alacaklının yararına olduğu, davalı istihkak iddiacısının mülkiyet karinesinin aksini ispat etmesinin gerektiği, istihkak iddiacısının yasal 2 haftalık sürede davaya cevap vermediği anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmuştur....
Taşınır mallarda zilyetlik, mülkiyete karine teşkil ettiğinden (MK. mad. 898), bir taşınır malı elinde bulunduran (İİK. mad. 96/I) kimse (borçlu) onun maliki sayılır (İİK. mad. 97/a-I, c. 1). Üçüncü kişi; borçlunun elinde bulunan ve haczedilen mal hakkında açtığı istihkak davasında ancak yukarıdaki iki hususu -yani; haczedilmiş olan malı ne suretle iktisap ettiğini ve haczedilmiş olan malın niçin borçlunun elinde bulunduğunu kanıtlayarak; borçlunun elindeki malın borçluya ait sayılması gerektiği konusunda MK. mad. 898 ve İİK. mad. 97/a-1, c. 1’de öngörülen karinenin aksini isbat edebilir. Haciz yapılan yerde borçlunun hazır bulunması veya haciz mahalinde borçluya ait borçlunun o adreste faaliyette bulunduğuna dair önemli ve güncel evrakların (belgelerin), eşyaların bulunması halinde, mülkiyet karinesi borçlu (ve dolayısıyla alacaklı) yararına olduğundan, davacı üçüncü kişi bu karinenin aksini ancak ‘kesin ve güçlü delillerle’ ispat edilebilir....
önce edinilmiş maldan ödendikleri ve katılma alacağı hesabından düşürülmemesi gerektiği halde, Denizbank'tan çekilen 4541,00 Liranın ayrıca edinilmiş malın borcu olarak davacı aleyhine hüküm doğuracak şekilde edinilmiş malın bedelinden düşürülmesi doğru değil ise de, hükmün davacı tarafından temyiz edilmediği belirlendiğine, temyiz edenin sıfatı ve aleyhe bozma yasağı kuralı, gereğince, bu husus bu nedenle bozma sebebi yapılmadığına, yine davalı vekili tarafından TMK'nun 174. maddesi uyarınca boşanma kararıyla birlikte hüküm altına alınan maddi tazminat isteği bakımından mahsup isteğinde bulunmuş ise de, söz konusu madde gereğince verilen maddi ve manevi tazminatlar boşanmanın fer'i niteliğinde alacak ve borçlar olduğundan mahkemece takasa tabi tutulmamasının doğru olduğuna, edinilmiş mallardan kaynaklanan katılma alacağına TMK'nun 239/son fıkrası uyarınca karar tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren faiz yürütülmüş ise de, davalı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı maldan kaynaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan oturma odası grubu (koltuk takımı) ve yemek odası takımı satın aldığını, her iki ürünün de ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıplı malın iadesi ile 4.100,00 TL satış bedelinin, satın alma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
DAVA KONUSU : İstihkak (Taşınır Mal Haczinden Kaynaklanan) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; haczedilen malların kendisine ait olduğunu, haczin kendisi adına işletilen işyerinde yapıldığını ileri sürerek, haczin kaldırılmasını talep etmiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haciz yapılan işyerinin borçluya ait olduğunu, tüm tebligatların bu adrese yapıldığını, haczedilen malların borçluya ait olduğunu sürerek davanın reddini talep etmiştir....
ın dava açabileceği, eski malik olan davacı şirketin malik olmadığı araç ile ilgili mülkiyet hakkından kaynaklanan bir dava açma hakkı bulunmadığı gibi hukuki bir yararın da olmadığı, şeklindeki gerekçe ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. TMK’nun 763. Maddesinde “Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerekir. Bir taşınırın zilyetliğini iyiniyetle ve malik olmak üzere devralan kimse, devredenin mülkiyeti devir yetkisi olmasa bile, zilyetlik hükümlerine göre kazanmanın korunduğu hâllerde o şeyin maliki olur. 764. maddesinde ise “Başkasına devredilen bir malın mülkiyetinin saklı tutulması kaydı, ancak resmî şekilde yapılacak sözleşmenin devralanın yerleşim yeri noterliğinde özel siciline kaydedilmesiyle geçerli olur. Hayvan satışlarında mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi yapılamaz.” düzenlemeleri mevcuttur.” şeklinde düzenlemeler mevcuttur....
Onun için kanun koyucu ekonomik değeri olan tabi kuvvetler- doğal güçler üzerinde mülkiyet hakkının kurulabileceğini kabul etmekle, hak sahibine ayni haklara benzer bir tasarruf ve koruma imkanı sağlamış olmaktadır. Sonuç olarak Türk Medeni Kanun'u 762. maddesi ile doğal güçler ve doğal güçlerden olduğu doktrinde açıkça kabul edilen elektrik enerjisi taşınır mal niteliğinde olup, bu halde TCK'nın 141/1. ve 142. maddelerde koruma altına alınan taşınır mallara yönelik suçundan konusunu oluşturacağı açıktır....
Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.”şeklinde düzenlenmiştir.Bu ayıplı maldan sorumluluğa ilişkin olarak ise 4077 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.bendine göre(Değişik fıkra: 21/02/2007-5582 S.K./22.mad) İmalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına veya 10/B maddesinin dokuzuncu fıkrasına göre kredi veren, ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumlu olacakları belirtilmiştir. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir....
TMK'nun el birliği mülkiyet hükümlerini düzenleyen 703.maddesinde ise "Elbirliği mülkiyeti, malın devri, topluluğun dağılması veya paylı mülkiyete geçilmesiyle sona erer. Paylaştırma, aksine bir hüküm bulunmadıkça, paylı mülkiyet hükümlerine göre yapılır." düzenlemesi bulunmaktadır. Bu yasal düzenlemeler uyarınca paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir....
Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır....