaç ve reçete bedelleri toplamı olan 5.260,73 TL'nin 5 katı olan 26.303,65 TL cezai şart uygulanarak eczanenin yazılı olarak uyarılması işleminin usul ve yasaya uygun olduğunun ve ilaç reçete bedelleri toplamı olan toplam 5.260,73 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davacı eczacının kurumdan tahakkuk etmiş alacağından mahsup edilmesi gerektiğinin tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair davalı lehine tespit hükmü kurulduğu görülmektedir. davacının talebi dışında bir tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
Davalı, Kurum işleminin hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Denizli Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından 28.02.2013 tarih ve 12014400/1030104/12205012/13/753232 sayılı yazı ile davacı hakkında 10.000,00 TL tutarında cezai işlem uygulanması ve uygulanan cezai işlem bedelinin davacının davalı kurumdan olan alacaklarından mahsup edilmesi işleminin iptali ile davacının davalı kurumdan olan alacaklarından 02.04.2013 tarihinde haksız olarak mahsup edildiği tespit edilen 10.000,00 TL'nin mahsup tarihi olan 02.04.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, ilk borçlanma tutarının 95.558,951 TL, ek borçlanma tutarının ise 9.784,126 TL olduğu, mahkememizin 2012/170 E sayılı dosyasına ibraz edilen borçlanma sözleşmesinin 95.558,951 TL üzerinden yapıldığı ve davacı tarafından 5.000,00 TL peşinat yatırıldığı, ödeme miktarının, maliyet bedelinden fazla olması halinde davacının talepte bulunabileceği, bilirkişi raporu ile de, davacının, kesin maliyet bedelinin altında borçlandırıldığının tespit edildiği, bu sebeple, davacı tarafça, mahsup yapılmadığı iddiası ile ödeme talep edilemeyeceği, liste incelendiğinde, dairelerin maliyet bedelleri ile orantılı borçlandırma sözleşmeleri düzenlendiği anlaşıldığından, bilirkişi raporundaki mahsup yapılmadığı yönündeki görüşe itibar edilmemiş gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; mahsup işleminin yapılıp yapılmadığı somut olarak kanıtlanmadan sadece celbedilen yazılar ve belgelerdeki soyut ifadelere dayalı olarak ödenen peşinatın mahsup edildiğinin kabulü yürürlükteki mevzuata ve...
Davacı, 27.05.1996 tarihli dilekçesiyle, Kurumca çıkarılan yersiz aylık borcundan, anılan 3201 sayılı Yasa kapsamında ödemek durumunda kaldığı 44,35 TL’lik borçlanma bedelinin mahsup edilmesini istemiş ise de, davalı Kurum tarafından bu yönde bir mahsup işleminin yapılıp yapılmadığı konusu anlaşılamamaktadır. İş bu dava ile davacı, 72,94 TL’lik yersiz aylık borcundan, 44,35 TL’lik borçlanma bedelinin 30.10.1996 tarihinde mahsup edilmiş olması nedeniyle, anılan borçlanma bedelinin yasal faiziyle birlikte ödenmesi sağlanarak, borçlanma işleminin ihyasıyla, aylığın yeniden bağlanmasını istemiştir....
Vergi Mahkemesi ... gün ve E:..., K:... sayılı kararıyla, davacı şirketin 26.12.1994 tarihinde 1994/Kasım dönemine ilişkin katma değer vergisi borcunu, 1994/Temmuz, Ağustos ve Ekim dönemlerinde doğan katma değer vergisi alacağına mahsup edilmesi talebinde bulunduğu, davalı idarenin davacının mahsup talebini ve mahsubu istenilen alacağını yerinde bulduğu, ancak mahsup işleminin yapılması için bazı belgelerin eksik olması ve bu belgelerin sonradan ibraz edilmesi nedeniyle mahsup işleminin 3.2.1995 tarihinde yapılmış olmasının, davacı şirketin mahsup talep tarihi itibarıyla alacağının olmadığı sonucunu doğurmayacağı, buna göre yükümlü şirketin vergi dairesine olan borcunu, yine vergi dairesinden olan alacağına mahsubunu talep ettiği tarihte ödemiş olacağından, bu borç için hesaplanan gecikme zammının dava konusu ödeme emri ile istenilip, tahsil edilmesinde hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle ödeme emri iptal edilerek, tahsil edilen sözkonusu gecikme zammının...
Mahkemenin 28.06.2011 tarih ve 2009/533 Esas 2011/603 Karar sayılı kararının davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizin ....12.2011 tarih ve 2011/17261 Esas 2011/19400 Karar sayılı ilamı ile “Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda soyut ifadelerle ödenen peşinatın mahsup edilmediğine ilişkin düşünce esas alınarak peşinatın güncelleştirilmiş değerinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Yukarda açıklandığı üzere davalılar mahsup işleminin yapıldığını ve peşin ödemenin mahsup edildiğini savunmaktadır. Taraflar arasındaki borçlanma sözleşmesine göre davacının kullandığı ... üzerinden borçlandığı anlaşılmaktadır. Buna karşılık yapılan maliyet hesaplarında göçmen konutlarının şerefiyelendirmesi de gözetildiğinde maliyetlerin davacı borçlanmasının üzerinde kaldığı görülmektedir....
O halde mahkemece, ödenen peşinatın mahsup edilip edilmediği yönünde, tüm belgeler üzerinde taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, ödenen peşinatın mahsup edildiği somut olarak kanıtlandığı takdirde davanın reddine şayet mahsup işlemi somut olarak kanıtlanamıyorsa davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken ...” gerekçesiyle hükmün bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Mahkemece, yatırılan avansın mahsup edilmediğinin tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar murisi ile dava dışı banka arasında imzalanan borçlanma sözleşmesinin 1. maddesinde "......