WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, kayden ana baba bir kardeşi görünen 12.08.1976 doğumlu ve 02.10.1978 tarihinde ölü babası adına tescil edilen davalı ...'ın babasının, annesi ile evlilik dışı beraberlik yaşayan ... olduğunu ileri sürmüştür. Kayden baba görünen ve 10.12.2000 tarihinde ölen Mehmet ile anne Sabahat 03.03.1978 tarihinde evlenmiştir. Sonradan evlenme ile kurulan soybağına itiraz ve iptal davalarına tanımanın iptaline ilişkin hükümler kıyas yolu ile uygulanır. (TMK.md.294/son) Evlenme tarihinden itibaren Türk Medeni Kanununun 300. maddesinde öngörülen 1 ve 5 yıllık hak düşürücü süreler geçmiştir. Davacının, Türk Medeni Kanununun 300/son maddesi uyarınca gecikmeyi haklı kılan bir sebebe dayalı iddiası ve delili de bulunmamaktadır. Hak düşürücü süreler mahkemece kendiliğinden nazara alınır. O halde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerekir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Sonradan Evlenme Yolu İle Kurulan Soybağına İlişkin İtiraz ve İptal Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına oybirliğiyle karar verildi. 07.05.2012(Pzt.)...

      Dosyadaki nüfus kayıtlarından; ... 16.09.1952 tarihinde evlendikleri, davacı ..., 05.03.1950 doğumlu olarak 28.07.1965 tarihinde ... ve İsmail nüfusuna tescil edildiği, 13.11.1972 tarihinde İsmail'in öldüğü anlaşılmaktadır. Dava, bu haliyle, davacının babasının.. olmadığı iddiası bakımından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 292. maddesi kapsamında ana ile sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz, biyolojik babasının ..olduğu iddiası yönünden ise aynı Kanunun 301. maddesi gereği babalığın tespiti istemlerine ilişkindir. Davacının.. ile olan soybağı ilişkisi geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesi mümkün olmadığından, eldeki davaya ana ile sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz davası olarak bakılarak, babalığın tespiti talebinin eldeki dosyadan tefrik edilerek, sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz davasının sonucunu beklemesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir....

        Gerçekleşen bu duruma göre; dava, soybağının reddi değil, Türk Medeni Kanununun 294. maddesine dayanan sonradan evlenmeyle kurulan soybağına itiraz, birleşen dava ise babalığın tespiti niteliğindedir. Davacı ile davalı ... arasındaki soybağı, davacının annesi... ile davalı ...'ın sonradan evlenmesiyle kurulmuş olup, bu şekilde kurulan soybağına itiraz davası açılabilmesi için yasada öngörülen hak düşürücü süre geçmiştir. Sonradan evlenmeyle kurulan soybağı da iptal edilmemiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Soybağının Reddi - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davalı-karşılık davacı, davacı (eşi) ile 8.10.1999 tarihinde evlenmişlerdir. Çocuk Yıldıray 7.5.1998 doğumlu olup, ana ve babasının evlenmesiyle 8.10.1999 tarihinde nüfusa tescil edilmiştir. Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının evlenmesiyle kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olur. (TMK. md. 292) Buna göre, davalı-karşılık davacı ile çocuk Yıldıray arasındaki soybağı , sonradan evlenme yoluyla kurulmuştur. Davalı-karşılık davacı tarafından açılan dava, sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağına itiraz niteliğindedir. ( TMK. md. 294) Bu davayı ana ve babanın yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet Savcısı açabilir....

            Açıklanan delillere göre dava Türk Medeni Kanunu'nun 292 ve devamı maddelerinde düzenlenen sonradan evlenme ile kurulan soybağına itiraz ve iptal talebine ilişkindir. Mahkemece davanın soybağının reddine ilişkin olduğuna dair nitelemesi doğru değil ise de aynı Yasanın 294. maddesine göre davacının aktif dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle mahkemenin ret hükmü sonucu itibariyle doğru olduğundan gerekçenin açıklanan şekilde düzeltilmesi suretiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 17.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Türk Medeni Kanunu'nun soybağına ilişkin hükümleri dikkate alındığında; Kanun koyucunun Cumhuriyet savcısına soybağıyla ilgili herhangi bir dava açma yetkisi tanımadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 294/1 maddesi gereği, Cumhuriyet Savcısının sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebileceği, somut olayda böyle bir durumun da söz konusu olmadığı dikkate alınarak Cumhuriyet Savcısının soybağına itiraz ve iptal davası açma hakkı bulunmadığı için taraf ehliyeti yokluğundan davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Ancak; Davacı, davalı ... ile evlilik öncesi ilişkisinden ... isimli çocukları olduğunu sonra ... ile evlendiğini, çocuğu nüfusa bildirip üzerine yazdırdığını, şimdi ise çocuğun kendisinden olmadığını ileri sürerek ... ile olan bağın koparılarak nüfusundan silinmesini istemiş, mahkemece davanın soybağının reddi olarak nitelendirilerek TMK 289/3.maddesindeki hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmiş ise de dava TMK 294. maddesine dayanan sonradan evlenmeyle kurulan soybağına itiraz davası olup TMK 300. maddesinde yer alan hak düşürücü süreler esas alınması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden gerekçeli kararın başlığında yer alan "Dava: Soybağının reddi" tümcesi ile hüküm fıkrasının birinci paragrafında yer alan "M.K.nun 289/3 maddesi" tümcesinin metinden çıkarılmasına, yerine sırasıyla "Dava: Sonradan Evlenmeyle Kurulan Soybağına İtiraz" tümcesi ile "TMK nun 294. ve 300. maddeleri"...

                  Kaya olduğu iddiası ile eldeki dava açılmış ise de, Türk Medeni Kanunu'nun soybağına ilişkin hükümleri dikkate alındığında, Kanun koyucunun Cumhuriyet savcısına soybağıyla ilgili herhangi bir dava açma yetkisi tanımadığı, Türk Medeni Kanunu'nun 294/1. maddesi gereği, Cumhuriyet savcısının sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebileceği, somut olayda böyle bir durum söz konusu olmadığından, Cumhuriyet Savcısının soybağına itiraz ve iptal davası açma hakkının bulunmadığı, dava hakkının yanlış yazılım nedeni ile hukukları etkilenecek olan kişilere ait olduğu, bunların da harç ve diğer yükümlülüklerini yerine getirerek böyle bir davayı gerek gördükleri takdirde her zaman açabilecekleri anlaşılmaktadır. Mahkemece açıklanan hususlar gözönünde bulundurularak davanın aktif husumet ehliyetinin yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerine, işin esası incelenerek kabulü doğru görülmemiştir....

                    Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmî sicilin belgelendiği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Somut olayda, ....Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen, davaname ile, davalı ...'ın, dedesi ... ... nüfusuna kaydettirildiği, gerçekte babasının davalı ... olduğu iddiasıyla, davalı ...'...

                      UYAP Entegrasyonu