Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme, mütalaasına başvurulan bilirkişi raporuna da dayanarak, araçta 61.500 km de ortaya çıkan şanzıman arızasının kullanımdan kaynaklanmadığı, aracın imalatından kaynaklanan gizli ayıplı bir üretimden kaynaklanması nedeni ile şanziman onarım bedelinin 16.551,69 TL olduğunu belirtmesi karşısında davacının maddi tazminat taleplerinin bu miktar yönünden kabulüne karar verilmiş, manevi tazminat istediğine gelince, meydana gelen olayda davacının kişilik haklarının ihlale uğramadığı ve ayıplı üretim hususunun bilinerek ve isteyerek gerçekleştirilmediği gerekçesi ile reddine karar vermiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 6502 Sayılı Kanununun 12. maddesinin 3.fıkrasında; "Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz." denmektedir....

    Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları uyarınca, davacı tarafından ayıplı olduğu ileri sürülen tutkalların yapılan laboratuvar incelemesinde yapıştırma özelliğinin bulunmadığının tespit edildiği, buna göre davacının hatalı mantolama nedeniyle dava dışı ...'e ödediği 11.500 TL'yi ayıplı maldan sorumluluk kapsamında davalıdan talep edebileceği, yine mahkemece yerinde yapılan tespit ve iade alınan tutkallar nedeniyle iade faturasına bağlanan ve ilk defa keşif mahallinde açtırılan 9 fıçı tutkal bedeli 9.000 TL'nin talep edilmesinin haklı olduğu ancak zararına satış yapılan mal nedeniyle istenilen 1.000 TL'nin somut ve kesin bir delille ispat edilememesi nedeniyle bu kısım yönünden talebin kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan malın ayıplı çıktığı iddiasına dayalı olarak alıcı tarafından satıcıya yöneltilmiş tazminat ve alacak davasıdır....

      Bu karar, eldeki davada, davacı iş sahibinin ayıplı imalat yapıldığı iddiasının değerlendirilmesi bakımından kesin delil niteliğini haizdir. Bu durumda, ayıplı imalat yapıldığı iddiası ispatlanamamış olduğundan, iş bedelinin iadesi ve ayıplı imalat nedeniyle tazminat istemlerinin de dinlenmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kısmen de olsa kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamış, kararın bu yönlerden bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davalı yüklenici yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 18.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. .......

        Birleşen davada davacının bir diğer talebi manevi tazminat istemine ilişkin olup, yüklenici davacı tarafından yerine getirilen işin niteliği, bilirkişi tarafından belirlenen çok düşük miktardaki ayıplı iş dikkate alındığında, ayrıca davacının kişilik haklarının ihlaline neden olabilecek somut nedenler gerçekleşmediği için manevi tazminat isteme koşullarının oluşmadığı kabul edilip, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur....

          likit olmadığı gibi davacının takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından, davalının tazminat isteminin reddinekarar verilmiştir....

          likit olmadığı gibi davacının takipte kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından, davalının tazminat isteminin reddinekarar verilmiştir....

            İşlerinin malzeme ve işçilik olarak yapılması hususunda eser sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafça sözleşme konusu edimlerini yerine getirilmeyip ayıplı ve eksik hizmet vermesi ve temerrüde düşülmesi nedeni ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiği iddiası ile Islah ya da ek dava yoluyla asıl alacak ve faizine yonelik fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; müvekkilin sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağına karşılık Şimdilik 2.000,00 TL ve sözleşme kapsamında yapılan eksik ve ayıplı işler ile sözleşmenin eksik ifası sebebiyle müvekkilin uğradığı maddi zararına karşılık şimdilik 2.000,00 TL tazminatın her iki tazminat için sözleşmenin fesih olduğu 15.02.2021 tarihinden itibaren işletilecek ticari reeskont faizleriyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı müvekkile verilmesini talep etmiştir. İlgili yerlere müzekkereler yazılmış, cevabi yazılar dosya arasına alınmıştır....

              Ofisi’nin bayisi olarak satış yaptığı ve hizmet verdiği hususunda bir uyuşmazlık da bulunmaması karşısında, sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarda tespit edilen yararlanma amacı bakımından tüketicinin beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi eksiklikler içeren hizmet sözkonusu olduğundan, anılan Kanunun 4/A maddesinin ilk fıkrası uyarınca ayıplı hizmet bulunmaktadır. Sağlayıcı ve bayi 4/A maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Kaldı ki, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz (H.G.K.’nun 19.09.2012 tarih 2012/13-153 E., 2012/598 K. sayılı ilamı). Mahkemece açıklanan bu husus gözardı edilerek, davalı ......

                Ofisi’nin bayisi olarak satış yaptığı ve hizmet verdiği hususunda bir uyuşmazlık da bulunmaması karşısında, sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarda tespit edilen yararlanma amacı bakımından tüketicinin beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi eksiklikler içeren hizmet sözkonusu olduğundan, anılan Kanunun 4/A maddesinin ilk fıkrası uyarınca ayıplı hizmet bulunmaktadır. Sağlayıcı ve bayi 4/A maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Kaldı ki, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz (H.G.K.’nun 19.09.2012 tarih 2012/13-153 E., 2012/598 K. sayılı ilamı). Mahkemece açıklanan bu husus gözardı edilerek, davalı ......

                  Ofisi’nin bayisi olarak satış yaptığı ve hizmet verdiği hususunda bir uyuşmazlık da bulunmaması karşısında, sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarda tespit edilen yararlanma amacı bakımından tüketicinin beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi eksiklikler içeren hizmet sözkonusu olduğundan, anılan Kanunun 4/A maddesinin ilk fıkrası uyarınca ayıplı hizmet bulunmaktadır. Sağlayıcı ve bayi 4/A maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Kaldı ki, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz (H.G.K.’nun 19.09.2012 tarih 2012/13-153 E., 2012/598 K. sayılı ilamı). Mahkemece açıklanan bu husus gözardı edilerek, davalı ......

                    UYAP Entegrasyonu