WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, 2001,2002,2003 yılları arasında davalı işyerinde sigortalı çalışmasının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali ile iptale konu toplam 568 günün tespitini istemiş, Mahkemece talepten fazlasını içerecek şekilde ve iş bu dosya arasında yer alan bilgi ve belgelerle örtüşmediği halde, gerekçeli kararın esasa yönelik kabulün yer aldığı son paragrafında ve hüküm fıkrasında; davacının 28.10.2001-25.05.2005 tarihleri arasındaki sigortalı sürelerin iptaline ilişkin kurum işleminin iptali ile iptal edilen bu sürelerdeki hizmetlerin sigorta bildirimlerinin geçerli olduğunun tespitine karar verilmesi, açık çelişki oluşturmaktadır. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan çelişkili şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, sair hususlar incelenmeksizin davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

    Eldeki dava, 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi kapsamındaki Kurum işleminin iptaline ilişkin olması, iptali talep edilen 21.2.2011 tarihli davalı Kurum işleminde, 5510 sayılı Kanunun 86 maddesine göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde Kuruma itiraz edebileceği ve başvuru yolları belirtilmediği, bu nedenle hak arama hürriyetinin ihlal edildiği, Mahkemece, öncelikle davacıya, yapılan işleme karşı davalı Kuruma başvurması için süre verilmeli, davacı tarafından davalı Kuruma başvurulması durumunda, başvuruya karşı davalı Kurumun işleminin sonucu bekletici mesele yapılmalı, davalı Kurumca yapılacak işlem sonucu işin esasına girilerek, deliller toplanmak ve değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken; hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

      "İçtihat Metni"İş Mahkemesi Dava, maluliyet aylığı talebinin reddine ilişkin Kurum işleminin iptali ile tahsis istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı ile davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. ...-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. ......

          H.B'lerin düzenlenmesi aksi halde bu bildirimlerin resen düzenleneceği içeren kararın iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkeme Davalı kurum tarafından, sigortalılıkları iptal edilmesi istenen kişilerin ... ve ... olduğu, davacının bu kurum işlemi karşısında herhangi bir sıfatının bulunmadığı, davacının sadece aracı bir konumda olduğu, kurum işleminin iptalini isteme hak ve yetkisinin, kurum işleminden doğrudan etkilenecek olan, sigortalılıklarının iptali ile karşı karşıya kalan ... ile ... olduğu gerekçesiyle, davacının eldeki davayı açmakta aktif sıfatı(husumeti) bulunmadığından dolayı reddine karar vermiştir. Mahkemenin hükme dayanak aldığı gerekçesi ve yargılama sonucu verdiği karar isabetsizdir. Öncelikle davacının eldeki davada işveren sıfatıyla davayı açtığı gözönünde bulundurulduğunda, davayı açmasında hukuki yararının bulunduğu ve işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği açıktır....

            TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 30.07.2019 tarihli borçlanma talep dilekçesi ile Almanya'da geçen hizmetlerini 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma talebinde bulunduğunu, davalı Kurumun 26.09.2019 tarih 761871 varide sayılı yazısı ile davacı müvekkilden yurtdışı hizmet belgesi aslının ve başvuruda sunulmuş olmasına rağmen kendi gönderdikleri talep formunun doldurulup 3 ay içerisinde gönderilmesini istediğini, istenen belgelerin süresinde kuruma sunulduğunu; ancak davalı kurum tarafından, 26.12.2019 tarihli yazı ile; 260201tarihli yazıda istenilen belgelerin süresinde kuruma sunulmadığı gerekçesi ile yurtdışı borçlama başvurusunun reddedildiğini beyanla aksi kurum işleminin iptali ile müvekkilin 30.07.2019 tarihli talebine istinaden borçlanma işleminin yapılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

            İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T2 vekili: davacının incelenen Kurum kayıtlarından kayıt dışı istihdamda bulunduğunun açık olduğu ve Kurum işleminde hata bulunmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Davacı dava dilekçesinde Kurum tarafından aleyhine verilen 10.600,00 TL para cezasının iptalini talep ettiğini belirtmiş, 31.10.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında ise mahkemece uyuşmazlık işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan Kurum işleminin iptali şeklinde belirlenmiştir....

            Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali ve tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı Kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

              V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece davacının ... sigortasına giriş tarihinin Türkiye’de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi, Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri borçlanma hakkı olduğunun tespiti, aksine kurum işleminin iptali istemlerine ilişkin açtığı ilk davanın yargılaması sürerken,Türk vatandaşlığında geçen borçlanmaya esas süreleri borçlanma hakkı olduğunun tespiti, aksine kurum işleminin iptali istemine yönelik talebin tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, eldeki davada da sigorta başlangıç tarihinin belirlenmesi istemine yönelik talebin görüldüğü ve davanın kabulüne karar verildiği, esasen ilk davada beraberce görülmesi mümkün olan bu taleplerin tefrik edilmesi nedeniyle, davalı Kurum aleyhine mükerrer vekâlet ücreti tayini usul ve yasaya aykırı...

                Somut olayda davacının istemi, aylığının kesilmesine ilişkin kurum işleminin iptali ile kesilen aylıklarının tahsili olup, hükmün gerekçe kısmında kurum işleminin yerinde olmadığı, davacıya bağlanan aylığın geçerli olduğu belirtilmesine karşın, hüküm fıkrasında; davalı kurum tarafından "davacının babasından aldığı ölüm aylığının iptali ve borç çıkarma" işleminin yerinde olmadığından reddine şeklinde hüküm kurulması, gerekçe ile hüküm arasında açık çelişki oluşturmaktadır. Mahkemece, hem gerekçe ile hüküm arasında hem de hüküm kendi içinde çelişki oluşturacak şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11....

                  UYAP Entegrasyonu