Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı ..., 1836 ada 23 parsel sayılı taşınmazın bitişiğinde bulunan ve kullanım kadastrosu sonucunda paftasında yol olarak gösterilen taşınmaz bölümünün kullanım kadastrosuna tabi tutulmadığını, taşınmaz bölümünün kendi zilyetliğinde bulunduğunu ileri sürerek adına kullanım şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır....

    Bu durumda; taşınmazı fiilen kullanan kişi lehine kullanım şerhi verilmesi ancak Ek-4. maddenin 1. fıkrası uyarınca yapılacak kullanım kadastrosu ile mümkündür. Somut olayda; çekişmeli taşınmaz 1971 yılında yapılan tesis kadastro sırasında dava dışı ... adına tespit ve tescil edilmiş, 16.6.1995 tarihinde taşınmazın tapu kaydına 6831 sayılı Kanunu'nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarıldığı yazılmış, 14.12.1999 tarihinde ise satın alma yoluyla davacı ... adına tescil edilmiştir. Daha sonra çekişmeli 257 parsel sayılı taşınmaz hakkında .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18.11.2003 tarih ve 2002/345 Esas ve 2003/892 Karar sayılı kararı ile taşınmazda kullanıcı belirlemesi yapılmaksızın hükmen adına tescil edilmiş ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Taşınmaz üzerinde de herhangi bir kullanım kadastrosu ve güncelleme çalışması yapılmamıştır....

      ilânı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil… edilir.” hükmüne yer verilmiştir....

      Birleşen 2019/53 Esas sayılı dava dosyasında; davacı Hazine vekili özetle; eski 109 ada 3 yeni 6390 ada 3 nolu parselin, 3498,58 m2 iken 2352,31 m2 olarak tescil edildiğini ve yüzölçümünde azalma meydana geldiğini, ancak taşınmazın, kuzeyinde bulunan tescil harici alana doğru 542,75 m2 genişletildiğini, 542,75 m2 lik farkın 22/a kadastrosunda yanlış işleminden kaynaklandığını, bu kısmın terkini ile tescil harici alana eklenmesi gerektiğini ileri sürerek varsa üzerindeki takyidatlardan ari olarak tescil ve düzeltim kararı verilmesini talep ve dava etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, ... 270 ada 10 parsel sayılı 756 m2 yüzölçümlü taşınmazın, 2/B madde uygulaması nedeniyle bahçe niteliği ile Hazine adına tesbit edildiğini, taşınmazın davacının zilyetlik ve tasarrufunda olduğunu bildirerek, bu durumun tapu kaydının beyanlar hanesine yazılması istemiyle dava açmıştır. Yörede 5831 sayılı yasaya göre kullanım kadastrosu yapılmamıştır. Mahkemece, yörede 5831 sayılı Yasaya göre bir çalışma yapılmadığı, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde ... 10 yıllık hak düşürücü sürenin de dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Somut olayda; hükme esas alınan orman bilirkişi raporu ile, çekişmeli taşınmazın 1957 yılında yapılan tapulama çalışmalarında orman olarak tespit harici bırakılan yerlerden olduğu ve kesinleşen orman tahdidine göre taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığı belirlenmesine karşın, taşınmazın öncesi itibariyle orman olup olmadığı, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarından yararlanmak sureti ile belirlenmediği gibi, taşınmazın orman içi açıklık olup olmadığı hususları da irdelenmemiştir." denilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucu davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi tespit malikleri adına tesciline karar verilmiş, hüküm ........... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1970 tarihinde yapılan ve kesinleşen Çiftlik - Çırpı serisi içinde kalan ormanların orman kadastrosu var. Aazi kadastrosu 1981 yılında yapılmış, çekişmeli yer tespit dışı bırakılmıştır.  İncelenen dosya kapsamına göre mahkemenin değerlendirmesi yerinde değildir....

            Kesinleşen tescil kararı gereğince taşınmazın Tapu Müdürlüğünce tapuya tescil edilmesi gerekirken "Tesciline karar verilen yerin tescil harici bırakılan yere isabet ettiği ve bu yerin imar uygulaması sonucu yol ve yeşil alan olarak bırakıldığından kullanım amacının değiştiği düşünüldüğünde kararın uygulanabilirlik özelliğini kaybettiği, bu durum itibariyle kararın uygulanamayacağı" belirtilerek tescil edilmemiştir. Temyize konu bu davada taşınmazı temlik alan ... vekili, 17/08/2007 tarihli dilekçesi ile 12.145 m2 taşınmazın tapuya tescil edilmemesi nedeniyle, ... Belediyesi tarafından yapılan imar düzenlemesinin de iptal edildiğini belirterek taşınmazın tapu iptali ve tescilini talep etmektedir. Mahkemece, ... Belediyesi tarafından yapılan imar düzenlemesinin iptal edildiği, taşınmazın halen tescil harici durumda olduğu. Hazine ve Orman Yönetiminin de ilk davada taraf olduğu gerekçesiyle ... Büyükşehir Belediyesi ......

              "İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 26/12/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; U.. ili, Merkez, B... köyünde bulunan müvekkiline ait eski 651 ve 652 (yeni 230 ada 8 ve 9) sayılı parsellere bitişik ve doğusunda kalan, tescil harici bırakılan taşınmazın yirmi yıldan fazladır müvekkili tarafından kullanıldığı halde 26/11/2013 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu işleminde orman sınırları içine alındığı iddiasıyla orman kadastrosuna itiraz ve tescil isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, orman kadastrosuna itiraz ve tescil davasıdır....

                Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, 1949 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1975, 1984 ve 1997 yıllarında yapılıp kesinleşen aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamaları vardır. Genel arazi kadastrosu 1967 yılında yapılmış, taşınmaz çalılık olarak tespit harici bırakılmıştır. Mahkemece dava konusu taşınmazın toprak yapısında orman toprağı özelliği olan koyu renkli humusun bulunması, içinde doğal olarak yetişmiş olan yaşlı kızılçam ağaçlarının bulunması, üç yönden yaşlı kızılçam ağaçları ile çevrili olması, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında yeşil renkli ormanlık alanlarda içinde kalması, orman amenajman planında ormanlık alanlar içinde kalması nedeniyle eylemli kullanım durumu bakımından orman sayılan yerlerden olduğunun tespit edildiği gerekçesi ile davacının davasının reddine karar verilmesinde bir isabetszlik bulunmamaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu