Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, ......

      Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, sağlık hizmeti satın alma sözleşmesinden kaynaklı kurum işlemine yönelik menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı tarafından, davalı kurum tarafından yapılan 56.182,72 TL kesintinin iptali için dava açılmış olup, dava nispi harca tabidir. Davacı tarafça maktu peşin harç yatırılarak dava açılmıştır....

      Yapılan açıklamalar doğrultusunda eldeki dosya incelendiğinde, dava tarihinin 12.11.2013 olduğu, iptali talep edilen Kurum işleminin dava açıldığı tarihte henüz tesis edilmediği, davacı şirket hakkında dava açıldığı sırada Kurum tarafından incelemelerin devam ettiği, müfettiş raporunun dava açıldıktan sonraki bir tarihte tanzim edildiği anlaşılmaktadır. Bu haliyle, eldeki dava açıldığı tarihte iptali istenen Kurum işlemi henüz tesis edilmediğinden davacının dava açıldığı tarihte işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....

      aylığı kesildikten yaklaşık 2 sene sonra muvazaalı boşanma gerekçesi ile 11.302,92 TL borç tahakkuk ettirildiğini belirterek, dava konusu kurum işleminin iptaline ve kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, borçlu olmadığının menfi tespit yolu ile saptanmasına, kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, konusuz kalan davada karar vermeye yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 26.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, borçlu olmadığının menfi tespit yolu ile saptanmasına, kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, konusuz kalan davada karar vermeye yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 26.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, yaşlılık aylığının kesilmesine dair Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece uyulan bozma ilamı sonrası, davacının 06.03.2008 - 15.06.2008 tarihleri arasında fiilen tekstil işçisi olarak çalıştığı kanaatine varılarak, 66 günlük sigortalı çalışmasının iptali işlemi ile 01.10.2007 - 23.02.2014 tarihleri arası için 57.397,07 TL yaşlılık aylığının borç kaydedilmesi işleminin hukuka uyarlı olmadığı, Kurum işleminin iptali gerektiğinden bahisle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmış ise de, dosya kapsamına göre, davacının iptal edilen sigortalılığının, dava dışı ... Tem. Hiz. ve Depo İşl. Tic....

            SONUÇ : Hükmün 1 no'lu bendinin son satırının son cümlesinden sonra gelmek üzere "..,aksi kurum işleminin iptali ile davacının, yurtdışında Türk Vatandaşlığı döneminde geçen süreleri 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanabileceğinin tespitine" sözlerinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 11.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu