Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında çek taahhütnamesi imzalandığı, bu taahhütname gereğince davalı bankanın davacıya çek karnesi verdiği, ayrıca davacının 06.04.2005 tarihinde ...ne sunulmak üzere 3.500 TL tutarında teminat mektubu aldığı ve teminatın devam ettiği, yargılama esnasında teminat mektubunun davalı tarafından, davacının hesabındaki para kullanılmak suretiyle paraya çevrildiği gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadıgına, 31.12.2013 tarihinde teminat mektubunun paraya çevrildiği anlaşıldığından bu tarihten itibaren teminat mektubunun 3.500 TL olması da dikkate alınarak ...'nin belirlediği avans faizinin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-Dava, davacı lehine verilen teminat mektubu karşılığı davacı hesabına konulan blokenin kaldırılması ve bloke edilen mevduatın iadesi istemine ilişkindir....
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, tüketici kredisi nedeniyle hesaptan çekilen emekli maaşı üzerine konulan blokenin kaldırılması isteminden kaynaklanmasına göre, kararın temyiz incelemesi görevi Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesine ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 21/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacının emekli maaşına haksız olarak konulan blokenin kaldırılmasına, toplam 9.887,36TL maaş alacağına her maaş için ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizlerin de eklenmek suretiyle davalı taraftan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile bir kısım kredileri dolayısıyla davalı tarafından emekli maaşının yattığı banka hesabına bloke konulduğunu, 2012 yılı Ağustos ayından bu yana tüm maaşının kesildiğini, 2012 yılı Ağustos ayı ile 2013 yılı Mart ayı dahil olan alacağını başka bir davanın konusu yaptığını ileri sürerek, blokenin tümüyle kaldırılmasına ve takip eden 2013 yılı Nisan ayı ile 2013 yılı Aralık ayı dahil ödenmeyen 9.887,36TL maaş alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş; davalı davacı ile aralarındaki Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesi’nin 70. ve Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’nin 11. maddesi hükümleri gereğince rehin, hapis ve mahsup...
Bölge Adliye Mahkemesi Taraflar arasındaki blokenin iptali/alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla ... 2. Tüketici Mahkemesince verilen 2015/1354 E., 2016/1870 K. sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulüne dair ... Bölge Adliye Mahkemesi 19.Hukuk Dairesi'nin 2017/519-512 sayılı kararının süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, Vakıfbank Merkez Efendi Şubesinden 13.12.2012 tarihinde kullandığı kredinin ödenmeyen taksitleri nedeniyle hakkında takip başlatıldığını, maaş hesabına bloke konulup kesintiler yapıldığını, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu hükümlerine göre maaşının kısmen haczedilebileceğini ve önceden yapılan anlaşmaların da geçersiz olduğunu ileri sürerek; blokenin iptali ile 700,00 TL kesintinin iadesine karar verilmesini istemiştir....
Dava, davalının davacıya yönelik olarak başlattığı 5.109,59 TL bedelli genel haciz yolu ile takibe yönelik alacağın tahsili amacıyla davacının maaş hesabına konan blokenin tespiti ve kaldırılması olup, dava değeri 5.109,59 TL olmakla yukarıda anılan madde hükmüne göre değerin temyiz sınırının altında kaldığı anlaşılmaktadır. HMK'nın 366. maddesi delaletiyle kıyasen uygulanması gereken aynı kanunun 346/2. maddesi hükmü uyarınca, kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında Bölge Adliye Mahkemesince bir karar verilmesi gerekmekle birlikte, Yargıtay tarafından da bu yolda karar verilebileceğinden, davalı vekilinin kesin olan karara yönelik temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin SGK emeklisi olduğunu, davalı bankaya olan borcu sebebiyle davalının müvekkilinin emekli maaşına bloke koyup kesinti yaptığını, 5510 sayılı Yasa uyarınca emekli maaşından kesinti yapılamayacağını ileri sürerek, maaş üzerindeki blokenin kaldırılması ve maaş kesintilerinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir Davalı vekili, davacının müvekkili bankadan çektiği bireysel krediye ait borcu ödemediğini, bloke konulabilmesi için davacının 28.07.2008 tarihli muvafakatname verdiğini, bu sebeple bloke ve kesintinin yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, 5510 sayılı Yasa'nın 93/1. maddesi uyarınca 28.02.2009 tarihinden sonra alınan muvafakatların geçerli olduğu, bu tarihten önce alınan muvafakatların ise geçerli olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı, emekli maaşına bloke konulup kesinti yapılamayacağını, mağduriyet yaşadığını yargı kararlarına aykırı olduğunu, kredi sözleşmesinin birinde muvafakatname bulunmadığını kararın bozulmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, maaş blokesinin kaldırılması ve kesintilerin iadesi isteğine ilişkindir. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ..ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 05/03/2015 NUMARASI : 2014/646-2015/279 Taraflar arasında görülen davada ...Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/03/2015 tarih ve 2014/646-2015/279 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı Banka'daki vadeli hesabına ve kredi kartlarına haksız ve hukuka aykırı olarak bloke konulduğunu, taksitli ihtiyaç kredisi hesabının ise işleme kapatıldığını ileri sürerek, ...Şubesi'nde ...numaralı USD vadeli hesap üzerindeki ...Vergi Dairesi'nin 2012/06/25-00.32.08 sayılı e-haczi ile konulan haciz dışındaki varlıklar üzerindeki blokajın kaldırılmasını ve hesaptaki mevcut USD karşılığı...
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; dava genel kredi sözleşmesine istinaden emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması istemine ilişkin olduğu, davalı bankanın genel kredi borcundan dolayı bankadaki hesabına hapis hakkını kullandığı, MK'nın 950. maddesi gereğince alacaklının, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibariyle bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği, hapis hakkının kullanabilmesi için, bu hakkın konusunu oluşturan taşınır veya kıymetli evrak ile alacak arasında doğal bir bağlantı bulunması gerektiği, taraflar arasındaki ilişkinin dayanağı kredi sözleşmesi ile hesaptaki paranın doğrudan ilişkili olmadığı, zilyetlik ve alacak ilişkisinin tacirler arasından doğmadığı, bu nedenle davalı bankanın hapis hakkına dayalı banka hesabındaki alacağına bloke uygulama hakkının olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile bloke işleminin kaldırılmasına...
Mahkemece, iddia, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre iflas erteleme şartlarının bulunduğu gerekçesiyle, davacı şirketlerin iflaslarının 13.11.2009 tarihinden 13.11.2010 tarihine kadar bir yıl süre ile uzatılmasına 23.09.2010 tarihinde, davacı şirketlere ait iki araç açısından daha önce kaldırılmış olan tedbirlerin yeniden konulmasının 02.12.2010 tarihinde, davacı ... Şti.’nin müdahil ... A.Ş. nezdindeki hesabına banka tarafından konulan blokenin kaldırılması talebinin reddine 09.12.2011 tarihinde karar verilmiştir. İflas erteleme kararı kapsamında verilen tedbir kararları şirketlere ait iki aracı kapsamadığı gerekçesiyle sırf tedbirlerle ilgili kısım davacı şirket temsilcileri tarafından, mahkemece karardan sonra iki araçla ilgili olarak 02.12.2010 tarihli tedbir kararı ve iflas erteleme kararı müdahil ....A.Ş. vekilince, ... davacı ......