İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kısmen tazminat isteminin kabulü kısmen davanın reddine dair kararının tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının davalı vekili tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: … İli, … İlçesi, … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmazın imar planında "yurt alanı" olarak ayrılmasına rağmen kullanım amacı doğrultusunda kamulaştırılmaması nedeniyle mülkiyet hakkının süresi belirsiz şekilde kısıtlandığından bahisle taşınmazın değerine karşılık 778.613,94 TL(ıslah edilmiş haliyle) maddi tazminat ve 5.000,00 TL ecrimisil bedelinin yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmiştir....
Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine (muhik) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyiniyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği, aynı Kanunun 723. maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, 04.03.1953 tarih 10/3 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötü niyete göre, haklı (muhik) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği, arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım isteği reddedilmelidir....
a-Davacı, taşınmazına komşu dere yatağının, davalı şirket tarafından yapılan çalışma sırasında yönünün değiştirildiğini ve dere yatağından gelen sel sularının aktarılmasını sağlayan menfezin davalı şirket tarafından kapatıldığını, taşınmazının kullanılamaz hale geldiğini belirterek, ecrimisil ve eski hale getirme bedelinin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda davacının talep edebileceği tazminat miktarı taşınmazın eski hale getirilmesi nedeniyle hesaplanacak zarar miktarı kadardır. Haksız fiildeki tazminat sorumluluğunun kapsamı, gerçek zarar ile sınırlı olup; zarar da, haksız eylemden önceki ve sonraki durum arasındaki farktan ibarettir. Gerçek zararın giderilmesi ilkesi çerçevesinde eski hale getirme bedeli istenebilir. Dava konusu olayda, taşınmazın fiziki yapısına zarar verilmiştir....
Bilindiği gibi, öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, ecrimisil istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı taraf, Ali Velipaşaoğlunun mirasçısı olduğunu, davalının izinsiz ve muvafakatsiz olarak kiralanana girdiğini, kira alacağı davasının ayrılmasından sonra bu dosyada görülen davada, davalıdan ecrimisil alacağı olduğunu, 89.063,00 TL kira ve ecrimisil alacağının çekilen ihtara rağmen ödenmediğini iddia ettiği, fazlaya ilişkin hakkını saklı tutarak 1.000 TL ecrimisil talebinde bulunduğu, bilirkişi raporu sonrası ecrimisil alacağını 12.000 TL olarak ıslah ettiği, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının davasının kısmen ( 5329,92 TL) kabulüne karar verildiği, verilen kararın davacı ve davalı tarafından ayrı ayrı istinafa taşındığı görülmüştür. Bilindiği üzere ve Yargıtay kararlarında da belirtildiği şekilde; elatmanın önlenmesi davası, mülkiyet hakkına dayanan ve kaynağını TMK’nın 683. maddesinden alan bir dava türüdür....
Belediye Başkanlığı aleyhine 08/11/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21/03/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi ... Su ve Kanalizasyon İşleri (...) Genel Müdürlüğü vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat ve ecrimisil bedeli istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, ... Su ve Kanalizasyon İşleri (...) Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalı ... Belediyesi tarafından yol ve alt yapı çalışması yapılması sırasında arazide bulunan fıstık ağaçlarının zayi edildiğini belirterek, fıstık ağaçlarına verilen maddi zarar ile ecrimisil bedelinin tahsilini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; mülkiyet hakkına dayalı ecrimisil istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 01/07/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 23.8.2005 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.5.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, çapa dayalı tapulu taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. Davacı, maliki olduğu 109 ada 19 parsel sayılı taşınmazına davalının 2004 ve 2005 yıllarında ekip biçmek sureti ile haksız olarak müdahalede bulunduğunu bildirerek, müdahalenin men'ini ve 2 yıllık ecrimisile hükmedilmesini istemiş, davalı davanın reddini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir....
Bilindiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, hak sahibi olan malikin, hak sahibi ve iyiniyetli olmayan zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
duvar örmesinin davacıya değer kazandırdığını, davacıyı zarara uğratmadığı gibi taşınmazı koruduğunu ve değerlendirdiğini, örülen duvarın değerinin toprağın değerinden çok fazla olduğunu, davacı ve diğer hissedarların duvarın örüldüğünü bildikleri ve gördükleri halde 15 gün içinde itiraz etmediklerini, zamanaşımı definin bulunduğunu, maddi tazminat taleplerinin zarar tarihinden itibaren bir yıllık sürede ileri sürülmediğini, müvekkilin davacının hissedarı olduğu taşınmazı kullanmadığını, yarar elde etmediğini, taşınmazın zaten davacı ve hissedarlarının kullanımında olduğunu, bu takdirde ecrimisil bedeli istenemeyeceğini, taşınmazın ölçümlerinin her defasında farklı hesaplandığını, tecavüz edilen kısmın aslında 825 m² olmadığını, duvarın kalınlığı sebebiyle tecüvüzlü olduğunun anlaşıldığını savunmuştur, aleyhe açılan davanın reddini, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....