Dava konusu araç için 21.04.2009 tarihinde ağır hasara uğraması nedeniyle pert işlemi yapılmıştır. Davacı, davalıdan satın aldığı aracın daha önceden kaza yapmış pert araçlardan olduğunu aracı satmak isteği sırada öğrendiğini, dava ve sözleşme tarihine göre yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanununun 198. maddesi hükmüne göre, müşteri kabz ettiği mebiin halini örf ve adete göre imkan hasıl olur olmaz muayene etmek borcu ile mükellef olup mebi de bayiin tekeffül altında olan bir ayıp gördüğü zaman bunu derhal bayie ihbar etmesi lazım gelir. Bunu ihmal ettiği halde mebii kabul etmiş sayılır. Meğerki mebide adi bir muayene ile meydana çıkarılamıyacak bir ayıp bulunsun.Bu kabilden bir ayıp sonradan meydana çıkarsa derhal bayie ihbar edilmelidir. Aksi takdirde, mebi bu ayıp ile beraber kabul edilmiş addolunur. Davacı öğrendiği gizli ayıbı 19.09.2011 tarihli noterden düzenlenen ihtarname ile davalıya bildirmiştir....
Buna göre; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, davacı tarafından süresi içerisinde usulüne uygun olarak yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmaması, davalının cevap dilekçesinde zamanaşımını öne sürmesi, satıcının ağır kusurlu olduğunun ispat edilmemiş olması, bu durumda dava tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.(Gaziantep BAM 11....
rakorlandığının yazılı belge ile ispatlandığı, dosyada mevcut teknik raporlarda, hortumların 49.5 mm oranında rakorlandığında herhangi bir sorun olmayacağının açıklandığı, Rusya'da yapılan hatalı rakorlama nedeniyle şişmenin meydana geldiği, Ayıbın gizli ayıp mı veya açık ayıp mı olduğunun araştırılıp buna göre ayıp ihbarının süresinde olup olmadığının mahkemece araştırılması gerektiği, davacının malı teslim aldıktan çok sonra başka bir projede kullanırken ayıp ihbarında bulunması karşısında ayıp ihbarının süresinde olmadığının anlaşıldığı, gizli ayıp olduğu tespitinin kabul edilemeyeceği, ayıp olduğu kabul edilse bile açık ayıp olarak kabulü gerekip, bu kez süresinde ihbar yapılmadığından davanın reddi gerektiği zira davacı tarafından hortumların 49.5 mm sıkma değeri ile teslim alındığı kabul edildiği gibi ürünlerin üzerinde mal kodu ve sıkma değeri yazılı olup, sıkma değerinin ve malın kodunun kolaylıkla fark edilebileceği, Davaya konu hortumlar üzerinde müvekkili tarafından yaptırılan...
rakorlandığının yazılı belge ile ispatlandığı, dosyada mevcut teknik raporlarda, hortumların 49.5 mm oranında rakorlandığında herhangi bir sorun olmayacağının açıklandığı, Rusya'da yapılan hatalı rakorlama nedeniyle şişmenin meydana geldiği, Ayıbın gizli ayıp mı veya açık ayıp mı olduğunun araştırılıp buna göre ayıp ihbarının süresinde olup olmadığının mahkemece araştırılması gerektiği, davacının malı teslim aldıktan çok sonra başka bir projede kullanırken ayıp ihbarında bulunması karşısında ayıp ihbarının süresinde olmadığının anlaşıldığı, gizli ayıp olduğu tespitinin kabul edilemeyeceği, ayıp olduğu kabul edilse bile açık ayıp olarak kabulü gerekip, bu kez süresinde ihbar yapılmadığından davanın reddi gerektiği zira davacı tarafından hortumların 49.5 mm sıkma değeri ile teslim alındığı kabul edildiği gibi ürünlerin üzerinde mal kodu ve sıkma değeri yazılı olup, sıkma değerinin ve malın kodunun kolaylıkla fark edilebileceği, Davaya konu hortumlar üzerinde müvekkili tarafından yaptırılan...
Mahkememizde açılan işbu dava, davacı şirketin davalıdan satın aldığı-------- kullanılması sebebiyle, müşteriler nezdinde doğan zararların davacı tarafından tazmin edildiği ifade edilerek, davacının davalı tarafından üretilip davacıya---- nedeniyle, davacının--- davacı hak edişlerinden kesilen miktarların, tazminat olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi talebine ilişkindir....
İlk derece mahkemesince, " ....Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Her ne kadar, 4.madde de konut satışlarında zaman aşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş ise de, konutu satın alan davacı, açık ayıp halinde, malı teslim aldığı tarihten itibaren otuz gün içerisinde satıcı veya malike ayıp ihbarında bulunur ise, bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açabilecektir. Hal böyle olunca, yüzölçüme ilişkin ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı anlaşıldığından bu yönden tazminat talebi reddedilmiştir. Yine davacı vekili, dava dilekçesinde, dairenin tavanından su sızması nedeniyle meydana gelen zararın da tazminini istemiş ise de, 20/11/2018 tarihli celsede, bu ayıplar yönünden davasından feragat ettiği.." gerekçeleriyle davanın reddedildiği görülmüştür....
Araçtaki gizli ayıp nedeniyle davacının tamir süresince aracı kullanamamasından dolayı uğradığı zararın 2.100,00 TL olduğu, ödemiş olduğu tamir ve yedek parça bedellerinin 826,00TL olduğu belirtildiğinden ve davacının faiz talebi de olmadığından bu bedeller yönünden talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, malın ayıplı olmasından dolayı kişilik haklarının zedelendiğine dair kanaat oluşmadığından ve ayıplı mal nedeniyle manevi tazminata ilişkin yasal bir düzenleme mevcut olmadığından davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....." gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, istinaf incelemesinden geçen dosyada davacının seçimlik hak olarak kullandığı satış sözleşmesinin feshi ile satış bedelin iadesine ilişkin talebinin reddine, araçtaki ayıbın gizli ayıp olarak kabul edilmesi nedeniyle davacının tamir süresince traktörü kullanamamış olması nedeniyle uğradığı zarar ve ödemiş olduğu tamir ve yedek parça bedellerine ilişkin maddi...
Davalı vekili, İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki ilk itirazında bulunmuş, esas savunmasında satılan lastiklerde ayıp olmadığını ve süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını belirterek davanın reddi ile alacağın tahsilini engelleyen ihtiyati tedbir nedeniyle %40 tazminatın davacıdan tahsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan satın aldığı kumaşlarla diktiği etekleri yurt dışına ihraç ettiğini ancak kumaşlardaki imalat hatası nedeniyle eteklerin müvekkillerinin elinde kaldığını bunların iç ve dış piyasada değerlendirilmesinin mümkün olmadığını ileri sürerek uğranılan 9.504,90 Euro zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kumaşlarının sıfır hata ile üretildiğini, davacının herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını iddiaya konu ayıpların konfeksiyon üretimi aşamasında olabilecek türden ayıplar olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....
Yukarıda ayıba ilişkin yapılan açıklamalar ışığında davacıya satılan malda üretim kaynaklı, davaya konu yangına sebebiyet verecek ayıp bulunmadığı tespit edilmekle yangının çıkış sebebinin kullanım nedeniyle kullanıcıda olduğu tespit edilmiştir. Yine kullanıcı kaynaklı yangının garanti şartlarında yer almadığı anlaışlmakla davanın reddine karar verilmiştir. Davanın tazminat davası olması nedeniyle AAÜT 13/4 maddesi uyarınca AAÜT ikinci kısım ikinci bölüme göre belirlenmiştir....