WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yerel mahkeme, temyize konu edilen kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının buna göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu bağlamda öncelikle, sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuki işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanmasında yarar vardır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

    Yerel mahkeme, temyize konu edilen kararında, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre çözümlenmesi ve zamanaşımı süre ve başlangıcının buna göre belirlenmesi gerektiğini kabul etmiştir. Bu bağlamda öncelikle, sebepsiz zenginleşme kavramı ve hukuki işlemlerden doğan borçlardan farkının açıklanmasında yarar vardır. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır....

      sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanılarak çekin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresi içinde dava açılması mümkündür....

        O halde somut olayda mevzuata aykırı yapılan hatalı ödemenin iadesi istendiği gözetilerek, alacağın Borçlar Hukukunun sebepsiz iktisap kuralları çerçevesinde istenip istenmeyeceği tartışılarak sonucu uyarınca bir karar verilmelidir..." gerekçesi ile karar bozularak, mahkemesine iade edilmiş, yerel mahkeme tarafından önceki kararında direnilmiştir. Verilen direnme kararı üzerine de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/3-590 Esas sayılı kararı ve "...Ne var ki, somut olayda hatalı ödemeye ilişkin olarak ortada, salt hatalı ödeme işlemi bulunmakla, idarenin bu işlem nedeniyle sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak, genel mahkemede dava açması olanaklıdır. Ortada bir şart tasarruf bulunmadığından, şart tasarrufun varlığı halinde uygulanacak ilkelerin somut olay yönüyle uygulama yeri yoktur. Öyle ise, söz konusu ödeme davalı yönünden nedensiz zenginleşme olup, burada, idare hukukunun idari kararların geri alınmasıyla ilgili kurallarının uygulanmasına olanak yoktur....

          Davalı T6 ve T4 ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerindeki benzer beyanlarında özetle; davacının iddia ettiği bankaya depo edilen bedel ile bahsedilen tezyidi bedelle hükmedilen bedelin alınmadığını, sebepsiz zenginleşme olgusunun gerçekleşmediğini, ödemenin olmadığından mükerrer ödemenin söz konusu olamayacağını, davanın reddini talep etmiştir. Davalı T5 cevap dilekçesinde özetle; davacının iddia ettiği bankaya depo edilen bedel ile bahsedilen tezyidi bedelle hükmedilen bedelin alınmadığını, sebepsiz zenginleşme olgusunun gerçekleşmediğini, ödemenin olmadığından mükerrer ödemenin söz konusu olamayacağını, davanın reddini talep etmiştir....

          Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı alacaklının çeke dayalı müracaat hakkının düşmüş olması nedeniyle tercih hakkını kullanarak eski TTK'nın 644. maddesinde düzenlenmiş bulunan sebepsiz iktisap davası yoluna başvurduğu, bu davanın cirantaya karşı açılmasının mümkün olmadığı, keşideci davalı M.. B.. hakkında kambiyo hukukuna dayalı mevcut bir icra takibi olması nedeniyle bu şahsa karşı sebepsiz zenginleşme davası açılması koşulları oluşmadığı gerekçesiyle, davalı M.. B.. aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir....

            Dava, sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayandırılan alacak istemine ilişkindir. Davacı vekilince alacak istemi, sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayandırılmakla birlikte, alacak isteminin temelde, tarafların geçmişte %50 ortak oldukları----- davalının, şirket hesabından kendi nam ve hesabına, çeşitli açıklamalar ile para transferleri gerçekleştirdiğinin tespit edildiği, davalının, %50'si davacıya ait olması gereken pay, hak ve alacağı haksız ve hukuka aykırı olarak kendisine aktardığı, bu suretle davacı aleyhine sebepsiz zenginleştiği iddiasına dayandırılmıştır. Mahkememizce taraf delilleri ----- üzerinde inceleme yapılmasına dair karar verilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır....

              Sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak iade isteminde bulunulabilmesi için bir tarafın malvarlığının diğer tarafın malvarlığı aleyhine çoğalması gerekir. Buna göre sebepsiz zenginleşme kapsamında bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Zenginleşen, başkasının malvarlığından veya emeğinden haklı bir sebep olmaksızın elde ettiği zenginleşmeyi geri vermek zorundadır. (TBK m.77/1) Açıklanan nedenlerle, öncelikle iade borcunun kapsamı belirlenmeli, fakirleşme ve zenginleşme zamanı tespit edilmelidir. Davalı-karşı davacının, taşınmaza yaptığını iddia ettiği giderleri sebepsiz iktisap hükümleri uyarınca davalılardan isteyebilmesi için yaptığı giderlerin mal varlığından çıkmış ve davacı-karşı davalı tarafın mal varlığına geçmiş olması gerekir....

                Davacı taraf, tarihsiz taksim taahhüt belgesine ve taksim iddiasına dayanarak alacak iddiasında bulunmaktadır. Davacının talebi alacak olup, miras taksimi nedenine dayandırmaktadır. Dairemizin davaya bakmakla görevli olabilmesi için miras taksim iddisına dayalı tapu iptal tescil talebi bulunması gerekir. Oysa davacı sadece alacak talebinde bulunduğundan uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Yine davacı, geçersiz sözleşmeye istinaden verdiğini geri istememekte, aksine taksime dayalı olarak hak/ alacak iddiasında bulunmaktadır. Bu sebeple uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme olarak nitelendirmesi mümkün değildir" gerekçesi ile ve uyuşmazlığın miras hukukundan kaynaklandığından bahisle dairemiz yönünden AİDİYET kararı verilmiştir. Davacı ve davalının anneleri Ümmü Gülsüm GÖKCAN'ın dava ve karar tarihinde sağ olduğu uyuşmazlık konusu değildir. Bu durumda uyuşmazlığın miras hükümleri kapsamında değerlendirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır....

                Ancak, taraflar verdiklerini sebepsiz zenginleşme kuralları gereğince geri isteyebilirler. Zira, haklı bir sebep olmaksızın mal edinen kimse onu iade ile yükümlüdür. Dava, Türk Borçlar Kanunu 77. ve devamı maddelerine göre, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. O halde, davanın dayanağının Türk Borçlar Kanunu hükümleri olduğu, 4077 sayılı kanun kapsamında bulunmadığı gözetilmeli, uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Mahkemece, görev kapsamını belirlemede yanılgıya düşülerek Tüketici Mahkemesi sıfatıyla hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2-) Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu