Noterliğinden 12.12.2016 tarih, 16087 yevmiye nolu ihtarının keşide edilerek konutu tahliye etmesi ve 01.11.2016 tarihinden itibaren aylık 1000,00 TL ecrimisil ödemesinin ihtar edildiğini, ihtarın 13.12.2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen konutun kullanan tarafından da tahliye edilmediğini ve ecrimisil bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek, her iki davalının da halen haksız işgale devam ettikleri kooperatife ait konutu fuzuli işgal etmeleri nedeniyle bu taşınmaza yaptıkları müdahalenin meni ile tahliyelerine, işgalin başladığı 02.11.2016 tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'den dava tarihine kadar toplam 7.300,00 TL ecrimisil bedelinin her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08/03/1950 tarih 22/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08/03/1950 tarih 22/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08/03/1950 tarih 22/4 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin eldeki davayla birleştirilen 21.6.2011 tarih ve 2009/313 Esas, 2011/371 Karar sayılı dava dosyasıyla...,... ve ... ...’a karşı elatmanın önlenmesi davası açarak davalıların dava konusu taşınmaza yaptığı müdahalenin önlenmesine ve toplam 22.000 TL haksız işgal tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar 24.11.2009 tarihli dilekçeleriyle davacı ...’ın rızasıyla evde oturduklarını bu nedenle haksız işgal tazminatının istenemeyeceğini, ev yapılırken çalıştıklarını ve katkılarının olduğunu bildirmişler, men'i müdahale ile haksız işgal tazminatı davasının reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, davacı-karşı davalı ... ...'...
Ortak alana anılan şekilde haksız el atılması halinde, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uygulanmak suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi yoluna gidilmesine rağmen haksız el atmanın sonucu olarak ortaya çıkan işgal tazminatı niteliğindeki ecrimisil talebini, bu kanunun kapsamı dışında bırakmanın yasal dayanağı bulunmamaktadır. Şu halde, dava konusu olan haksız el atmaya dayalı ecrimisil istemi, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan davalardan olduğundan, aynı kanunun Ek 1. maddesindeki özel düzenleme gereği davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesine aittir. Davanın açıldığı asliye hukuk mahkemesi tarafından HMK'nun 2, 4, 114/1-c,115 mad. ve Kat Mülkiyeti Kanunu'nun ek 1. maddesi gereğince görevsizlik kararı verilmesi gerekirken esas yönünden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, hükmün görev yönünden bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun esas yönünden inceleme yapmak suretiyle onama görüşüne katılmıyorum...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 30.04.2015 gününde verilen dilekçe ile haksız işgal tazminatı (ecrimisil) meni müdahele talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 11.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin ve adli yardım talebinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.09.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
T3 bakımından müdahalenin meni talebi bakımından esas hakkından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olup, dava tarihi itibari ile davacının eldeki davada haklı olduğu kanaati ile elatmanın önlenmesi davası bakamından yargılama giderlerinin T3 mirasçıları üzerine bırakılmasına karar verilmesi gerekti inancı ile; Davanın Davalı T3 hakkında açılan müdahalenin meni talebi yönünden, T3'ın yargılama sırasında ölmüş olması sebebiyle konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı T3 hakkında açılan ecrimisil talebi yönünden davanın REDDİNE, davanın davalılar T6, Keziban Arslan ve dahili davalı T7 yönünden tümden REDDİNE karar verilmiştir....
Reddine.Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin, tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurdukları kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri en fazlası mahrum kalınan gelir karşılığı zarardır....
Dava, elatmanın önlenmesi (elatmanın önlenmesi ve ecrimisil) istemine ilişkindir. Davacı tarafça; dava konusu edilen taşınmazların meni müdahale davasına konu pay yönüyle davacının hissesine düşen meni müdahale ve ecrimisil değeri toplamı 4.382,00.-TL olup, davacı 6.000,00.-TL üzerinden dava açtığından ve bu değere göre harç yatırdığı ve yargılamanın bu değer üzerinden yapıldığı anlaşılmıştır. Gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08/03/1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır....